Yürüsem mi zamanın içinde çıkarak zamansızlığıma
Bir çığlık duysam yüreğimden kopan yar aşkına
Alır götürür sürekler mi yârin peşinde
Yoksa bırakır mı ben Araf’ta bir başıma
Gözlerimde kanlı yaşlarımı tek başına dökerken
Ey harap olmuş gönlüm neden harap gezersin
Nazlı yâr içine girecek neden dünden betersin
Yollar yok olsa önümde uçsam kanatlanarak
Kırılmasa kanatlarım yârden ayrı olduğum zamanlarda
Uçurur mu kanatlarım kırık çöllerde vahalarda
Ulaştırır mı bilmem bu halimle o yâre
Ey harap olmuş gönlüm neden harap gezersin
Nazlı yâr içine girecek gülüşünle neden onu beklemezsin
Düştüğün kuyunun dibini gör
Kör olmasana çıkmak için ölmeyi bekleme
Aydınlığın arkanda sana destek olur az gayret etsene
Bekleyen yârin var onu bekletme haydi çıksana görsene
Ey harap olmuş gönlüm neden harap gezersin
Nazlı yâr içine girecek neden hoş geldin gülüm demezsin
Sessizce bir uğultudur zaman
Duymazsan olmaz duymalısın aman harlı gözlerinle
Har bir ateştir aydınlatır sızlatmaz gönlünü anlarsın
Anlamazda varmazsan neden insanım diye yaşarsın
Ey harap olmuş gönlüm neden harap gezersin
Nazlı yâr içine girecek neden güllerini ekmezsin
Şimdi gülmeyeceksen ne zaman o yâre güleceksin
Ölümle gidince mi seni seviyorum canım diyeceksin lal olan dilinle
Gök kubbede asılı dursun o aşkın nazlı yâr ile sen giderken
Serin serin eser serinletir mezarını baharda esen rüzgâr gibi
Ey harap olmuş gönlüm neden harap gezersin
Nazlı yâr içine girecek neden seviyorum seni sözünü söylemezsin
Mehmet Aluç / Âşık Gülveren