bir takvime sığdıramadığım, hayat s/özüm harflerin rakamlara çarptığı demler en çok bağırırken susmuşluğumuz insanı yormaz huzurun tekrarı çayın bardakla sayısız dansı misafirle gelen çam kolonyası
gözlerin mavi göğüm, içinde kuş misali titrekliğim bir güzel sözünle parlayan yıldızlar bir yanıp bir sönen dünya lambası tavanla, taban karmaşası tersinden iliklenmiş bir gömleğin dünyaya kapalı düz tarafı
bir tarafı uzuyor sonsuzluğa bir parçası inadına yerlerde kader paramparça bir oyuncak ellerimizde tutulamayan zamanlardan örülü bir haritada çapraşık desenler
varsın adına dünya desinler kimin umurunda çelişkiler?
eski bir çarşaftan farksız çekişmeler s/aklanmış yırtıklarında herkesin bir tarafa ç/ektiği düşüncem yine harflerin peşinde, yine sancı içinde
bir günden daha uzun, bir şarkıdan daha içli boyca kısa, anlamca geniş notaya vursak ömrümüzü bir eslik öykümüzü ne çıkar, ne toplanır?
ya çok anlattık bizi bize ya da hiç karşılaşmadık kendimizle bir köşede sessiz sakin ya çok yandık, ya da hiç tütmedi yüreklerimiz ateşten dert yandık ya her gece bilmece bulmaca oynadık ya sayısız bir tek vicdanlarımız cevap bulamadı kendine kaldı yine kendi kendine kendiyle kendince ...