TÜRKÇE'NİN EKLERİ VE ÖZELLİKLERİ

28.09.2014

 

TÜRKÇE’NİN EKLERİ VE ÖZELLİKLERİ

 

Osmanlıca:  Lahika, İngizlice:affix, Frnsz:Affixe, , Almanca: Affiix

Prof Dr Vecihe Hatipoğlu, eki şöyle tanılamıştır: [1] “  Sözcük türetmek veya sözcüğün görevini belirtmek için kullanılan biçim verici, ses ya da sesler “  Bunun dışında  farklı tanımlar verecek olursak: Kelimelerin kök yada gövdelerine gelerek onlar yeni anlamlar kazandıran veya görevler yükleyen, ses , sesler, ya da heceler;  Kelimelerle görev yükleyen ve kelimenin anlamıyla alakalı olmak şartıyla kelimeden yeni kelimeler türeten ses, sesler ve hecelerdir.

A= Eklerin tek başlarına anlamaları yoktur ve tek başlarına kullanılamazlar.  Ya anlam türetirler ya da kelimeye sahış, zaman, yer, yön hal, çoğul vb açılarından görevler kazandırırlar. Örneğim- dıkça, - ieyim, daş gibi eklerin tek başına bir anlamı yoktur ve tek başlarına hiçbir yerde kullanılmazlar

B= Ekler seslileri ve sessizleri yönünden kökler ile uyuma girer. Köke uymak zorunda kalarak sertleşme, yumuşama, benzeşme, daralma gibi ses olaylarına girmek zorunda kalırlar. Eklerin sabit seslileri ve sessiziler harfleri yoktur.  Im, im, um, üm;  dır, dir, dur dür, tır, tir, tur tür, ıp, ip, up, üp,  şekillerine dönüşebilmek zorunda kalabilirler. Seslerini değiştirmeyen leyin, da, imtirak , ki gibi eklerin bir kısmı başka dilden girmiş olan eklerdir.  Kök;  uyulan unsur, ekler ise  uyan unsurlardır.

C= Ekler Mİ SORU eki dışında ulandığı kelimeye bitişik yazılır.  Geldi mi? Almıyor musunuz?

D=  Yapım ekleri üzerine çekim eki gelebilir ama çekim ekleri üzerine  -birkaç istisna hariç - yapım eki gelemez.   Uç- ak (  -ak fiilden isim yapan ek yapım eki e) lar ( ç.e) –ı- mız. Çekim eklerinden sonra çok sayıda çekim eki gelebilir.

Yurt- taş- lar-ı –mız- dan- mı – sı- nız.

 

YAPI BAKIMINDAN EKLER

Eklerimizin yapısı köklerimiz gibi bir iki veya üç hecelik yapılar şeklindedir. Bir hecelik eklerimiz en fazla üç sesten oluşabilir

Bir hecelik kökler en fazla üç sesten oluşabilir: -ı, i-, i, t, r, ( bir sesten oluşan ekler) im, -in, -ar, -dı, iki sesten oluşan tek hecelik ekler; - yor, - mış, dık, - dır, maz, mez, - mek üç sesten oluşan ekler, Yap- tır-t, koş- tur-t mak. İki heceli eklerimize örnek: le- yin,  sabah- leyin/ akşam- leyin, üç heceli eklerimize örnek ise imtırak ekidir. Yeşil- imtırak, sarı- mtırak.  Bir heceden fazla heceden oluşan ekler ya eskiden beri vardır ya da iki ekin kalıplaşması veya birleşmesi ile oluşur. me- li= meli , le- yin=  leyin

