İnsanım, bir keşmekeş içindeyim, ihtiyar;
Ne kadar yalancısın, ne kadar da bahtiyar!
Ben çıldırma makamı, sen kocaman yalancı, Üç, beş, bin yıllık yalan, çan-ezanın inancı! Yok mu evladiyelik ve ticaret gasp talan Yok mu bu yalanlardan, ibretlik bir ders alan? Papağandan bir alim, dedikodu bir arif! Saygı bekliyor görsen; üç beş arapça tarif! Hurafeden tayyare… Geçim parası vaaz. Gerçeği haykırdın mı, derler sana da papaz! Verirler talkımını, çalarlar salkımını. Tövbe deyip yeniden, yaparlar bakımını! Rengarenk ışıklarla, göz boyarlar mekânda. Yedi göbek boyunca, din satmışlar zamanda. Böyle desem de küser, kırk yıllık dost- arkadaş. Demesem de aynalar, omzuma koyar bir taş! Çıplak çıktı bir tarih, ayan beyan ortada. Kör kalpler esir olmuş, akıl yatmaz ıskata! Soruyorum bir Tanrı, ganimet ister mi hiç? Bin bahane çıkıyor ağızlardan, bir de linç! Hikmet deyip çocuğu, öldürünce de Hızır; Musa cahil olunca, katil olmuyor hınzır! Bebek iken konuşmuş, bak bak hele bir bebek... Balina karnında da, kanatlanmış kelebek! Eyvah eyvah efendim, kellem artık koltukta. Koyup da yuvarlarlar, çivili bir sandıkta. Talimat verir erden, soruşturma açtırır! Zindanlardan bir kuyu, beğendirir seçtirir! Bari atamgillere, dokunmasalar artık... Kafir der, evlatlıktan reddettirir bir yırtık! İbrahim gibi yapmam, sırt çevirmem atama. Atam ki var git defol derse; bakın anama. Onlar hala inançla, okurlar hep ezberden. Sırtımda taşır isem, hırka istemem şerden! Ey Sultanü’ş Şuara, mezarından bir kalk gel! Kimi taşlasam bilmem, Keloğlanın başı kel! Ha gayret; ben sen değil, yapan eden tek-bir o! Böyle diyor kimisi, tersten oku; mi re do. Daha girdap bitmemiş, aman aman bu sarhoş; Rakı şarap içmez ki, deseler olmuş ne hoş! Ey kalabalıklar. Ey...! Çıkış bulundu yoldan! Aman ha hak yemeyin, de get sağdan ve soldan... Hadi artık uyanın, dinler koca bir yalan. Varsa da bir o Tanrı, sıfır nasıl eleman? Yutuyor ne var ise; aşk -meşk ve hayat- memat... Doğruları haykırmak, kimin için bir sanat? Nedir bu işkenceler… Nedir bu vahşi oyun? Kellem size helaldir, lakin eğilmez boyun! Nesildaşım sen söyle, gel sonsuz türkümüzü... İyi bir seyyah olam, terkedip barkımızı. |