Vuslat makamında Hüzn ü Yusuf buluşmaları

20.03.2017

Kalemimin ucunda yontu sesidir zaman 
binmişim terkisine uçuyorum kanatsız 
bir ses ki büyüyor kalbimin hüzn ü Yusuf kuyularında 
ellerim sıcak, ellerim terli, ellerim küçücük 
avuçlarımda kurşun kalem karası 
renk renk kalem yontusu ceplerim 
ve çantamın dibinde kalemtıraş artıkları 
çantamda defter, kitap kokusu 
sessizlik şaha kalkmış, içimde kıpır kıpır 
uzanıp tutuyorum kanatlarından
sanki üstünde uçuyor gibiyim 
ah! şu zamane oyuncakları, acıtıyor masalsı y/anlarımı 
alıp alıp götürüyor uzaklara bir yontu sesi beni 
önümde beyaz sayfalar, renk renk açılan kalemler 
uzayıp gidiyor hülyalarım 
kara bir tahtanın aydınlığına 
beyaz yakalığımla 
ince, bembeyaz çizgilerdeyim 
çizgiler eğri, çizgiler düz, çizgiler baş döndürücü 
acıtıyor, ağlatıyor, imkansız sorular çizgiler 
bilgi bahçesinde Adem ve Havva buluşması 
masallarda uyumuş, uyanıp da kalmışım 
ellerim sıcak, ellerim terli, ellerim küçücük 
avuçlarımda kurşun kalem karası 
ilk yol, ilk arayış ve ilk çizgi denemesi ellerim 
inceden bir kar yağıyor tebeşirimin ucundan 
ve elim bir elin sıcaklığında titriyor 

II 
Sonra bir köy okulunda bir eylül sancısında 
gözlerimin içine düşüyorum birdenbire 
unutulmuş türküler geçiyor bir sınıfın duvarlarından 
bahçesinde şen şakrak şarkılar 
bana böyle bakmadı kimse, hiçbir eylülde 
kimseler bana böyle bakmadı bir eylülde
güz güneşi penceredeydi sonbahar pencerede 
savrulmuş yapraklar gibi çocuklar önümde 
ters çevrilmiş elbiselere mi dönüyorum ne 
dışım içime sığıyor, içime yağıyorum usul usul 
ve kendimde doğuyorum sanki yeniden 
gözleri gözlerime değiyor köy çocuklarının 
bana böyle bakmadı kimse, hiçbir eylülde 
hiç kimse bana böyle bakmadı bir eylülde 
kara tahta önünde ak yürekler içindeyim 
yürekler ki bir tebeşir aklığında titriyor 
dalında bir serçe ürkekliğinde yürekler 
toprak damlı evlerinden geldiler birer ikişer 
gözlerinin berzahında düş kırıklıkları 
gülüşleri soğuk bir resim, gülüşler soru işareti 
sonra vatan dediler, bayrak dediler, Türkiye dediler 
keşfedilmemiş pınarlar gibiydi sesleri 
bir yeryüzü yürüyüşü bütün konuşmalar 
kelime kuş, kelime at, kelime kanat 
dudaklarda değil, bulutlardaydı kelimeler 
uzak şehirlere el ele süzüldüm onlarla 
ülkeyi böyle gezdik, dünyayı böyle 
birlikte gezdik yeryüzünü kelimelerle
 

Sebahattin Günday

 
 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar