YAŞAMDAN KESİTLER
21.08.2017
YAŞAMDAN KESİTLER
Bir yanda çok zor şartlarda hayatını kazananlar, bir yanda daha rahat bir iş ortamında çalışanlar...Bir yanda sağlıklı bir ömür sürenler, bir yanda amansız bir hastalıkla mücadele edenler.. Bir yanda mutluluk, bir yanda mutsuzluk ve bazen umutsuzluk...
Mutlaka siz de tanık oluyorsunuzdur yaşamdaki bu tezatlara. Bazen haksızlık olduğunu ve bir adaletsizlik olduğunu da düşünüyor olabilirsiniz. Bu farklılıklar kafanızı karıştırabilir. Sorgulayabilirsiniz insanların hayatları arasındaki uçurumları. Aslında bir düşünün. Mümkün mü bütün yaşamların aynı olması. İnsanlar aynı değil ki yaşamları aynı olsun. Tercihleri aynı değil ki yaşam çizgileri aynı olsun. İnsanlar arasındaki farklılıklar her şeye yansır. Elbetteki haksızlıklar ve adaletsizlikler de olabilir hayatımızda. Bazıları "şansızlık "diye adlandırabilir yaşadığı mutsuzlukları. "Kader utansın " diyerek kaderine isyan edebilir. Kimisi de "kısmet " der sahip olamadıklarına. İnsanoğlu bir şekilde her yaşadığına veya yaşayıp isteyip de yaşayamadıklarına bir isim bulur mutlaka. Kader, kısmet, şans veya tesadüf...
Bir bakarsınız lüks bir yaşam sürdüren bir kesim, bir bakarsınız ekmeğini atılan çöplerden çıkarmak için yaşam mücadelesi veren insanlar...Haberlerde, gazetelerde ve yürüdüğümüz yollarda farklı insan hikâyeleriyle karşılaşırız. Her insanın hayatı bir muammadır aslında. Bazen dışarıda, hayata küsmüş ve kendinden, yaşama tutunmaktan vazgeçmiş darmadağın insanlara rastlarız. Saçı başı karışmış, kendinden sakınılacak kötü bir görünüm içinde olan insanlar yaşar sokaklarda. Kim bilir nasıl bir hikâyesi vardır diye düşünmeden edemeyiz. Bir insan nasıl kendinden ve hayattan vazgeçebilir diye şaşkınlıkla, acıma hissiyle bakarız onlara.
Diğer yandan da her koşulda yaşama tutunmayı başaranları ve hayattan kopmayanları hayranlıkla izlersiniz. Yaşama heyecanını yitirmeyip kendine ve hayata karşı sorumlu olduklarını düşünürler böyleleri. Gerçek kahramanlar onlardır aslında. Her şeye rağmen, yaşadığı talihsizliklere inat yaşama tutunanlara saygı ve hayranlık duyarız. Diğer insanlara da acırız. Tercihlerimiz ve yaşam karşısındaki duruşumuz önemlidir. Elimizdekilerle yaşamımızı devam ettirmeye çalışmak ve kendimize olan saygımızı korumak çok değerlidir. Siz dünyaya küserseniz dünya da size küser ve size rağmen dünya döner. Siz ne kadar kendinizle ve hayatla barışıksanız, kendinize ne kadar saygı duyuyorsanız; dünya da insanlar da size saygı duyar ve hayat da size gülümser.
"Kader utansın " demekle ne kader utanır ne de kaderimiz değişir. Şansızlık demekle de şansımız dönmez. Kaderimize biraz da aklımız ve irademizle yön veririz. Mehmet Akif Ersoy 'un şu güzel dizeleriyle noktalamak istiyorum sözlerimi;:
"Yeryüzünde yaşamak herkesin hakkıdır
Ancak yaşamayı hak etmek gerekir."
21.08.2017
Bir yanda çok zor şartlarda hayatını kazananlar, bir yanda daha rahat bir iş ortamında çalışanlar...Bir yanda sağlıklı bir ömür sürenler, bir yanda amansız bir hastalıkla mücadele edenler.. Bir yanda mutluluk, bir yanda mutsuzluk ve bazen umutsuzluk...
Mutlaka siz de tanık oluyorsunuzdur yaşamdaki bu tezatlara. Bazen haksızlık olduğunu ve bir adaletsizlik olduğunu da düşünüyor olabilirsiniz. Bu farklılıklar kafanızı karıştırabilir. Sorgulayabilirsiniz insanların hayatları arasındaki uçurumları. Aslında bir düşünün. Mümkün mü bütün yaşamların aynı olması. İnsanlar aynı değil ki yaşamları aynı olsun. Tercihleri aynı değil ki yaşam çizgileri aynı olsun. İnsanlar arasındaki farklılıklar her şeye yansır. Elbetteki haksızlıklar ve adaletsizlikler de olabilir hayatımızda. Bazıları "şansızlık "diye adlandırabilir yaşadığı mutsuzlukları. "Kader utansın " diyerek kaderine isyan edebilir. Kimisi de "kısmet " der sahip olamadıklarına. İnsanoğlu bir şekilde her yaşadığına veya yaşayıp isteyip de yaşayamadıklarına bir isim bulur mutlaka. Kader, kısmet, şans veya tesadüf...
Bir bakarsınız lüks bir yaşam sürdüren bir kesim, bir bakarsınız ekmeğini atılan çöplerden çıkarmak için yaşam mücadelesi veren insanlar...Haberlerde, gazetelerde ve yürüdüğümüz yollarda farklı insan hikâyeleriyle karşılaşırız. Her insanın hayatı bir muammadır aslında. Bazen dışarıda, hayata küsmüş ve kendinden, yaşama tutunmaktan vazgeçmiş darmadağın insanlara rastlarız. Saçı başı karışmış, kendinden sakınılacak kötü bir görünüm içinde olan insanlar yaşar sokaklarda. Kim bilir nasıl bir hikâyesi vardır diye düşünmeden edemeyiz. Bir insan nasıl kendinden ve hayattan vazgeçebilir diye şaşkınlıkla, acıma hissiyle bakarız onlara.
Diğer yandan da her koşulda yaşama tutunmayı başaranları ve hayattan kopmayanları hayranlıkla izlersiniz. Yaşama heyecanını yitirmeyip kendine ve hayata karşı sorumlu olduklarını düşünürler böyleleri. Gerçek kahramanlar onlardır aslında. Her şeye rağmen, yaşadığı talihsizliklere inat yaşama tutunanlara saygı ve hayranlık duyarız. Diğer insanlara da acırız. Tercihlerimiz ve yaşam karşısındaki duruşumuz önemlidir. Elimizdekilerle yaşamımızı devam ettirmeye çalışmak ve kendimize olan saygımızı korumak çok değerlidir. Siz dünyaya küserseniz dünya da size küser ve size rağmen dünya döner. Siz ne kadar kendinizle ve hayatla barışıksanız, kendinize ne kadar saygı duyuyorsanız; dünya da insanlar da size saygı duyar ve hayat da size gülümser.
"Kader utansın " demekle ne kader utanır ne de kaderimiz değişir. Şansızlık demekle de şansımız dönmez. Kaderimize biraz da aklımız ve irademizle yön veririz. Mehmet Akif Ersoy 'un şu güzel dizeleriyle noktalamak istiyorum sözlerimi;:
"Yeryüzünde yaşamak herkesin hakkıdır
Ancak yaşamayı hak etmek gerekir."
21.08.2017
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın