Vasl Kökeni
Osmanlıca yazılışı : vasl: واصل
Vasl, Arapça kökenli bir sözcüktür ve “ ulaşan, varan” anlamlarında sözcükler üretilen “ Vsl “ kökünden gelir. Bu nedenle ulaşan, varan” anlamındaki wāṣil , “vardı, buluştu” anlamındaki vasala [1] fillerinin faili olmaktadır. Vasl kelimesi sözlüklerde “bir şeyi diğer bir şeye bağlamak, ulamak, eklemek”, kavuşmak, kavuşturmak anlamları ile açıklanır.
Ulaşan, varan anlamındaki vāṣil واصل; vardı, buluştu anlamındaki waṣala وصل; kavuşma anlamındaki visal; erişme (sevgiliyle buluşma) anlamındaki vuslat; Hakka kavuşma anlamına gelen vüsûl; kavuşma, ulaşma, birleşme anlamındaki tavasül, sözcükleri vasl sözcüğü ile aynı kökene dayanmaktadır.
Vasl kelimesi sözlüklerde “birleşme, kavuşma, bir araya gelme “, “bir şeyi diğer bir şeye bağlamak, ulamak, eklemek” anlamları ile izah edilir. Bu sözcük ayrılıktan sonra yeniden buluşmayı ya da birbirinden uzak olan şeylerin bir araya getirme anlamları ile kullanılırken edebiyatta ise üç farklı terim anlamı ile karşımıza çıkmaktadır.
1.Edebiyatta Cümle ve İbare Bağlama Anlamında Vasl
Türk ve Arap belâgatinde cümlelerin “ve” bağlacı ile birbirine bağlanmasına vasl denmektedir. Bu kullanımı ile vasıl cümleleri, kelimeleri ibareleri birbirine bağlamak anlamında bir terimdir. Tahir’ül Mevlevi bu terimi şu şekilde izah eder: “ Sözü teşkil eden cümlelerin atf ( ilgi) ve rabt ( bağlama ) suretiyle yekdiğerine ( birini diğerine ) bağlamak amacıyla söylenmesine” denir. Yazının bu türlü yazılmasına “ sebk-i mevsûl “ cümlelerin kesik kesik ve ayrı yarı yazılışına da “ sebk-i mefsûl “ denir.[2] Şeklinde izah etmiş ve
Fevz-i istidât-i zâtın gör ki etmiş ta ezel
Cezbesi hurşid ü mâh u asmanı Mevlevi
Beytini örnek vererek hurşid, mâh, asman sözcüklerinin “ ü “ bağlacı ile bağlanmasını buna örnek göstermiş ve bu tip valslara ise “ sebk-i mevsûl “ dendiğini belirtmiştir. Eğer “Cezbesi hurşid mâhı asmanı Mevlevi “ şeklinde yazılırsa bu tip vasla “sebk-i mefsûl “ dendiğini belirtir.
“Ben ki ve diyar-ı Rum’un vü diyar-ı Acemin, vü diyarı Irakeyn’in vü Şam’ın …. Hükümdarı “ cümlesindeki sözcükler vü bağlacı ilşe birbirine bağlanarak vasl -“ sebk-i mevsûl “ - yapılmıştır.
2.Aruz Vezninde Vasl ve Ulama: ölçüde yan yana iki açık hece gerektiği veya kapalı hecenin açılması lazım geldiği zaman yapılır. Ünsüzle biten bir sözcüğün ünsüzünü, ondan sonra gelen ve ünlüyle başlayan bir sözcüğün ilk hecesine bağlama (bitişik okuma) işlemine vasi (ulama) denir. Aruz ölçüsü ile yazılmış bir şiirde yan yana iki açık hece gerektiği veya kapalı hecenin açılması lazım geldiği zaman yapılır.
Hür Hür ( r )ol mak eğer iste( r)is en olma cihânın
Zevkinde safâsında gamında kederinde (Ziyâ Paşa )
Aruz Terimleri Takti' Vasl Med İmale Zihaf Kasr Nedir Örnekler
3.Kafiye İlminde Vasl Terimi
Kafiye bilgisinde kafiyenin son sesi olan revîden sonra gelen yani redifin ilk harfine de vasl denir.
Nice ki ömrüm var benim, yüzün gibi yüz görmedim
Vallah ki yüzün göreli, özgelere yüz görmedim
Beytinde kafiyeyi oluşturan kelime” yüz “sözcüğüdür ve son ses yani revî ( z ) sessizi olmaktadır. Redif olan görmedim sözcüğünün ilk harf “ g “ olduğundan redifin ilk harfine vasl denir.
[1] https://www.etimolojiturkce.com/kelime/vas%C4%B1l
[2] Tahir’ül Mevlevi, Edebiyat Lüğati, Enderun , 1973, s. 179