TOKAT'TA BİR KADIN MEVLEVİ ŞEYHİ ARİFE HOŞ -LİKA

13.11.2016

              TOKAT MEVLEVİHANESİ İLK ŞEYHLERİNDEN ARİFE HOŞ-LİKA HANIM
                                                                                                                
                                                                                         Hasan AKAR
Konya, ülkemizde siyasi karışıklıkların yoğunlaştığı bir dönem olan  1976-1979 yılları arasında yüksek öğrenimimi yaptığım  düşüncelerime ve hayatıma yön veren şehirlerden biri. Hz.Mevlânâ’nın ömrünün geçtiği ve gömüldüğü Kubbe-i Hadra’da bu şehirde yaşayan insanların  kendilerini mutlu hissetmeler varsa  aksinde O Allah dostunun fikirlerinden istifade etmemeleri bana göre büyük bir eksiklik olur. 1976 yılının Mübarek Kadir Gecesinde Hz.Mevlânâ Türbesi’nin hemen yanı başındaki Sultan Selim Camii’nde Yüce Yaradan’a açtığım ellerim ve dualarım boş çevrilmediği için daima şükrederim.
Mevlânâ’nın Tokat’a gelip gelmediğini  tam olarak bilemiyoruz. Bunu Konya’dan gelen akademisyenlere de sorduğumuzda Mevlânâ’nın geliş güzergâhında Tokat’ın bulunmadığını ancak  bir alperenler şehri olan Tokat’a daima bir ilgi içerisinde olduğunu mevcut bilgi ve belgeler ışığında belirttiler. Ancak , Fih-i Mafih adlı eserinde Tokat’la ilgili çok manalı sözlere ulaşıyoruz:
Mevlânâ Hazretleri uzun bir yolculuktan sonra Konya’ya döndüğünde halk heyecanla sorar:
-Nereden  efendimiz,Yolculuk nereden?
Hz. Mevlânâ  bu soruyu son derece memnun bir şekilde:
-Alîmler,şairler ve fadıllar yurdundan.
Halk bu nezih cevaba:
-Deseneki  Efendimiz Tokat’tan geliyorsunuz . Diye cevap verir.
Ve:
“Tokat’a gitmek gerek.Orada havalar güzel.” Mısraları O’nun  gelip gelmemesinin dışında Tokat’a olan sevgi ve ilgisini çok rahat göstermektedir.
Tokat’ta Mevlevilik Tarikatının kurulması ve gelişmesi, Hz.Mevlânâ’nın müritlerinden olan Selçuklu Hükümdarı 4.Kılıçarslan’ın 1260 yılında Pervane ünvanıyla görev verdiği Muineddin Süleyman zamanında başlar. Muiniddin Pervane kendi  döneminde alimleri korumuş Tokat’ta Fahreddin Irakı’nin müridi olmuştur. Hankâh,hamam ve şifahane yaptırmıştır.(Bunlardan Pervane Hamamı ve Şifahane-Gökmedrese ayaktadır.)
Tokat’ta Mevlevihâne ve bununla ilgili arşiv bilgilerine 1455 Tarihli Tapu Tahrir Defterleriyle birlikte 1530 tarihli Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü yayınları arasında yer alan Muhasebe-i Vilayet-i Karaman ve Rum Defteri’nde rastlanmaktadır.
Biz bu  kısa yazımızda daha çok Mevlânâ’dan sonra tesis edilen Mevlevilik Tarikatında kadın ve Tokat Mevlevihanesi’ne atanan  Konyalı Mevlevi Şeyhi Arife Hoş-lika Hanım’dan  bahsetmeğe çalışacağız.
Mevleviliğin yegane ilkesi insanlığa Hakk’ı anlatmaktır.Dolayısıyla  tasavvufi düşüncede insan muhatap ,gaye olarak  ele alınmaktadır.O,insanın  cinsiyetinden ziyade kimliği üzerinde durmaktadır.O’na göre kadın ve rekek bir bütünün iki parçasıdır.Onun için Mevlana erkek veya kadına önce insan olduğu için değer vermiştir.
Hz.Mevlânâ hayatı boyunca erkekler kadar kadınlara da  değer ve ders vermiş,onların kendi aralarında düzenledikleri sohbetlere ve sema törenleri düzenlemelerine müsaade ederek  uygun zamanlarda kendisi de  sohbet bölümlerine katılmıştır.O yıllarda Konya’nın ileri gelenleri,hanımları  baştan beri Mevlânâ’ya ve Mevleviliğe büyük hayranlık duyarak mürit ,müride olarak O’nun yanında yer almışlardır.Kadınlardan zengin ve varlıklı olanlar  Mevlevi Dergâhlarının  çeşitli ihtiyaçlarını karşılamada tereddüt etmemişlerdir.Bunların arasında sultanların hanımları ve kızları da yer almıştır.Sultan Rükneddin’in eşi Gömeç Hatun,Mevlânâ’nın “sağ ve sol gözümdür” dediği  Fatma ve Hediye Hatun ,bilgin ve sultan kızlarının  hocası diye  kabul ettiği Usta Hatun,sesinin güzelliği ve nağmelerinin  hoşluğu ile bilinen Tavus-u Çengi Mevlevi Tarikatını gönüllere ulaştıran değerli hanımlardır.
Mevlevi Tarikatını günümüze aktaran güvenilir kaynaklarda Sultan Veled’in (1226-1312) kızı Şerife Hatun’un bir çok  müride sahip olduğu  bilinmektedir.Hz.Mevlânâ  daha o devirlerde bile kadın erkek  ayrımı yapmadan  ilahi aşk yolunda faaliyetlerini  yürütmüştür.İlahi aşk  yolunu kendisinden sonra gelen torunları takip etmiştir.Yine torunlarından Ulu Arif Çelebi’nin tıpkı dedesi Mevlânâ gibi kadınlarla görüşüp  konuştuğu ,onların sema  meclislerine  gittiği Mevlânâ ile ilgili kaynaklarda mevcuttur.
Ahmet Eflaki’nin Menakıba’l Arifin adlı eserinde  resmi olarak halife ve şeyh olarak atanan hanım Mevlevilerin başında Ârife-i Hoş-lika-yı Konevî’yi zikretmek gerekir.O,Tokat’ta Mevlânâ’nın  oğlu Sultan Veled’in büyük oğlu Ulu Arif Çelebi’nin (1272-1319-20) halifesidir.( Ahmet Eflaki ,0’nun emriyle  o dönemi aydınlatan Menakıb’ül Arifin adlı eseri yazmıştır.)Civar büyükleri de onun müritleri olmuşlardır.
Ayrıca ,Mevlânâ daha  hayatta iken,Mevleviliğin Tokat’ta tanındığı  ve oldukça fazla taraftar topladığı söylenilebilir.O’nun müsadesiyle Muineddin Pervane tarafından Tokat’a davet edilen ve kendisine büyük bir hanigah yaptırılan Şeyh Fahreddin-i Irakî’nin gittiği sohbet meclislerinde Mevlânâ’nın derin ilminden bahsederek ah çektiği söylenir.
Yine o dönemle ilgili olarak ariflerin menkıbelerinde Ulu Arif Çelebi’nin Tokat’a ziyaretlerinden birinde  karşılaşmış olduğu  Şeyh Bahaeddin Cendi’den bahisle  “O’nu Hankâh-ı Hoca Münir’e şeyh yaptı denilir.(Hoca Münir Zaviyesi vakıfları tam olarak tespit edilememiştir.Bugünkü Kabe-i Mescit Mahallesinde bir sokağın adı olarak varlığını sürdürmektdir.)
Konyalı Arife Hoş-lika, işte Mevleviliğin süratle arttığı bir dönemde Mevlânâ’nın torunu Ulu Arif Çelebi’nin halifesi olarak Tokat’a atanmıştır. O dönemde ilgi çeken bir olay da  Nasıreddin Vaiz ile ilgilidir.Kendisinde bir müddet misafir kalmış olan  Mevlânâ Rüknedddin Urmeviü’l Veledi’nin oğlu  Müfessir  Nasıreddin Vaiz ,din ve  tarikat konsundaki konuşmalarıyla şehir halkının gönlünü kazanmıştır.Ancak bu sohbetleri sırasında Ulu Arif Çelebi hakkında bazı olumsuz sözler sarf edince Arife Hoşlika’nın canı sıkılmıştır.Zira Tokat’a O’nu  Sultan Veled’in oğlu Ulu  Arif Çelebi hususi göndermiştir.Nasıreddin’e yaptığı davranışın  hoş olmadığı anlatılınca  Nasıredddin  oldukça üzülerek dargın bir vaziyette Niksar’ın yolunu tutmuştur.Ancak  Nasıreddin bir hafta kalabildiği Niksar’da   Cuma günü vaaz ederken üzüntüsünden  hastalanır ve  pişmanlık içinde tekrar Tokat’a döner.Ulu Arif Çelebi’nin müridi olur ama itibarını kaybetmiştir.Bir kaç gün sonra da ruhunu Hakk’a teslim eder.
Arife Hoşlika kısa zamanda çalışmalar yaparak kendisine kadın erkek çok sayıda mürid bağlar.Mevlânâ’nın ailesinden Tokat’a giden sadece Ulu Arif Çelebi değildir.Onun annesi Gerâke Hatun’un da Tokat’a gittiği ,oğlu Ulu Arif Çelebi’ye elini öperek aşırı hürmet etmesinin Gurnaç Hatun,Muinedddin Pervane’nin kızı ve şehrin diğer ileri gelenlerince hoş karşılanmadığı rivayet edilmektedir.
Bu durum karşısında Gerâke Hatun:”Ne yapayım,ihtiyarım  elimde değil.Onu oğul yerine koymuyorum ben.O benim şeyhim,bana Mevlânâ mesabesinde .Mevlânâ beni ona bıraktı.Onu gördüm mü Mevlânâ’yı görmüş gibi oluyorum.” Diyerek kendini savunmuştur.
Tepkilerin artması üzerine ayrıca o Cuma günü  bir sema meclisi tertip ederek  bütün kadınları çağmış,Çelebi sema ederken vecd içinde Sultan Veled’in şu rubâisini okumuştur:
“Biz latif canlarız,bize bakmanın bizi görmenin imkânı yok.Bir yerde görünmedeyiz amma mekânsızlık alemindeyiz.Yüzümüzdeki örtüyü kaldırırsak aklı da kapar ,mahvederiz,fikri de,gönlü de.”
Tarih boyunca alperenler, evliyalar, âlimler, şairler şehri olarak onur duyduğumuz Tokat’ı ve Tokat Mevlevihanesi’ni bu bilgiler ışığında iyi değerlendirmemiz gerekir.
 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Şahin Mutlu

Şahin Mutlu

8 years ago

Selam ve muhabbet Hasan Kardeşim... " Askerlik ocağımdır mihmandâr Tokat / Hisartepe mekândır cennettir Tokat / Âlimler ve şairler diyârı Tokat / Mevlâna Celaleddîn Mevlevî Tokat / İbnn-i Kemâl Ceyhuni muallim Tokat / Gazi Osman Paşa'dır Talibi Tokat..." Şahin Öğretmen