01.04.2021
Hangi düş’ün sağanağından sökün etti yalnızlık ve hangi günün öğretisi idi elbet mevsimsel bir hüzünden öte evladiyelik acılar sancılı mevsimin her öğün vakti pay ettiği çığlığı dünün günden de öte gümbürtülü bir iç ses, na’şı sözcüklerin nal toplayan imgeler en çok da basireti bağlanmışken mutluluğun…
Çömeldikçe diz(e)leri şairin
Çöken her bulutta saklı tebessüm
Kaybolmanın ertesi şiar edindiği
Yaldızlı yolu ölümün
Kürediğinden öte
Küstüğü evrende saklı en muhteşem hediye
Ne aldatı idi aşk ne de alıntı
Çalıntı gölgelerin uzun sakallarında saklı
Sırlar ser verenden öte
Surlara serilen hece hece…
Kimliği şairin
Hicabında evrenin
Hazandan mütevellit bir sitem
Çemkiren iblise ses etmeden
Sığındığı rahmet dolu istikamet
Bir karartı ise sonlanacak
Sancılı bir ömürse yeniden nefes alacak
Sabırla çizdiği yolun dikenlerinde saklı maruzat
Elbet sevecen rahmetin
Dingin yarınlara meyleden
Umudun sesinde doğacak şafak.
Bir nesilse hüzün
Nasıl demeden de çözülecek düğüm
Kor hecelerin istilası
Kös kös yaşamanın çok ötesi
Simasında saklı gizem
İndinde benliğin
Bazen kimse basıp ezen:
Düşkünlüğü Rabbine
Düşmeden insanların diline
Düşmekse aşka ilk günün yüzü suyu hürmetine.
Bir kıvanç ve inanç
Sevinci illa ki bağrına basacak
Sağdıcı iklimin
Kayıp gitse de ellerinden zaman
Yeter ki kaybolmasın o sönmez ışık ezelden
Kamaştıran gözlerini
Cennet kokulu bir sevgi masalında
Dokunmaksa umuda yarınların hatırına.
Külçe külçe hüzün çözülecektir illa ki
İman yüklü yüreğin ikbali nasıl ki ateşin çeperinde
Saklı bir mümin olmanın verdiği huzur ile
Dokunduğu sonsuzluk sadece
İlahi Aşkın bitimsiz esintisinde…
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın