Siz hiç yaşlanmayacaksınız benim gözümde,
Yüreğimde yaşıyorsunuz yorgun çınarlar.
Hayatımın akışında, sözümde, özümde,
Derin izler taşıyorsunuz yorgun çınarlar;
Özlüyor sizi kasabalar, köyler, sınırlar.
Gözlerinizin içi hala aşkla parlıyor,
Zil çaldığında kalbiniz yerinden fırlıyor,
Derse girememek üzüntünüzü harlıyor,
Yüzünüzü asıyorsunuz yorgun çınarlar;
Özlüyor sizi sınıflar, meşaleler, surlar.
Nice okulların kapısını siz açtınız,
Yurdun her köşesine sevginizi saçtınız,
Soğuk çeşmelerden kana kana su içtiniz,
Giden ana şaşıyorsunuz yorgun çınarlar;
Özlüyor sizi dağlar, şelaleler, pınarlar.
Kim bilir başka şehirlerde, iklimdesiniz,
Hepiniz farklı mizaçlarla aklımdasınız,
Siyah beyaz fotoğraflarda, saklımdasınız,
Ta maziden esiyorsunuz yorgun çınarlar;
Özlüyor sizi kızılcıklar, ayvalar, narlar.
Şimdi ne kara tahta var, ne tebeşir tozu,
Akıllı tahtalarda gösterilse de yazı,
Cihazlar vermiyor sizdeki sımsıcak hazzı,
Tüm çağları aşıyorsunuz yorgun çınarlar;
Özlüyor sizi kardelenler, boranlar, karlar.
Saygıyla eğiliyorum, pek hatırınız var,
Sonsuza dek anılacak çok hatıranız var,
Eğitimde emeğiniz, alın teriniz var,
Gönülleri okşuyorsunuz yorgun çınarlar;
Özlüyor sizi papatyalar, laleler, kırlar.
Diktiğiniz fidanlar meyveye durduğunda,
Bahçıvan deste deste gonca gül derdiğinde,
Kardeşlik, beraberlik, mutluluk sürdüğünde,
Gülümseyip coşuyorsunuz yorgun çınarlar;
Ve bekliyor sizi firdevsler, haleler, nurlar…
Muhittin Alaca
Şahamettin Kuzucular
8 years ago
Muhittin Alaca
8 years ago