Yesevî Adını Alışı

04.12.2015

(Hoca Ahmed'in Yesevî adını alışı)


YESEVÎ ADINI ALIŞI-2

 

Şeyh Arslan Baba’nın irşadı ile

Ve dahi Allah’ın imdadı ile

 Ahmed’in şöhreti çabuk yayıldı,

Ahmed çocuk iken bir şeyh sayıldı.

 Sevenleri günden güne çoğaldı,

Büyük şeyhler arasında yer aldı.

 İlim, irfan merkeziydi Türkistan,

Hükümdar Yesevî vardı o zaman.

 Bu Türk Hükümdarı avı severdi,

Sık sık avlanmaya dağa giderdi.                  

 Kara-çuk dağına av için, gitti,

 Dağ onu avlanmaktan mahrum etti.

 Dağ çok girintili, çıkıntılıydı,

Öfkelendi o an nefsine uydu.

 Bu dağı ortadan kaldırmak diledi,

Bütün velileri toplayıp dedi.

 “Dua edin kalksın bu dağ ortadan,”

Veliler niyaza durdu bir zaman.

 Üç gün geçti dağ ortadan kalkmadı,

Yer bulmadı velilerin maksadı.

 Sebep nedir diye fikir yordular,

Aramızda kim yok diye sordular.

 Şeyh İbrahim oğlu Ahmed yok idi,

O zamanlar Ahmed bir çocuk idi.

 Hükümdara durumu ilettiler,

Ahmed’in celbini rica ettiler.

 Hükümdar Yesi’ye ulak gönderdi,

Ulaklar Ahmed’e haberi verdi.

 Ahmed ablasına danıştı bunu,

Ablası şöylece uyardı onu.

 Dedi ki: “Babamın vasiyeti var,

Sen şimdi hemen git, o mabede var

 Mabedin içinde bir sofra vardır,

Senin zahir olman sofrada sırdır

  Eğer o sofrayı açabilirsen,

Zamanı gelmiştir git oraya sen.”

 Mabette sofrayı asılı buldu,

Onu itinayla oradan aldı.

 Besmele çekerek sofrayı açtı,

Hemen ablasının yanına geçti.

 Ablasına, “Sofrayı açtım dedi,”

Ablası da gitmesini söyledi.

 Ahmed hükümdarın şehrine vardı,

Velilerin hepsi oradalardı.

 Evliyadan, ümeradan, askerden,

Binlerce can toplanmıştı her yerden.

 Sofradan bir kuru ekmek çıkardı,

Ordaki herkese bir lokma verdi.

 Ahmd babasının hırkasına sarındı,

Mâsivadan bütün bütün arındı.

 Ahmed ihlâs ile niyaza durdu,

Gökyüzün birden bulutlar sardı

 O an gökyüzünden seller boşandı,

Her yer suya boğulduğu bir andı.

 Suda yüzdü seccadeler, hırkalar,

Sarsıyordu insanları dalgalar.   

 Bir kıyamet hali idi yaşanan,

İmdat avazları geldi her yandan.

 Ahmed hırkadan başın çıkardı,

Yağmur durdu, sadece güneş vardı.

 Gördüler Kara-çuk dağı yok olmuş,

Hünkârın dileği yerini bulmuş.

 Bunu gören hünkâr şöyle söyledi,

“Hep adınla adım anılsın” Dedi.

 Ahmed bu niyazı kabul etti ve

Şöyle dedi o hükümdar Yesi’ye

 “Âlemde her kim ki bizi severse,

Bize Hoca Ahmed Yesevî derse

 Adımız adınla yâd edilsin,

Cümle âlem bunu böylece bilsin.”

 Kara-çuk dağının yerinde ahir,

Kuruldu Kara-çuk adlı bir şehir.

 Akıp giden nice nice zamandır,

Yesevî’nin evladına vatandır.

 İbrahim Sağır

  

  

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Sibel Cihan

Sibel Cihan

9 years ago

Tasavvuf edebiyatımızın menbaını manzum ama keyifli bir şiirsellikle anlatan usta kaleme tebriklerimle....

Bengisu KUZUCULAR

Bengisu KUZUCULAR

9 years ago

Teşekkürler ve tebrikler

Sevim Kınalı

Sevim Kınalı

5 years ago

Kiliçarslan Bey merhaba. Otobiyografinizi başarıyla kaleme almışsınız. Kendinizi güzel ifade etmişsiniz. Üyelerin kendilerini tanıtımı önemlidir. Kısa da olsa. Yazı ve araştırma yolunda size başarılar diliyorum. Naçizane tavsiyem, özgeçmişinizde birkaç yazım yanlışı var. Çok önemli olmasa da belirtmek istedim. Her yazdığımızı kontrol edip kaydetmekte yarar var. Sağlıklı günler diliyorum.

Sevim Kınalı

Sevim Kınalı

5 years ago

Düzeltme: "Naçizane tavsiyem" ifadesini yanlış yere yazdım.