Yeter artık tıka basa karnımız
Lebaleb doymuştur palavranızla.
Dön babam dön, ha bire de de bire
Ben dinleyim sen sıkıla sazınla;
“guru guruya gadanı alayım
takır takır yollarına öleyim.”
Boğazda bir yalı rakı ve balık
Derdimle dertlenir nazar eylersin.
Bu millet cahildir, aptal ve alık
Belli ki son sözü hep sen söylersin;
“guru guruya gadanı alayım
takır takır yollarına öleyim.”
Yıllar yılı höt öteye höt beri
Yönümüzü, kıblemizi şaşırdık.
Sizler çobansınız, bu millet sürü
Yorulmak yok, sırtımızda taşırdık;
“guru guruya gadanı alayım
takır takır yollarına öleyim.”
Burası Malatya, orası boğaz
Aramızda dağlar geçit vermiyor.
Size meltem eser, burada ayaz
Nasıl efendiyim aklım ermiyor;
“guru guruya gadanı alayım
takır takır yollarına öleyim.”
Meydan, meydan salma seyip gezdiniz
Arpayı, samanı sizler yediniz
Bize dönüp eşek nerde dediniz
Eşek belli, anlayana sözümüz;
“guru guruya gadanı alayım
takır takır yollarına öleyim.”
Hemi vatandaşım, hemi de Reşit,
Nasıl efendiyin nasıl da eşit,
Dertler katmer katmer, dert çeşit çeşit
Şimdi iyi dinle iyice işit;
“guru guruya gadanı alayım
takır takır yollarına öleyim.
* Malatya -Darende yöresinde söylenen bir söz
|