Bilindiği kadarıyla Türklerin ilk alfabesi Yenisey- Orhun yazıtlarıdır. Bu alfabe MS.730 lu yıllardaki Orhun Yazıtları'nın atasıdır. Yenisey yazıtlarındaki 150 işaretin geliştirilerek Göktürk Alfabesinin oluşturulduğu araştırmacılara mantıklı gelmektedir. Saka Türklerine ait olduğu düşünülen Esik Kurganında bulunan bir tabakta Yenisey Yazıtlarının ilk örneği görülür. M.Ö. 4 yy'a ait olan bu tabak ve yazısı ile Göktürk alfabelerinin yazılışı arasında yaklaşık dokuz yüz yıllık bir süreç vardır. Nedense bu süreç dilci, tarihçi ve edebiyat tarihçileri tarafından dikkate alınmamaktadır.
Orhun yazıtlarındaki kullanılan dil ve uslup hitabet ve cümle oluşturma sanatında son derece üstün bir seviyededir.
Kısaca Esik Kurganından çıkan tabaktaki yazı ile Göktürk yazıtlarının bulunduığu MS 730 lu yıllar arasındaki süreç sürekli göz ardı edilmektedir. Orhun yazıtları ve diğer tüm emareler Orhun yazıtlarından önce Türklerin çok sayıda edebi metin yazmış olması gerektiğini göstermektedir.
Yenisey ve Orhun yazılarının kökenini Sogd alfabesine bağlama çabasında olanların ortaya koyabildikleri hiç bir somut delil bulunmaz. Bu yazıların Türk icadı olduğunu kabul etmemek insafsızlık gibi gözükmektedir. Orhun abidelerinin bir yüzünün Çince olması Türklerin Çin alfabesini de bildiklerine delalettir. Doğu ve Batı Hun devletleri gibi imparatorlukların yazı olmadan yürütülemeyeceği ortadadır. Destanlarda ve metinlerde Oguz Kağan'ın Çinlilerle, Atilla'nın romalılarla veya diğer devletlerle yazıştığı belirtilmektedir.Türklerde yazının Göktürklerle başlamadığını tüm bu deliller ortaya koymaktadır. Hun devleti gibi imparatorluklar kuran Türklerin bu zamanlarda alfabe kullanmadıklarını, edebi eserler oluşturmadıklarını düşünmek safdillik olacaktır. Saka Türklerine ait olduğu kesin olan Alp er Tunga ile Orhun Yazıtlarının arasındaki o uzun süreçte Türklerinen en azından iki alfabeyi kullandığı kesindir. Bu alfabeler Çin ve Yenisey alfabesidir. Yenisey yazılarının Türklerin oluşturduğunu ve Göktürk alfabesinin bu yazıların olgunlaşmış hali olduğunu kabul etmeliyiz.
Orhun yazıtları ilk edebi metinler değil ele geçen ilk edebi metinlerdir. Türklerin göçer hayat yaşamaları bu tip eserlerin günümüze ulaşmasına başlıca engel olmuştur. Orhun ve Yenisey yazıtların menşei ve özellikleri aşağıdadır:
Orhon ve Yenisey yazıtların da kullanılan yazı sistemi rüniktir.Orhon ve Yenisey yazıtları’ndaki rünik yazıyı tam olarak çözmeyi danimarkalı türkolog Vilhelm Thomson başardı (1893). Bu yazıtlarda kullanılan yazı sisteminin menşei bugün de tartışma konusudur. Fin li bilgin Heikel, bu yazının, run harflerin’den doğduğunu ileri sürdü. Danimarkalı bil gin Vilhelm Thomson, önce aramî veya bundan türeme pehlevî harflerinden ortaya çıktığı, sonra da sogd asıllı olduğu görü şünü benimsedi.
Reşid Rahmeti Arat ve Ahmet Caferoğlu da, yazıtlardaki harflerin türk damgalarından çıktığı görüşündedirler.Bk. GÖKTÜRKÇE. ORHON VE YENİSEY YA ZITLARI. (M)
Göktürk Alfabeleri
Bilindiği kadarıyla Türklerin kullandığı ilk yazı sistemi olan ve Orhun Yazıtları'nda kullanılmasından ötürü Orhun Alfabesi olarak adlandırılan yazı sisteminin bilinen en eski örneği Kazakistan'da Sakalara ait olduğu düşünülen Esik Kurganı'nda bulunan ve M.Ö. 4.yüzyıla tarihlenen bir gümüş tabağın üzerindeki iki satırlık yazıda görülmektedir. Bundan sonraki en eski örneği ise Orhun mezar külliyesi'ndeki anıtların dikilişinden iki yüzyıl önce Yenisey'deki anıtlarda görülür. Bu alfabenin Orhun Alfabesi olarak anılmasının sebebi adı geçen alfabenin son ve mükemmel biçimini Orhun'daki anıtlarda almış olmasından kaynaklanır. Soğdiyan alfabesi, Pahlavi alfabesi ve Karosthi alfabesinden esinlenilerek icad edilen ve Sakalar, Hunlar, Gök Türkler(Oğuzlar), Uygurlar,Kırgızlar tarafından doğduğu coğrafyada kullanılan Orhun yazısı, bazı Türk boylarınca Avrupa'ya da taşınmıştır. Hatta 16. yüzyıla kadar Macaristan'da Sekeller arasında kullanıldığı bilinmektedir.
