TUZLA ŞEHRENGİZİ

21.03.2018
 
 
Şehrengizler güzeli, seni gördüm düşümde
Ekmek kadar azizsin, canıma minnetsin sen!...
Sen yâdıma düştükçe gölgen koştu peşimde
Büyülü endamınla yalancı cennetsin sen!...
 
Gözlerimi açınca karşımda gördüğümsün
Muhayyel zamanların altın beşiğisin sen!...
Kimse çözemez seni, içimde kördüğümsün
Aydınlık devirlerin kutlu eşiğisin sen!...
 
Zamana ve mekâna sığmazsın gönül şehri!...
Yürek payitahtının ruhunu taşırsın sen!...
Asık suratlı çağda mütebessim gül şehri!...
Marmara’nın koynunda her gece üşürsün sen!...
 
Ey gönlümün mihrabı, sende şerefler, şanlar!…
Yanık sevda türküsü, bir hüzzam bestesin sen!...
Sana gıptayla bakar, esrarlı kehkeşanlar
Uykularımı bölen uhrevî sestesin sen!...
 
Senden ayrı düşünce hüzün çöker kalbime
Hasret kül eyler beni, yüreğimde harsın sen!...
Vuslatın düğün bayram, şafak söker kalbime
Karakışın ardından, gelen nevbaharsın sen!...
 
Ey mavi gözlü dilber, yosun kokar düşlerin!...
Masmavi ufuklara koşan süvarisin sen!...
Gönülleri şen eyler işvekâr gülüşlerin
Ben Ferhat’ım, sen Şirin; gönlümün yârisin sen!...
 
İstanbul’un kalbinde noktasın rüya şehir!...
Çalışkan arıların peteğinde balsın sen!...
Tahtın kalbimizdedir efsunlu hülya şehir!...
Göğe değen ağaçta meyveli bir dalsın sen!...
 
Miş’li geçmiş zamandan, sonsuza akan şehir!...
Denizlerin koynunda uyuyan perisin sen!...
İntizarın közüyle içimi yakan şehir!...
Piyade taburunun kahraman erisin sen!...
 
Seninle yudumladık muhabbetin demini
Zemheri ayazında baharı saklarsın sen!...
Hep huzur içinde kal, gösterme matemini
Sevda bahçelerinde karanfil kok(l)arsın sen!...
 
Kaç âşık nazar kılmış masmavi gözlerine?
Leyla’sını kaybeden Mecnun’a dönmüşsün sen!...
Kaç yürek tutsak olmuş tılsımlı sözlerine?
Hicran ateşlerinde yanıp da sönmüşsün sen!...
 
Tenha sokaklarından zaman sonsuza akar
Fetih düşüne ilham, Fatih’in sesisin sen!...
Uzağına düşenin hasreti yürek yakar
Bin sene söylenecek gönül bestesisin sen!...
 
Diriliş muştususun, ruh cevherin diridir
Hakikatin incisi, mânânın deryası sen!...
Hafız’ın bahçesinde gonca güller iridir
Hikmetli nazarların iffeti, hayâsı sen!...
 
Akşam güneşi öper, o lâl dudaklarından
Yaralarıma merhem, kederime zamsın sen!...
Zaman sonsuza akar saçının aklarından
Yârin tatlı dilinden dökülen hüzzamsın sen!...
 
Bu çağı sırtlamıştır gök yeleli omuzun
Bin yıl süren bir öykü, çınarın köküsün sen!...
Senden ayrı geçen gün, sanki asırdan uzun
Tarihin sırtındaki en ağır yüküsün sen!...
 
Mercan sahillerinde otururum köşeye
Masaldan firar etmiş bir denizkızısın sen!...
Tavşankanı demli çay bedeldir her bir şeye
Zifiri gecelerde kutup yıldızısın sen!...
 
Kutlu minarelerden yankılanır ezanlar
Gecenin dudağından dökülen bir âhsın sen!...
Tefekkür molasında cilalanır izânlar
Karanlıkları boğan nur yüzlü sabahsın sen!...
 
Sükûtun tenhasında dillerimiz lâl olur
Aşklara yelken açmış, bir deli mavisin sen!...
Senden uzak düşünce yürekte melâl olur
Osmanlı’nın torunu, çelikten kavisin sen!...
 
Gurup vakitlerinde ufuklarda cenk başlar
Muhayyilemden geçen beyaz bir resimsin sen!...
Giden sevgililerin ardından akar yaşlar
Ta ezelden bahtıma yazılmış isimsin sen!...
 
Gönül lisanı ile söze başlarsın Tuzla!...
Pervaneler misali ışığa âşıksın sen!...
Aydınlık yarınlara koşarsın aynı hızla
Aşk ateşinde pişmiş çorbada kaşıksın sen!...
 
M.  NİHAT MALKOÇ

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Şikar Temel

Şikar Temel

6 years ago

Şiirde açılıp saçılan şairin duygularını biz de hissetmiş olduk.

Firuze Salkım

Firuze Salkım

6 years ago

bu güzel paylaşımı gönülden kutluyorum.

Firuze Salkım

Firuze Salkım

6 years ago

bu güzel paylaşımı gönülden kutluyorum.