TÜRKLERE AİT İLK KURGANLAR VE İLK ANITLAR
1.Noin-Ula Kurganı:
Noin-Ula Kurganı (Noyon-Uul), Moğolistan'ın kuzey kesminde Noin-Ula'de bulunan Asya Hunlarına ait sanat eserlerinin ortaya çıkarıldığı kurgan. Noin-Ula kurganı Albay P.K. Kozloff tarafından 1923 - 1926 tarihleri arasında çıkarılmıştır. Selenga nehrinin Baykal Gölüne aktığı yerin civarında bulunan bu bölgede 212 kurgan bulunmuştur. Noin-Ula mezarlarının çoğu I. yüzyıla aittir. Kurganlardaki yün işlemeciliği dikkati çeker. Bıyıklı iki insan başı portresi Göktürk ve Uygur porte sanatının öncüsü olarak kabul edilir.
Şipovo Kurganı, Avrupa Hunlarından kaldığı tahmin edilen bir kurgandır. Volga bölgesinde Saratov civarında bulunan kurganlar Avrupa Hunlarına aittir. Buradaki buluntuların, Macaristandaki Hun sanatının menşeini göstermesi bakımından önemi büyüktür. "Üç köşeli ok uçları" Saratov buluntularında ve Macaristandaki Hunlarda aynıdır. Bu kurganlarda, Altın kaplama tekniği oldukça ileridir.
Pazırık Kurganı, Orta Asya’da bir kurgan. Altaylar ‘da 'M.Ö. III. yy' olarak tarihlenen bu kurganda; boyu 200, eni 189 cm, kalınlığı 2 mm olan bu Pazırık halısında, her 10 santimetrekarede 36.000 düğüm bulunmaktadır. Dünyanın en eski halısı olarak nitelendirilen Pazırık halısı, Leningrad Hermitaj Müzesi'nde sergilenmektedir. İskit sanatının örnekleri bulunan Pazırık Kurganı, özünü tamamen tabiattan alan canlı ve hareket dolu hayvan figürleriyle kendini göstermektedir. Hayvan figürlerinden at ve geyik ön plana çıkmaktadır. Pazırık, Güney Sibirya'da Altay eteklerinde Pazırık’ta bulunan ve MÖ III. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Bu kurgan ayrıca buzlar içinde kaldığından binlerce yıl bozulmadan kalabilmiş insan ve hayvan ölüleri bulunmuştur. Leningrad Hermitage müzesinde yer alan eserler arasında, halı dışında kumaş, renkli keçe, aplike örtüler, hayvan ve bitki desenli tekstil ürünleri vardır. Kurgandaki atların bazılarında maske vardır.
Esik Kurganı, eski Türklere ait olduğu düşünülen bir kurgan. M.Ö. 5. Yüzyıl’dan kalma olduğu sanılır. Kazakistan'da gün ışığına çıkarılmıştır. Altın Elbiseli Adam Kazakistan'da Esik Kurganı'nda bulunmuştur. Türklerin Eski Çağdaki yaşayışları hakkında fikir edinilebilir. Esik Kurganı Kazakistan'ın önemli bir hazinesi olma konumundadır. Bu kurgan Sovyetler döneminde keşfedilmiştir. Altın Muharip'in çıkarıldığı yerde, Göktürk yazılarına çok benzer bir stille yazılmış bir yazı görülür. Bu da Göktürk alfabesinin millî bir alfabe olduğunu ve uzun süreden beri var olduğunu kanıtlamaktadır. Kurganda üç binden fazla altın eşya, seramik küpler, tahta tabaklar, iki gümüş çanak bulunmuştur. Gümüş çanak içinde Göktürk harflerinin ilk normları görülmektedir. Realistik süsleme sanatı bu kurganda da bulunmuştur. Eyer örtüleri, tahta eyerler ve silahlarda bulunmuştur. Kurganın Önemi: Bu mezarda bulunan en değerli tarihi belge, yarısı kırık bir kabın üzerindeki 26 harflik iki satır yazıdır. Bu yazı, tarih ilmîne, özellikle Türk tarihi ve medeniyetine ışık tutan, yeni boyutlar kazandıran bir belgedir. Bugüne kadar bilinen en eski Türk yazısı, Yenisey ve Orhun anıtlarındaki yazılardı ve bunlar zamanımızdan ondört asır geriye uzanıyordu. Oysa Esik'teki mezarda bulunan bu yazı 25 asırlık bir belge idi. Sovyet tarihçilerinin okuduğu 26 harflik yazının anlamı şudur: "Tigin 23'ünde öldü. Esik halkının başı sağ Olsun."
Eski anıtlar, eserler ve yazıtlar
Tötö Kanalı, Orta Asya'da, Fergana Vadisi'nde Göktürkler tarafından yapılan sulama kanalıdır. Sovyet arkeologlar, Tötö Kanalının çok çetin bir arazide zor mühendislik çabalarıyla gerçekleştirildiğini belirtmektedirler. 30 km. uzunluğundaki Tötö Kanalı 1935'den beri Ruslar tarafından sulama amaçlı olarak kullanılmaktadır.
Yenisey nehri civarında çoğunluğu, bu nehrin güneyinde, Tuva bölgesindeki Kem nehrinin kolları civarında bulunur. Bu bakımla aynı adla anılan Yenisey Anıtları, Orhun Yazıtlarından daha eskidir. Bu yazıtlar da İsveçli Strahlenberg tarafından 18. yüzyıl başlarında bulunmuştur. Yazıtların çoğu mezar taşlarıdır. Yazıların uslubu sadedir ve yazıtın dikildiği şahısları samimi bir dilde anlatmaktadır. Kırgızlar'a ait olduğu sanılmaktadır. Göktürk harfleriyle yazılmıştır.
Orhun Yazıtları'ndan başka, Talas nehiri civarında da bulunmaktadır. Bu yazıtları ilk olarak ele alıp inceleyen Finli bilimadamı Heikel oldu. Göktürk harfleriyle yazılmıştır.
Göktürk Alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarını Yollug Tigin yazmıştır, Yollug Tigin aynı zamanda Bilge Kağan'ın veziridir. Yazıtlar, 1889 yılında Moğolistan'da Orhun Vadisi'ndeki anıtlarda saptanmıştır. Yazılış tarihi 8. yüzyılın başlarına dayanmaktadır. 1893 yılında Danimarkalı dilbilimci Wilhelm Ludwig Peter Thomsen tarafından, Rus Türkolog Vasili Vasilyeviç Radlof'un yardımıyla çözülmüş ve aynı yılın 15 Aralık günü Danimarka Kraliyet Bilimler Akademisi'nde bilim dünyasına açıklanmıştır. Orhun Yazıtları, Göktürk Kağanlığı'nın ünlü hükümdarı Bilge Kağan devrinden kalma altı adet yazılı dikilitaştır. Moğolistan'ın kuzeyinde, Baykal gölünün güneyinde, Orhun Vadisindeki Koşo Çaydam gölü yakınlarındadır. Bu yazıtlardan Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtları, Koşo Çaydam bölgesindeki Orhun Irmağı civarında; Bilge Tonyukuk yazıtları ise, Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarından yaklaşık 360 km uzakta, Tola Irmağı'nın yukarı yatağındaki Bayn Tsokto (Bayn Çokto) bölgesindedir. Bilge Tonyukuk yazıtlarının, (Orhun Irmağı civarında olmamasına rağmen), Orhun yazıtlarıyla birlikte düşünülmesi, anılması Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtları ile aynı döneme ait olması ve aynı konuları içermesindendir. Yazıtlar Türk dili, tarihi, edebiyatı, sanatı, töresi hakkında önemli bilgiler vermektedirler. Türk ve Türkçe adı, ilk kez Doğu Göktürkler dönemine ait bu yazıtlarda geçmektedir. Kullanılan yazı dilinin olgunluğu ve zenginliği Türkçe'nin daha eski tarihli yazılı eserlerinin de bulunduğuna kesinlik kazandırmaktadır. Yazıtların üçü çok önemlidir. İki taştan oluşan Tonyukuk, 725'ten sonra; Köl Tigin , 732; Bilge Kağan, 735 yılında dikilmiştir. Köl Tigin yazıtı, Bilge Kağan'ın ağzından yazılmıştır. Köl Tigin, Bilge Kağan'ın kardeşi, buyrukçu ihtiyar Tonyukuk ise veziridir. Anıtların olduğu yerde yalnızca dikilitaşlar değil, yüzlerce heykel, balbal, şehir harabeleri, taş yollar, su kanalları, koç ve kaplumbağa heykelleri, sunak taşları bulunmuştur.
Türklerden veya bozkır halklarından kalma olduğu düşünülen piramitler. Xi'an şehrine 100 km uzaklıkta, Qin Ling Shan dağlarında Ön-Türk uygarlıklarından birisi tarafından inşa edildiği düşünülen, etrafında irili ufaklı 100 adet piramitle beraber, 300 metre yüksekliğinde Beyaz Piramit olarak da adlandırılan bir piramit bulunmaktadır. Hausdorf’a göre piramitlerin yapım tarihi en az M.Ö. 2500’ler civarındadır.
Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya s_kuzucular@hotmail.com