Orhun Alfabesindeki birçok harf diğer bütün alfabelerde olduğu gibi o milletin sık kullandığı resimlerden türetilmiştir. Örneğin Orhun Alfabesindeki → "y" harfi Türklerin hayatında önemli bir yer arz eden "yay" kelimesinden gelmektedir.
→ "oq" veya "ok" harfi de bildiğimiz "ok" kelimesinden türetilmiştir.
→ "ök" harfi de Kazım Mirşan'a göre eski Türkçe'de kullanılan "ök (keçi)" kelimesinden gelmektedir Kazım Mirşan bu harfin yatay şekilde yazılmış şekillerini de bulmuştur. Her ne kadar ortada Göktürk alfabesinin Soğdcadan geçtiğine dair bir kanıt yoksa da Pehlevi ailesi zamanında İran'daki ve çevre ülkedeki Türkleri etkilemek amacıyla bu sav desteklenmiştir.
Orhun Alfabesi'nde 38 harf vardır (Orhun harflerinin prototipi olarak görülen Yenisey yazı sisteminde 150'den fazla işaret vardır. Bu işaretlerin elenerek Orhun Alfabesi'nde 38'e indirildiği görülüyor). Bu harflerin 4 tanesi ünlü, geriye kalan 34 tanesi ünsüz işaretleridir. Doğal olarak Türkçe'de bu kadar sessiz harf bulunmaz. Bu durumun nedeni Orhun Alfabesi'nde birçok sessiz harfin iki işaret ile gösterilmesidir. Somutlaştırılırsa,yanındaki vokalin kalın ya da ince oluşuna göre, "b,d,g,ğ,l,n,r,s,t,y" seslerini veren ikişer adet harf mevcuttur. Yani "bilge" sözcüğünü yazarken kullanılan "b" ile "bars" sözcüğünü yazarken kullanılan "b" birbirinden farklıdır. Ayrıca "ık,ok,nç,yn" gibi çift ses, çift ünsüz işaretleri de mevcuttur.
Sessiz harfler açısından kalabalık bir surette olan Orhun Alfabesi, Türkçe'nin 8 sesli harfine karşılık 4 harfe sahiptir. "a,e", "ı,i", "o,u", "ü,ö" sesleri birbirinden ayrılmadan kullanılır.
Orhun Anıtları ile dönemin öteki yazıtları arasında, hatta Orhun'daki yazıtlar arasında kullanılan harflerin biçimleri bakımından (özellikle Tonyukuk Anıtı'nda kullanılan yazıda) bazı farklılıklar vardır. Yine Tonyukuk Yazıtı'nda ötekilerde olmayan "baş" lologramı ile s,ş seslerini ünleyen kare biçiminde bir harf daha vardır. Bu harfler türkçe de de olduğu gibi göktürk alfabesinde de çok kullanılır.
Orhun harfleri, (Latin harfleriyle yazımda olduğu gibi ) bitişmez, ayrı yazılır.
Sözcükler, aralarına üst üste iki nokta koyulmak suretiyle birbirinden ayrı yazılır. Bunun dışında herhangi bir noktalama işareti yoktur. Yazı (Arap ve Fars alfabesindeki gibi) sağdan sola yazılır.
Orhun yazısında vokallerin çoğu kez yazılmadığı görülür. Yazılmayan vokaller kelime başında ve kelime sonunda olup (özellikle "a, e"), sondaki vokaller genellikle her zaman yazılır. Orhun yazısının konsonant imlâsı ise sağlam sayılır. Harf fazlalığına karşın önemli bir karışıklık ve karıştırma durumu görülmez. Ancak kalın ve ince konsonantın, bazı yerlerde birbirinin yerine kullanıldığı da görülür. Ayrıca "s" harfi birçok defa "ş" için de kullanılmış ve ayrıca birbirine benzediği için (tabiki Orhun alfabesinde) bir iki sözcükte de "l" yerine "ş" ve "kalın s" yazılmıştır.
|
Orhun Alfabesi ve harfleri
|
|
Kullanım |
Göstergeler |
Latin Transliterasyon ve IPA Transkripsiyon |
||||
Ünlüler |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
A |
/a/, /e/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İ |
/ɯ/, /i/, /j/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
O |
/u/, /o/, /w/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
U |
/ø/, /y/, /w/ |
|||
Ünsüzler |
Ünlü Uyumu |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
(¹) — Kalın, |
|
|
(²) — İnce |
|
|
ünlüler ile |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
B¹ (ab) |
/b/ |
B² (eb) |
/b/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
D¹ (ad) |
/d/ |
D² (ed) |
/d/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
G¹ (ag) |
/g/ |
G² (eg) |
/g/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
L¹ (al) |
/l/ |
L² (el) |
/l/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
N¹ (an) |
/n/ |
N² (en) |
/n/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
R¹ (ar) |
/r/ |
R² (er) |
/r/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
S¹ (as) |
/s/ |
S² (es) |
/s/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
T¹ (at) |
/t/ |
T² (et) |
/t/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Y¹ (ay) |
/j/ |
Y² (ey) |
/j/ |
Sadece (¹) — /q/ |
|
|
|
|
Sadece (²) — /k/ |
|
|
|
|
|
|
K (ak) |
/q/ |
K (ek) |
/k/ |
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm ünlüler ile |
|
|
|
|
|
|
-Ç |
/ʧ/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-M |
/m/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-P |
/p/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-Ş |
/ʃ/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-Z |
/z/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-NG (eñ) |
/ŋ/ |
|||
Birleşik Sesler |
+ Ünlü |
|
|
|
|
|
|
|
|
||
|
|
|
|
|
|
|
|
İÇ, Çİ, Ç |
/iʧ/, /ʧi/, /ʧ/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
IK, KI, K |
/ɯq/, /qɯ/, /q/ |
|||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
OK, KO, |
UK, KU, |
K |
/oq/, /qo/, |
/uq/, /qu/, |
/q/ |
ÖK, KÖ, |
ÜK, KÜ, |
K |
/øk/, /kø/, |
/yk/, /ky/, |
/k/ |
||
+ Ünsüz |
|
|
|
|
|
|
-NÇ |
/nʧ/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-NY |
/ɲ/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-LT |
/lt/, /ld/ |
||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-NT |
/nt/, /nd/ |
||
Sözcük ayırma imi |
|
|
||
|
|
|
|
|
|
|
yok |
|
(-) — Sadece sözcük sonunda |
Türkçedeki ev sözcüğü
harfi ince ünlülerle kullanılır ve sözcük içinde /be/ veya /eb/ diye okunur. Şekli bir çadırı andırmaktadır. Tek başına /eb/ diye okunur veev anlamına gelir. Nitekim ev sözcüğü zâten /b/ sesinin sonradan /v/ sesine dönüşmesiyle eb > ev şekline dönüşmüştür.
Türkçedeki ok sözcüğü
harfi sözcük içinde /ok/, /ko/, /uk/, /ku/ gibi okunuşlara sahiptir. Açıkça şekli aşağı doğru bir oktur, zâten tek başına okunduğunda /ok/ sesini verir.
Türkçedeki ay ve yay sözcükleri
harfi sözcük içinde /ay/ veya /ya/ diye okunur, kalın ünlülerle kullanılır. Şekli yarım aya benzetilebilir. Ayrıca /ya/ diye okunduğunda yayanlamına gelir, kaldı ki şekli aynı haklılıkla yaya benzetilebilir. Nitekim, ya > yağ > yay dönüşümü olduğu düşünülmektedir.
Türkçedeki at , dağ sözcükleri ve atmak eylemi
harfi sözcük içinde /at/ veya /ta/ diye okunur, kalın ünlülerle kullanılır. Şekli yükseklik, uzaklık kavramlarını çağrıştırabilir. Tek başınadağ ya da at anlamına gelir. ta > tağ > dağ dönüşümüne uğradığı açıktır. Kaldı ki Anadolu'da hâlâ uzaklık, büyüklük ya da abartı belirtmek için taa deyişi yaygındır. Bunun yanında farklı zamanlarda şekli değişmiştir. Genelde bu şekillerin bir atın üstüne binmiş adam çağrışımı yaptığı da düşünülmektedir. Gökbey Uluç'a göre ise "atmak" eyleminden türemiştir. Bir "ok" ve "yay" dan oluşan damgalar, atılmayı simgeler.
Türkçedeki en pekiştirme sıfatı
harfi /eng/ diye okunur. Şekli, tek kolunu açılı olarak kaldırmış bir kişi olarak düşünüldüğünde büyük bir şeyi gösteren kişi çağrışımı yapmaktadır. Zâten bugün de buna benzer olarak pekiştirme anlamı taşır ("en büyük", "en yüksek", vb.).
Kaynakça:
^ Türk Dili: Dünya Dili, Prof. Şükrü Halûk Akalın, s.1
^ Wickman, Bo. 1988. "The history of Uralic linguistics." In The Uralic Languages: Description, History and Foreign Influences, edited by Denis Sinor. Leiden: Brill.
"