Vasıl olmaz kimse Hakka cümleden dûr olmadan
Vasıl olmaz kimse Hakka cümleden dûr olmadan
Kenz açılmaz bir gönülde tâ ki pûr nûr olmadan
Sür çıkar ağyarı gönülden tâ tecelli ede Hak
Padişah konmaz saraya hâne ma’mûr olmadan
Mest olan mestâne gelmiş tâ ezelden tâ ebed
İçtiler aşkın şarabın âb-ı engûr olmadan
“Mûtû kalb-e en temûtî” sırrına mazhar olmadan
Haşrı neşri gördü bunda nefhai sûr olmadan
Hak cemali Kâbe’sin kıldılar âşıklar tavaf
Yerde Kâbe gökyüzünde beyt-i ma’mûr olmadan
Ârif olanın kelamı gayriden gelmez velî
Pes “Enel Hak” nice desin kişi Mansûr olmadan
Bir muhal sevdaya düşmüş rüz û ŞEM’Î müdâm
Hakka vâsıl olmak ister halka menfûr olmadan