EKLERİN GÖREVLERİ

Türkçe, son ekli bir dildir.  Türkçe kelimeler ekler vasıtası ile öz anlamlarına ilaveten yeni görevler ve anlamlar kazanır. Bir kelime kökü anlamıyla ilişkili olarak istenilen her durumu ifade edebilecek bir hale dönüşebilmektedir.  Böylece köklerin üzerine ekler ilave edilerek kelimeler kişi, zaman, şahıs, olumsuzluk,  soru,  yer, yön, kalma, çıkma, çoğul, zarf fiil, sıfat fiil, dilek istek, şart,  ek fiil, gibi görevler edinmiş, yüklenmiş ve ifade etmiş olur. Veya yapım ekleri alan kelimeler:  isimden isim, isimden fiil; fiilden fiil, fiilden isim haline dönüşebilen kelimenin anlamıyla ilişkili yeni anlamlar kazanan türemiş kelimeler haline dönüşürler. Böylece her kavram durum,  anlam ve ifadenin yönü için yarı bir kelime türetmeye gerek kalmaz. Bu yüzden Türkçe çok sayıda sözcük ile dolması gerekmeyen zenginliği kelime sayısı ile ölçülmeyen, ama elli bin sözcük ile beş yüz bin sözcüklü bir dilin işlerliğini kazanan bir dil haline gelmiştir.

Türkçede kökler değişmez ama köklerden türetilen gövdeler vardır. Kelime gövdeleri yapım ve çekim ekleri almış olan kelimelerdir. Kelimenin ek almamış hali ise köktür.

Türkçenin ekleri görev ve anlam yükleyen ekler olmak üzere iki gruba ayrılır.  Görev yükleyenler ÇEKİM EKLERİ, anlam yükleyenler ise YAPIM EKLERİDİR.

ÇEKİM VE ÇEKİM EKİ

Osmanlıca: Tasrif lahikası, Frnsz:, suffixe flexionnel,  İngilizce:  ending, inflexsion saffıcx, terminaion, Almanca: fiexsionsuffıx

Çekim ad veya fille getirilerek kişi kavramı verilmesine çekim denir.  Çekim eki ise eski dilde tasrif eki,  işletme eki[2]  de denen filler veya isimler üzerine gelerek kişi kavramı veren eklerdir.  Fillerde ( gel- d-im, d-in, d- i, d-ik, d-in, di-ler ) şeklinde isimlere ise ev-im, ev-in, ev-i , ev –imiz, ev –iniz, evl-ler-i  şeklindedirler.

 Kelimelerin değişik yerlerde ve görevlerde kullanılmasını sağlayan, kelimelere diğer kelimelerle bağ kurduran, kelimeleri, hâl, sayı, zaman, şahıs yönünden belirten eklerdir.  Kelimeler çekim ekleri alarak diğer kelimelere bağlanIP, zaman ve şahıs anlamı kazanırlar. Çekim ekleri kelimenin anlamını değiştirmeyen,  kelimeye görev yükleyen,  asla ve asla kelimeden kelime türetmeyen eklerdir.  Değişik çekimlere girmelerine rağmen kelimelerin anlamlarını değiştirmeyen eklerdir.  O halde üzerine geldiği kelimenin anlamını değiştirmeyen her ek bir çekim ekidir.

Çekim ekleri, isimlere ve fillere gelenler olmak üzere iki gruba ayrılmışlardır.

 

İSİM ÇEKİM EKLERİ

İsimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onları diğer isimlere, edatlara, fiillere bağlayan; cümle içindeki görevlerini belirleyen, ait oldukları kişileri belirten ve isimlerin çeşitli durumlarını bildiren eklerdir.  

İsim çekim ekleri şunlardır:  1-Hâl ekleri: -i, -e, -de, -den, -in, -ce, -le 2-İyelik ekleri: -m, -n, -i, -si, -miz, -niz, -leri 3-Çoğul eki: -ler 4-Soru eki: mi 5-Ek-fiil: -dir, -idi, -imiş 6-Tamlama ekleri: -in,  7-İlgi zamiri -ki

HÂL (DURUM) EKLERİ

Osmanlıca: İsim halleri,  Frnsız, : suffix de  cas, Almanca:  suffıx des Kasus, İngiliz: case ending

İsimleri isimlere, fiillere, edatlara bağlayan, diğer kelimelerle ilişki kurarak isimlerin cümlede görev kazanmasını sağlayan eklerdir.  

İsmin hâllerinin başında yalın hâl (nominatif) gelir, ama bu hâlin eki olmadığı için sıralamaya dahil etmedik; isimler konusunda işlenmiştir.

-İ Belirtme/Yükleme Hâl Eki , İ Hali,  Akkuzatif

Osman; mef’ulun bih, Fransızca : akkusatif, İng. Akkusatıve, Alman., akkusatıv

Yükleme halidir.  İsmi belirtir. Fiildeki işten, etkilenen varlığı belirtir. Yani bu eki alan isimler cümlede belirtili nesne görevindedir.  Eki – ı-i, u,ü, yı, yi ,yu ,yü şeklindedir.  Ev-i kedi- yi, üzüm-ü, deri- y-i,  Sesli ile karşılaşınca kaynaştıtma harfi  “y “ sesini alır.  “Sağlam düşünce- y- i  bulana kadar”

-E Yönelme Hâl Eki, e hali,  Dativ eki

 Osmanlıca, Mef’ulün ileyh, Frnsz., datif, İng. Dative, Alman. , dativ

İsimleri fiillere ve edatlara bağlayan,   ismin belirttiği kavrama doğru yöneliş, dönme, yönelme, yaklaşma, ulaşma bildiren ektir.   e- a, ye, ya  ekleri ile yapılır,  ev-e, okul-a, deniz-e, bahçe-y-e, kedi-y-e, arka-y-a

İçin, aitlik, amaç, miktar ilgisi kurar

Onu yüz bin liraya aldı. (karşılığında) Bunu kaça aldın? 

Bunu size aldık. (sizin için) Sana bir iyilik düşünüyorlar. (senin için) Annesini görmeye gitti. 

  • Bu eki alan kelimeler cümlede dolaylı tümleç ve yüklem olabilir, zaman bildirip, zarf tümleci yapabilir.

Bu iş sabaha biter.  Haft Bugün okula gitti.  Benim itirazım yapılan haksızlığa. (haksızlığadır: yüklem) 

Akşama size gelelim.  

 

-Bulunma  Kalma,  Durumu, De Hâli,  Lokativ

Osmanlıca Mef’ulün fih, Frn, Locatif, İng., Locative, Alman., Lokativ

Da, de, ta, ta, te, : ev-de oturma, okul-da öğren, yurt-ta kaldı, devlet-te

  • Cümlede dolaylı tümleç, zarf tümleci ve yüklem yapar:

İstanbul'da ne güzel binalar yapıldı  ( dolaylı tümleç)

Cinayet saat yedide işlendi (zarf tümleci)

Her şey yerli yerindedir. (yüklem) 

İçkiyi  bir yudumda  bitirdi.  (zarf tüml.)

Okullar eylülde açılacak. (zarf tüml.) 

ölçü, miktar bildirip, İkilemeler kurup, sıfat yapıp yapım eki görevinde kullanılabilir.

Bu eve yılda yirmi gün uğramaz.

Yüzde seksen başarmış sayılmıştı.

Ayda yılda

Elde avuçta

Parmak kalınlığında yaprakları var.  

Gözde sanatçılarımızdan Zeki Müren

Peyami Safa'nın "Sözde Kızlar”

 

Ayrılma/Uzaklaşma/ Çıkma Hali,  Ablatif

Osmanlıca:  Mef’ulün anh, İngilizce: Ablaytive, Frnsz.: Ablatif, Alman.: Ablativ

 Çıkış, ayrılma, uzaklaşama hali gösteren ektir.  Ekİ . -den , -dan,- ten ,- tan, duır.  okul-dan çıktı, ev-den ayrıldı, yurt-tan geliyor, devlet-ten istedi... 

Eklendiği kelimeyi dolaylı tümleç , Edat tümleci ve yüklem  yapar ve ayrılma, uzaklaşma bildirir:

Ayşe evden demin ayrıldı.

Birçok seneler geçti dönen yok seferinden.  

Gönüldendir şikâyet  (yüklem)

Adam seslerden bıkmıştı (edat tümleci)

Kimsesizlikten bıkmıştı.(edat tümleci) 

  • Üstünlük, karşılaştırma sebep bildirir,

Kıldan ince

baldan tatlı

Erzurum'dan soğuk şehir yok.

Soğuktan tir tir titriyordu. 

Yorgunluktan uyuyuverdi.  

Tamlayan ekinin (-in) yerine kullanılır:

Geçen gün öğrencilerden biri yanıma geldi. 

Bu ürünlerden hangisini istediğinizi söyleyin. 

  • Yapım eki özelliği kazanarak eklendiği kelimeyi sıfat yapar:

Sıradan insanlar

Sudan sebepler

Toptan satış

Uzaktan akraba

içten duygular 

 

-CE Eşitlik Hâli Akuatif,

 

Frnsz: Equative, İng. Equative, Alman., Equatıvus,

İsimlere ve isim soylu kelimelere e gibilik, görelik anlamı anlamlar katan ektir.    Türkçedeki- ce ve si ekleri ile aşağı yukarı aynı görevde kullanılan bir ektir.  Erkek-çe, çocuk-su, Aptal-ca, kemik –si, 

ben-ce, okul-ca, yurt-ça, sert-çe... 

Gibi, benzerlik anlamları katar:

Çocukça davranışları vardı. 

İnsanca hareket etmeliyiz.  

  • Yüklem yapar:

Onun davranışları çok zaman delicedir.  

  • Bakımında, yönüyle anlamı katar:

O sizden kiloca biraz daha düşük. 

Akılca birbirinizden farkınız yok.  

  • Göre anlamı katar, edat gibi kullanılır:

Sence bu yaptığın doğru mu?

Bence bu doğru. 

  • Çokluk, abartma anlamı katar:

Evinde yüzlerce kitabı var.  

  • Zaman bildiren isimlere gelerek eşitlik, süresince, boyu anlamı katar:

Bu okulda yıllarca çalıştım dedi. 

O gün sizi saatlerce bekledik.  

  • Birliktelik, beraberlik anlamı katar:

Bu kararı sınıfça aldık. 

Bugün milletçe sevinçliyiz.  

  • Durum bildirir; zarf tümleci yapar:

Anlatılanları sessizce dinledi. 

Düşüncelerini açıkça dile getirdi.

Elazığ'dan gizlice ayrıldık.  

  • Küçültme, sınırlandırma anlamı katar:

Oralarda yaşlıca bir adam dolaşıyordu. 

Fatih, büyükçe bir taşı alıp denize atıverdi.

Vasıta Hâli

"ile" edatı kaynaklı olan bu hal ekinde İle’nin  "i" düşürümüştür.

Masa, masa-y-la.kalem, kalemle.  

Bizimle, Öğrencileriyle, Arabasıyla , İğneyle kuyu kazmak

"ve" bağlacı görevinde kullanılır

Annemle kardeşim buraya geldiler.

Baki'yle Fuzuli, 16. yy. şairleridir.  

  • Sebep ve zaman bildirir:

Rüzgârın etkisiyle dallar sallandı. 

Sonbaharın gelmesiyle soğuklar artmıştı. 

Zilin sesiyle yarışma bitti.  

 

İlgi Hâli (tamlayan eki)

 İsimleri isimlere bağlayarak tamlama kuran ektir.

Bu ek birinci tekil ve çoğul şahıs için "-İm" şeklindedir: ben-im, biz-im. 

Benim elim, Kitabın yaprağı, Yalancının mumu...Gözlüğün camı...  

 

  1. İYELİK EKLERİ
  • İsimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların sahiplerini, ait oldukları kişileri belirten eklerdir. Tamlayansız kullanıldıkları zaman bu eklere iyelik zamirleri de denir.

kitab-ım, kitab-ın, kitab-ı, kitab-ımız, kitab-ınız, kitap-ları

masa-m, masa-n, masa-s-ı, masa-mız, masa-nız masa-ları

su-y-um, su-y-un, su-y-u, su-y-umuz, su-y-unuz, su-ları

ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i/ne-s-i, ne-y-imiz, ne-y-iniz, ne-leri 

 

  1. İLGİ ZAMİRİ: -ki

 

"-ki" İlgi Zamiri  Ek hâlindeki tek zamirdir.  Eklendiği kelimeye - bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini tutar.

  • Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece -ki şekli vardır: 

seninki, Ali'ninki, onunki... bu yılki ,yarınki maç, dünkü film,bugünkü iş, duvardaki saat, evdeki hesap... 

 

  1. – LER ÇOĞUL EKİ

Cins isimlerin çoğul şekillerini yapar. dağlar, fikirler, idealler, öğrenciler, dertler... 

Özel isimlerde -gil ekinin yerine kullanılır, yapım eki görevinde olduğu için ayrılmadan yazılır

Ahmetlere , amcamlara, teyzemlere , Fatih'ler, Kemal'ler , Çaldıran'lar,

 

  1. "mİ" SORU EKİ

Hem isimlere hem de fiillere getirilen çekim ekidir:

Seni çağıran bu çocuk muydu?  Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? 

  • Pekiştirme görevinde de kullanılır :  Güzel mi güzel bir yer burası.

 

  1. EK-FİİL

İsim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını sağlayan, ek hâlindeki fiillerdir. Bu fillere  "imek" fiili de denir.  Ekfil ulandığı isme i sesini düşürerek ve genellikle bitişik  olarak yazılır.  

Dört kipe göre çekimi vardır: 

Geniş zaman

-di'li geçmiş zaman

-miş'li geçmiş zaman

Şart kipi 

  1. Geniş zaman
  • İsim soylu kelimelere kişi ekleri getirilerek yapılır. Bunlar geniş zaman eklerinin yerini tutar. Üçüncü kişilere "-dİr" eki getirilir. 

Her kadın güzeldir (dir). 

Askerleri aç bırakan mutlaka o dur        

  • dır eki  fill köklerinden sonra kullanılırsa ihtimal ve kesinlik anlamı katar. 

O artık işe gitmiştir.(olasılık)

Seni dinlemeyecektir. . (kesinlik) 

  1. -di'li geçmiş zaman

Ek-fiilin bilinen geçmiş zaman çekimidir.  Kavramların ve durumların geçmişteki hallerine şahit olunduğunu gösterir.  "idim, idin, idi, idik, idiniz, idiler" 

Ben bir güzelin bir kuluydum – kulu idim

O oyunda çok heyecanlıydın. =  heyecanlı i-di-n   

Yaşı elliyi geçmiş  yeşil gözlü bir adamdı = adam idi 

 

  1. -miş'li geçmiş zaman

Ek-fiilin bilinmeyen (öğrenilen) geçmiş zaman çekimidir.  Olanların kavramların ve durumların başkalarından duyularak öğrenildiğini ifa eder.  

"imişim, imişsin, imiş, imişiz, imişsiniz, imişler" 

Sizi kötü yola sevk eden ben-miş-im.                    ben imişim

Meğer sen ne çalışkan bir öğrenciy-mış-sın.       Çalışkan imişsin

Adam yirmi yıldır evine hasret-miş.    hasret imiş 

  1. Şart
  • Eklendiği isimlerle birlikte yancümlecikler kurarak temel cümlenin şartını bildirir. Bazen karşılaştırma anlamı da katar. 

Çekim hali şu şekildedir: "isem, isen, ise, isek, iseniz, iseler" 

Fiyatlar düşmüşse onlardan biraz alalım ( düşmüş ise yan cümle, onlardan biraz alalım: Temel cümle

Maaşlar düşük, giderlerse oldukça fazla.   (Giderler ise yan cümle)

Not: Ek-fiilin olumsuzluğu ek-fiilden önce gelen  "değil" kelimesi ile yapılır.

değilim, değildim, değilmişim, değilsem 

  1. TAMLAMA EKLERİ

Tamlayan eki (ilgi eki: -in- ın un ün, nın  nin nun nün ),; tamlanan eki  ise belirtme durumu eki olan ( i, ı, u , ü ) dir.   Ev- in kedi- si, Mektup- un uc- u,  duvarlar-ın taşlar-ı

 

[1] Prof Dr Vecihe Hatipoğlu, Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, DTCF Basımevi Ankara, 1982, shf 4

[2] Prof Dr Vecihe Hatipoğlu, Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, DTCF Basımevi Ankara, 1982, shf

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar