Türk Masallarının Başlıca Kaynakları

24.08.2016

 TÜRK MASALLARININ KAYNAĞI

Türk masal]arının kahramanları genel olarak insanlar, hayvanlar ve doğaüstü varlıklardır. Cadı karıları, devler, vezir vs. kötü kahramanlar iken padişah, kral, hükümdar, Hızır, derviş vs. iyi kahramanlardır. Tilki, aslan, Anka kuşu, papağan gibi hayvan kahramanların olduğu masalların yanı sıra derviş, Hızır, peri, cin gibi doğaüstü varlıkların yer aldığı masallar da bulunmaktadır.

Türk masallarında en önemli tiplerden biri Keloğlan’dır. Keloğlan tipi Türk zekâ gücünün en iyi temsilcisidir.

Türk masal kaynakları yazılı kaynaklar (kitaplar) ve sözlü yaşayan kaynaklardır. Türk yazılı masal kaynaklarının doğuş ve çıkış yerleri şöyle sınıflandırılmaktadır:

Uygur Kaynağından Gelenler: Altun Yaruk, Üç Prensle Bir Parsın Hikâyesi, Prens Kayanamkara ve Papamkara Hikâyesi, Kuanş im Pusar  (Ses İşiten İlah).

 Hint Kaynağından Gelenler: Kelile ve Dimne, Tutiname ve Bahar-ı Daniş.

Arap ve Fars Kaynağından Gelenler: Simbadname, Mantıku’t Tayr, Binbir Gece Masalları, Binbir Gündüz Masalları.

Batı Kaynağından Gelenler: La Fontaine Masalları, Ezop Masalları ve Grim Kardeşler.

Türk Kaynağından Gelenler: Dastan-ı Ahmet Harami, Mecmua’ül Metaif, İbn-i Sina Hikayeleri, Billur Köşk Masalları

 

 

TÜRK MASALLARININ ÖZELLİKLERİ

Halkımız arasında Dede Korkut Hikâyeleri, Binbir gece Masalları, Keloğlan Masalları sık rastlanan masallarımızdandır. Hele Keloğlan’ın içinden çıkamadığı iş yoktur. Cemiyetimizde, eskiden “Masalcı Nine”ler vardı. Bunlar, tatlı üsluplarıyla, uzun kış gecelerinde, ramazan gecelerinde, evlerde, konaklarda, çıtır çıtır yanan sobaların başında, çocuklara masallarımızı anlatırlardı. Masallar ve bilhassa türk masalları ekseriyetle, şu üç kısımdan meydana gelir: Giriş veya tekerleme kısmı, mevzuyla pek alâkası olmayan sözlerden meydana gelir: “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellâl iken, pire berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, ben fırladım eşikten, babam kaptı küreği, annem aldı maşayı, gösterdiler kapının ardındaki köşeyi...” Bu kısımla, masalı anlatan şahıs dinleyicilerin dikkatini tamamen kendine çekmeye çalışır. İkinci bölüm asıl vakaların geçtiği kısımdır. Son kısımda yine, bir tekerleme olabilir, ama bunlar, baştakiler kadar uzun olmaz. Pek çoğunda, “Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine” diye sona erer.

Türk masal geleneği, en hayalî anlatış tarzlarını bile gerçeğe yakın bir şekle getirir. Vakalar, olağanüstü unsurlar, fazla akla aykırı bir nitelik taşımaz. Türk masalları, birçok ilmin, sanatın faydalandığı birer hazine değerindedir. Milletimizin, birçok eski örf ve âdetleri, inançları, huyları, masallarımızda bulunabilir.

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da