Yak Beni Kor Alev Neydi gönül soframa katamadığım? Eksik bir lokmamı bir şükür mü? Açarken ağalar salkım söğüt yemyeşil Neydi ucu kopuk olup ta bağlayamadığım? Bir hicran mıydı soframa katarak Gözyaşıyla suladığım Sığındığım köşem çok mu dardı İçine sığacak insana mı yerim yoktu Bir garip kulun duası mı eksikti gönül soframda Ruhumla benliğime esir mi düşmüştüm Gönül soframda dağıttığım bir şeyler eksikti Varlığımla Filistin de olamadığım Gözyaşını dökerek sekiz gündür ağladığım Atamadığım adımlar mı eksikti gönül soframda Düşünüyorum böylesine bir çıkmazın Sancının Anlaşılmazın İçinde Vakit ki günde beş vakit nurlanırken Aşkla imanın pınarında günde beş vakit abdest alırken Hangi döngünün içinde kalmıştım çıkamıyorum Çıkmak için bir kapım dahi yok derken Rabbim açıyor kapıları nuruyla tek tek Aklımın rotası şaşırıyor Gönül sofram nurlanıyor Duygularım neşeleniyor o an Bin bir dua niyazla Rabbime secde ile varırken Filistinli kardeşime Nusret’inle yetiş Rabbim diyorum Birden yüreğim sekiyor yerinde Rabbime âmin derken Rahmetini kapısında kalıyor Ölen çocuklar cennette Gül kokulu Nebi ile buluşurken Şikâyet ediyor bizleri Parçalanıyorum yüreğimle Giriyorum yerin dibine Kor alev içindeyim Yak beni kor alev İçimdeki adım attırmayanları da yak benimle Mehmet Aluç