UNUTMAYALIM Kİ GÖLGELERİ BİLE YETER
Bir otobüs şoförünün yaşlılarla ilgili düşüncelerini aktararak söze başlayayım: " Altmış dört yaşın üstündekiler boşuna yaşıyor. Hepsini toplayacaksın bir yerde... Devlete de yük oluyorlar."
Birkaç gün önce bindiğim bir otobüs şoförünün yaşlılarla ilgili olarak otobüste dile getirdiği düşüncelerini aktarmaya çalıştım. Bu kadarı da yeter hepimize. O beyefendinin büyük bir rahatlıkla ve doğruluğuna da inanarak söylediği bu sözler, eminim ki sizleri de çok rahatsız etti hatta kızdırdı. Nereden konu açıldı diyebilirsiniz. Otobüse bindiğimde oturacak yer var mı diye şöyle bir göz gezdirdim. Yer bulamayınca, şoför, yanındaki koltuğa oturmamı söyledi. Ben de böylece ilk kez şoförün yanındaki koltuğa oturdum.
Bir durak sonra otobüse yetmiş yaşlarında bir yolcu bindi. Ben de yerimi vermek isteyince şoför kalkmama gerek olmadığını söyledi. ""Yaşına rağmen benden senden iyi"" dedi ve sonra aramızda yaşlılarla ilgili hiç de hoşlanmadığım kısa bir konuşma geçti. Tabiî bu arada düşüncelerini hiç doğru bulmadığımı da kararlı bir şekilde dile getirdim. Ama düşüncelerinden vazgeçecek biri değildi. Zaten ben de onunla olan konuşmamı uzatma taraftarı değildim.
Yaşlı kişilere böyle bir gözle bakan ve onlar hakkındaki olumsuz ve sevgiden uzak sözlerini bu kadar rahatlıkla dillendiren birinin toplu ulaşımda çalışıyor olması da ayrı bir sorun. Otobüse binen her yaşlı yolcuya nasıl baktığını ve fırsatını buldu mu ne gibi sözler söyleyebileceğini düşünmek bile istemiyor insan. En başta, onların toplu ulaşımdan bedava yararlanıyor olmalarından rahatsız oluyor. Dışarıya çıkmalarını ve çok acıdır ki hâlâ yaşıyor olmalarını bile tepkiyle karşılıyor. Belki diyeceksiniz ki böyle düşünen çok kişi var. Evet ne yazık ki var. Yaşlıların varlığından bile rahatsız olanlara çeşitli yerlerde rastlıyoruz. Ne söylenebilir ki böyle kişilere? Siz ne söylersiniz böyle bir durumda? Sessiz mi kalırsınız? Yoksa saygı mı gösterirsiniz yaşlılara sevgisi olmayan ve yaşamalarını bile gereksiz gören birine?
Yaşlı insanların yaşama hakkına ve devletin kendilerine tanıdığı haklara, insanca bir bakışla bakmayan birine ne kadar tahammül edebilir ve onu ne kadar hoş görebilirsiniz bilemiyorum. Ama öylelerine söylenecek bir çift lafınız olacaktır mutlaka. Ancak şunu unutmayalım: Bu kötü düşüncelere rağmen iyiliğe olan inancımızı asla kaybetmeyelim. Şu cümlelerde dile getirildiği gibi: "Yaşayan kirlenir; önemli olan safiyeti, masumiyeti yaşamın amacı haline getirmektir. Aslolan yaşamdır. Yaşam olduğu sürece saf olmak, masum olmak umudu da vardır. "
( Ahmet Ümit, Bab-ı Esrar, 109.sayf.)
Yaşlılık dönemine ve yaşlılara dair söylenmiş birçok özlü söz de vardır. Aslında her söz, söyleyenin, hayata, yaşlılığa ve yaşlılara olan bakışının bir ifadesidir. Yaşlılığa nasıl bir anlam yüklediklerinin göstergesidir söyledikleri sözler. Hep deriz ya, "onların gölgesi bile yeter" diye. Gölgelerinden bile güç alabiliyor ve kaç yaşına gelirsek gelelim onların gölgesine ihtiyaç duyuyorsak, gelin onların dualarından mahrum kalmayalım. İçten ilgi ve sevgimizi, desteğimizi eksik etmeyelim.
Yaşlılığa dair söylenmiş birkaç özlü sözle noktalayayım sözlerimi.
"Yaşlıların güneşe olduğu kadar, sevgiye de ihtiyaçları vardır.
Bence yaşlılıkta en acı şey, o yaşa gelen insanın başkalarına sıkıntı verdiğini hissetmesidir. "( Caecillus)
"Hizmet ve eğitim gücünü kaybetmedikçe, insan yaşlanmış sayılmaz." (Graefe)
"Yaşlılık da bir konuktur, onu ağırlamak gerekir."
( Hariri)
14 Ekim 2017