Uçurtma Avcısı Hakkında ve Özeti Halit Hüseyni'nin (Khaled Hosseini)

16.05.2015
 
 
Yazıda Halit Hüseyni'nin Uçurtma Avcısı özgün adı ile The Kite Runner,   romanı hakkında bilgiler, romanının özeti,  romanın konusu, ana fikri,  romanın kahramanları, romanın olay örgüsü,  romanın yazarı, Halit Hüseyni'nin Uçurtma Avcısı özgün adı ile The Kite Runner “ romanın şahıs kadrosu  yazarın diğer romanları, “Halit Hüseyni “ Hayatı,  Halit Hüseyni'nin Uçurtma Avcısı özgün adı ile The Kite Runner  “   adlı eserden alıntılar yer alır.  Eser hakkında yorumlar,  romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
 
Uçurtma Avcısı özgün adı ile The Kite Runner, Afganistan doğumlu Amerikalı yazar Halit Hüseyni'nin (Khaled Hosseini) tüm dünyada geniş bir yankı uyandıran  ilk romanıdır.
 
Afgan asıllı Halit Hüseyni (Khaled Hosseini ) bu romanını 2003 yılında  İngilizce olarak yazılmış ve yayımlanmıştır. Oldukça ilgi gören bu roman New York Times'ın en çok satanlar listesinde bir numaraya kadar yükselmeyi başarmıştır. [1]
Khaled Hosseini (Halit Hüseyni) bu romanı ile  en ünlü Afgan yazarlardan [2] biri haline gelmiştir. Roman, Afganistan üzerinde oynanan sömürgecilik oyunları küreselleşme, kültürler arası çatışma, dinî ikiyüzlülük, ırkçılık, iç savaş ve göç gibi konulara getirdiği yaklaşımı, insanlık dramları ve insancıllığa yönelen farklı yaklaşımı ile geniş bir ilgi uyandırmış  değindiği evrensel temalar ile oldukça ilgi görmüştür. Roman arkadaşlık, ihanet ve sadakat, babalar ve oğulları arasındaki  sevgi, fedakârlık ve yalanlar temalarına değinmek ve betimlemekteki başarısı ile  dikkat çekmiştir.
 
Romandaki olaylar, Kabil, California, Hazaracat ve Pakistan’da geçmektedir.  Afganistan’a Sovyet işgali ile başlayan olaylar,  Taliban’ın kontrolü el alması ve sonrasına kadar uzanmakta olan ileriye ve geriye gidişler ile değişken  bir zamandır. Buna rağmen 1970 ile 2000 yılları arasındaki süreç romanın zamanıdır.
 
Romanın  pek çok ülkede de beğenilmesi üzerine roman  filme de alınmış, Marc Forster'ın yönettiği 2007 ABD yapımı bir filmin  çekilmesini sağlamıştır.[3] Bu film de çeşitli ödüllere aday gösterilmiştir.[4]
 
“Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor. Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...” ( Arka Kapak ) [5]
 
Bin Muhteşem Güneş yazarın  Uçurtma  Avcısı adlı romanından sonra basılmış o romanda da yazar doğduğu topraklarda geçen hazin dramları anlatmıştır. [6]
Romanın film uyarlaması da yapılmış, ABD  yapımı  filmin yapımcılığını Marc Forster üstlenmiştir. 2007'de gösterime giren film, Satellite En İyi Özgün Müzik Ödülü, Film Eleştirmenleri En İyi Genç Erkek Oyuncu Ödüllerini de almıştır. Oyuncular
Halit Hüseyni (Doctor in the Park)
Ahmad Khan Mahmoodzada (Hasan), Khalid Abdalla (Emir)
Atossa Leoni (Süreyya)Atossa Leoni[7]
 
KONUSU
Uçurtma Avcısı, Kabil'in Vezir Ekber Han bölgesinden bir Peştun olan Emir isimli çocuğun hikâyesini anlatıyor. Emir çocukluk arkadaşı ve sütkardeşi Hasan'a ihanet edişini unutamamaktadır. Hikâye Afganistan'da krallığın çöküşü, Sovyet işgali, ülkeden Pakistan'a ve Amerika'ya toplu göç ediş ve Taliban yönetimi gibi kargaşalı ortamında kurgulanmış.
 
Karakterleri
  • Emir: Hikâyenin 1963 yılında Kabil'de doğan  başkarakteri.  Emir annesini doğarken kaybetmiş, babasından ilgi görebilmek için  pişman olacağı davranışlar yaptıran bir çocuktur. Bundan en çok zarar gören de en yakın dostu olduğunu itiraf edemediği Hasan'dır.
  • Hasan: Emir'in çocukluk arkadaşı ve hizmetkârın oğludur. Emir'e hep sadık kalmış, ama Hazaralar gibi hor görülüp dışlanmıştır. Hasan, Emir’i korumak için tecavüze dahi uğramış, Emir ise onun başına açtığı bu olaydan dolayı kendini affetmemiştir.
  • Assef: Sadist ve pedofil tecavüzcüdür.   Assef, Alman bir anne ile Peştun bir babanın çocuğudur. Gençken Hasan'a ve diğer çocuklara  kötülük yapmış, yetişkinken de Taliban yetkilisi  olmuştur. Assef'i kitabın en gaddar karakteridir.  
  • Baba: Emir'in babasıdır. Güçlü, yardımsever ve nüfuzlu biri olmasına rağmen Emir'e yeteri kadar ilgi ve sevgi göstermemektedir. Hizmetkârı Ali'nin eşinden gayrimeşru bir oğlu olan Hasan dünyaya gelmiş, ancak bu gerçeği yalnızca Hasan'ın annesi, Baba ve Baba'nın arkadaşı Rahim Han bilmektedir. Bu gerçeği Emir, Rahim Han'dan 38 yaşındayken Peşaver, Pakistan’da öğrenmiştir. Hasan ise hiçbir zaman öğrenememiştir.
  • Ali: kısırdır ve Hasan’ın kendi oğlu olmadığını bilmektedir. Ama onu oğlu gibi sevmektedir. Ali, oğlu Hasan'la birlikte Emir yüzünden yaşanan bazı olaylardan sonra Baba'nın evini terk etmiş, Hazaracat'ta mayına basıp ölmüştür.
  • Rahim Han: Baba'nın en yakın arkadaşı ve iş ortağıdır. Emir'e Baba hakkındaki gerçeği o söylemiştir.Zaman zaman Emir'in duygu dünyasına hitab etmiştir.
  • Süreyya: Emir'in eşidir. Babası Afganistan ordusunda önemli biri olan General Taheri'dir.
  • Sohrab: Hasan'ın oğludur. İsmini, bir Fars destanı kahramanından almıştır. Babası ve annesi Şii Hazara oldukları için Taliban militanları tarafından kurşunlanıp öldürülünce derme çatma bir yetimhaneye konulur. Sohrab bu şekilde Taliban'ın eline düşmüş, militanların sistematik olarak tecavüzüne uğramaktadır. Emir onu Talib Assef'in elinden kurtararak kendi yanına alır.
  • Ferit: Emir'e zorlu Afganistan yolculuğunda yardımcılık yapan fakir ve  beş ocuk babası Afgan.
 
 
ÖZETİ
Afganistan’ın Sovyet işgali döneminde, Emir ve Hasan birlikte büyüyen  iki sütkardeşidir.  Emir’in babası bölgede nüfuzlu ve yardımsever biri olarak tanınır. Hasan’ın babası ise Emir’in babasının yanında çalışmaktadır.  Emir,  Hazara olarak dışlanan  hizmetçileri Ali’nin oğlu Hasan’a karşı  tepeden bakmaktadır. Çünkü o  Baba’nın oğludur. Ama Emir,  babasından yeterli ilgi görmeyen bir çocuk olarak  bolluk ve zenginliğin ortasında  acı bir yalnızlık yaşamaktadır. 
Afganistan’da pek sevilmeyen ve aşağı görülen   Hazarlara mensup olan Hasan, Emir’e  karşı saf ve kayıtsız şartsız  bir adanmışlık duygusuyla davranmaktadır.  Ama  Emir ona tepeden bakmaktadır. Emir’in annesi ölmüş babasından da istediği ilgiyi görmemekte vaktinin çoğunu da Hasan ile geçirmek zorunda kalmaktadır.  Emir kabul etmek istemese bile Hasan onun en yakın arkadaşıdır.
 
Kabil’de her yıl düzenli olarak uçurtma şenliği düzenlenmektedir. Bu yarışamaya Emir ve Hasan’da katılmış ama Emir uçurtmasını elinden kaçırmıştır. Emir buna üzülünce Hasan, uçurtmayı bulup getireceğine söz verir.  Fakat bu mahallenin serserileri uçurtmayı Hasan’ın elinden almak isterler.    Emir’in uçurtması için mahallenin serserileriyle zıtlaşan Hasan’ı Emir uzaktan görmüştür.  Assef ve arkadaşları Hasan’ı kıstırmış elindeki uçurtmayı  almak isterlerken “uçurtmayı Emir Ağam’a götüreceğim ona söz verdim.“  diyerek direnmiştir. Sadist bir karakter olan Assef ve arkadaşları, Hasan’ı dövdükten sonra ona tecavüz ederler. Emir ise Hasan’a tecavüz ederlerken gizlendiği yerden seyretmekle yetinmiştir.  Hasan hayatı boyunca unutamayacağı bir şiddete maruz kalmış ve Emir’ de bu olayı  uzaktan izlemiştir. Bütün bu olanları izleyen Emir’i hiçbir şey yapmadan arkasına bile bakmadan oradan koşarak uzaklaşır. 
 
Emir bu olanlardan dolayı büyük utanç duymakta ve onu her  gördüğünde korkaklığı ve vicdan azabı ile yüzleşmektedir. Hasan’ın yüzüne bakamayan yaşadıklarından utanç duyan Emir,  bu utançtan kurtulmak için Hasan ile Babasından kurtulmak için bir çare aramaya başlar. Hasan evden giderse ve onları görmezse bu utanç ve azap ile daha az karşılaşacaktır.  Üstelik Emir’in babası da Hasan’a karşı oldukça sevgi beslemekte ve bunu göstermektedir.  Babasın  Hasan’a gösterdiği bu sevgiyi de kıskanan  Emir gizli bir kıskançlık duygusuyla Hasan’dan nefret etmeye de başlamıştır.
 
