Yine Sabrım Üstüne
Sen her mevsim
yaprağı yemyeşil sarısabır çiçeğim
Necibe güzelsin de sabrım üzre söyleme
söyleme bana bu şen şakrak Rumeli türkülerini
böyle her seher vakti
yitik sevdalar yığılır başıma
Alişim umutsuz gezer Tuna yalısında
ahı tutar da gözyaşlı göçlerin alay alay
sırı dökülür, kasvetten çatlar balkonunda saksılar
dolaşıp durur sarı kavun dilimi bir ay
terkedilmiş baba yadigarı evin cinnet geçiren çatısında.
Ne aya, ne güneşe,ne günden artan geceye
söylenir söz kalmadı
ay ayazında haramilerin azdığı zamanlardı
bir haç mevsimiydi
ve ezanların anbean ağladığı kırk ikindi
yangınlı dağlar koynunda kuytu koylarda
kayalarla sevişirken su, kayalarla çarpışırken su
sabra sığmadı sağın sağın tahammüller
seni çok bekledik ,neredeydin, gelmedin ey Eyüp
yağmadı gönüllere sevda bulutların yaz yağmuru
bir soykırım tuzağında gözyaşlar buz oldu.
Sebebin sebebi suçlular zafer şölenlerinde sarhoş şimdi
başıboş bütün cinler, bütün günahlar mubah
başımın ağrısı kıldan ince, kılıçtan keskin bir göç kâbusu
kemirip durur beynimi akşam sabah.
Biliyorum yollarım değil tekin, gökte yıldız tedirgin
Necibe, seni kimler avuttu böyle,kimler öğretti
bir soykırım sonrası gül gibi gülmeyi her seher vakti.
Ne olur Necibe söyleme,söyleme bana
bu şen şakrak Rumeli türkülerini böyle her seher vakti
yığılır yine başıma,yığılır bin bir haraminin hain mahşeri.
Galip Sertel