TUNÇ’LARA YAZDIĞIM

Tunç’lara Yazdığım 

Şiirlerden toplayıp yüreğime bastığım

Suskunluğuma sarıp bulutlara astığım         

 

Şiir misin mısrası yıllara mal olan

Sihir misin yıllanmış şiirlere dolan 

 

Gözlerin kıskacına düşüren savcı mısın

Kirpikleri ok yağdıran zalim avcı mısın

 

Gül müsün dikenine boyun eğdi nice can

İnciler kızardı yaprağında mercan mercan

 

Kaf’a yuva yapan efsanevi kuş musun

Çıkmakta zorlanılan sarp bir yokuş musun   

       

Bade misin pir elinden kana kana içilen

Sazın yanık tellerinde ömre bedel biçilen  

      

Göklere yükselen yürekteki ah mısın

Dünyada bedeli ödenen günah mısın       

 

Kusur musun karanlık gecelerde saklanan

Kesir misin paydan düşüp paydada aklanan

   

Aşılmaz surlarla çevrili bir ada mısın   

Gönül denizinde yenilmez armada mısın   

 

Mevsimsiz talan mısın taze bağları vuran 

Acı bir yalan mısın dudakları kavuran

       

Mehtaba gizlenen çözülmez bir sır mısın

Askıdan inmeyen asırlık nasır mısın   

       

Hâkim misin masum gönle keyfince dalar da

Hüküm kurarsın infaza mahkûm odalarda   

 

Umutlara boynu bükük dağlar aştıran

Ferman mısın ayrılığı kanunlaştıran     

  

Okyanusun göğsünde dalga kadar hevessin

Damla kadar varlığın, bırak yokluğun essin