Böylece Emir  Hasan’a bir tuzak kurarak onu hırsız gibi gösterir ve böylece  Hasan’ın babasının işten atılmasına sebep olur. Emir’in babası bu olayı görmezden gelip Hasan’ı affetse de Hasan’ın babası bu utanca dayanamaz. Hasan’ın babası gururunu  ayaklar altına alan bu durumu kaldıramaz ve Hasan’ı alıp evi  terk edip gider. 

Bu sırada Sovyet işgali başlar ve Emir ile babası her şeylerini kaybetmişler  ellerinde kalanlar ile birlikte Amerika’nın yolunu tutmak zorunda kalmışlardır. Hayatlarını Amerika California’da sürdürmeye başlarlar. Ama Emir geçmişte yaşadıklarını unutamamakta Hasan’a yaptıklarından dolayı utanç duyarak yaşamaktadır. Emir büyümüş ve okuldan mezun olmuştur.  Babası ise bitpazarında çalışmaktadır.
Emir,  babasın  da çalıştığı bu pazarda General Taheri’nin kızı Süreyya’ya aşık olur. Bu arada Emir  bir kitap  da yazmaktadır. Emir, âşık olduğu  Süreyya ile evlenir. Evlendiklerinden bir gün sonra Emir’in babası ölür. Emir çok üzülmüş ama  yazmış olduğu kitap  da yayımlanmıştır. 

Kitabının  yayınlandığı gün Afganistan’dan Emir’e sürpriz bir telefon  gelir. Arayan kişi   babasının yakın dostu Rahim Han’dır. Rahim han,  Hasan’ın başının belada olduğunu söyler ve  Emir’i Pakistan’a çağırır. Bunun üzerine vicdanını rahatlatma fırsatı bulan Emir Amerika’daki hayatını bırakıp Afganistan’a  döner
Emir,   Rahim Han’a hediye olarak yazmış olduğu kitabı da getirmiştir.  Kitabın içinde “ Rahim Han, daha yazmayı bile öğrenememişken hikâyelerimi dinlerdi.” Diye yazan  bir ibare de  vardır. 
Ama  Rahim Han çok hastadır. Hasan’ın, Farzana adında karısının ve Sohrab isminde bir de oğlunun olduğunu  anlatır. Hasan’ın bir çatışmada öldüğünü ve karısının da onu kurtarmak isterken vurulduğunu da söyler.  Emir, Sohrab’ın nerede olduğunu sorar.  Rahim Han, Hasan’ın oğlu sohrap’ın  bir  yetimhanede olduğunu  anlatır. Üstelik en büyük sırrı da ifşa eder.  Hasan, Emir’in kardeşidir.,
 
 Hasan  babasının Hizmetkârı Ali'nin eşinden gayrimeşru  olarak doğmuştur. Kısır bir adam olan Ali’de bunu bildiği halde Hasan’ı öz oğlu gibi  kabul etmiş ve ona sahip çıkmıştır.
 
Hasan’ın hizmetkarları değil kardeşi olduğunu öğrenen Emir beyninden vurulmuşa döner .  Bu defa vicdanını rahatlatmak.Hasan’ın oğlu , kendisinin de yeğeni olduğunu öğrendiği Sohrap’ı kurtarmak için harekete geçer. Rahim Han’ın ayarladığı bir şoför ile Kabil’e gider. Kabil’e geldiğinde  her şeyin daha da kötüye gittiğini fark eder. 
 Sohrab’ı aramaya başlar ve bir adamla tanışır. Adam Sohrab’ı çağırır. Adam  Sohrap’ı  köle gibi kullanmaktadır. Daha sonra  bu adamın Assef olduğunu anlar. Emir yıllar önce kaçmayı tercih ettiği gibi bir olay ile karşı karşıya kalmıştır.  Ya tekrar kaçıp  vicdanı ile baş başa kalacak ya da bu kez karşı koyup Hasan’ın oğlunu kurtaracaktır....
 
[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/U%C3%A7urtma_Avc%C4%B1s%C4%B1
[2] https://kitap.yazarokur.com/ucurtma-avcisi.html
[3] https://www.beyazperde.com/filmler/film-57735/
[4] https://tr.wikipedia.org/wiki/U%C3%A7urtma_Avc%C4%B1s%C4%B1
[5] Khaled Hosseini, Uçurtma Avcısı, Çeviren: Püren Özgören ,Everest Yayınları,   2003
[6] Bin Muhteşem Güneş Hakkında Ve Özeti KHALED HASSAİNİ, https://edebiyadvesanatakademisi.com/yazi/1882
[7] https://www.beyazperde.com/filmler/film-57735/kullanici-elestirileri/en-yeniler/

0

1

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar