ZEUGMA KENTİNİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
Belkıs/Zeugma Antik Kenti, Gaziantep, Nizip İlçesi,10 km. doğusundaki
Belkıs Köyü sınırları içerisinde Fırat Nehri'nin kıyısında yer alan Selevkoslar
devletinin de kurucusu olan Selevkos Nıcator'un kurduğu askeri ve ticaret
kentidir. Selevkos Nıcator, Fırat’ın en sıg yeri olan bu kentin yerinde bir
köprü yaptırmış, Fırat’ın doğu ve batı yakasına iki şehir kurdurmuştu. Bu
şehirlerden birisine Zugma diğerine ise Eşi Apameia'nın adını vermişti. Bu
kente ise kendi adı olan Selevkos ile Fırat'ın eski adı olan Euphrates adı ile
birleştirerek Selevkos Euphrates ( Fırat’ın Silifkesi ) adında bir kent kurar.
(1) Bu ad daha sonraları Roma ve
Kommagene devleti zamanında değişerek Zeugma haline gelir. Kommagenelerin 4
büyük kentinden biri olan Zeugma'nın adı da zaten "köprübaşı" veya
"geçit yeri" gibi bir anlam taşımaktadır.
Zeugma Romalılar
döneminde İran, Kommegena ve Roma devletleri sınırlarına ve Romanın Doğudaki en
önemli kenti olan Antakya'ya çok yakın bir şehir olması sebebiyle Romalılar
zamanında oldukça genişleyerek önemli bir sınır ticaret kenti oldu ve yaklaşık
20 bin dönümlük bir arazi üzerine yayılan bir şehir oldu. Zeugma en parlak
zamanlarında Nüfusu Antakya'ya yaklaşarak 80 bin kişinin yaşadığı devrinin en
büyük ve en kalabalık kentlerinden biri haline gelmişti. Belkıs/Zeugma Antik Kenti; Fırat'ın
geçilebilir en sığ yerinde olması, askeri ve ticari bakımdan çok stratejik bir
bölge olması nedeniyle tarihin her döneminde önemini korumuş, Abbasilerin eline
geçtikten sonra da eski önemini yitirerek, Sasani ve Abbasi işgalleri ile
tahrip olarak terk edilip toprak altında kalan bir şehre dönüşmüştü.
Bir daha canlanmayarak toprak altında kalan Zeugma’nın varlığı 1917 yılında Tel Dahap ve Tel Açanna kazılarını yapan İngiliz arkeologlar ve Ünlü ajan İngiliz Sır Lawrence tarafından fark edilerek ilk talana uğramıştı. 1960 yılında ise Nizip ve Belkıs’taki köylüler ve definecileri tarafından kaçak kazılarla delik deşik edilen Zeugma 1980 yılından sonra devlet tarafından fark edildi. Köylülerin talanlarından sonra Başlayan kazı çalışmaları sonucunda dünyanın en zengin antik mozaiklerine sahip olan mozaiklerin bir kısmı kurtulabildiyse de diğer eserler defineciler tarafından yurt dışına kaçırılmıştı. "Antakya’dan Çine uzanan tarihi ipek yolu Zeugma’dan geçmekteydi. Ayrıca Batıdan Dülük, Güneyden Antakya, Halep ve Palmira, Doğudan ise Edessa’dan gelen antik yollar da Belkıs/Zeugma’da birleşmekteydi. Uzak doğudan getirilen ipek, baharat ve değerli taşlar Zeugma gümrüğünden geçerek Zeugma agorasında (Pazaryeri) tüccarlara pazarlanmıştır. Arşiv odasında ele geçen ve dünya rekorları kıran, 100.000. (yüz bin)’in üstündeki mühür baskıları Zeugma kentinin haberleşme ve ticaretteki önemini kanıtlamaktadır. Mühür baskıları mektuplarda, noter belgelerinde, para torbalarının ve gümrük balyalarının v.b. mühürlenmesinde kullanılmaktaydı. " (3)
Zeugma Fırat’ın iki kıyısında birbirine bakan iki şehirden
ibaretti. Karşısındaki şehrin adı Apameia idi. Bu iki şehir bir köprü ile
birbirine bağlanıyordu. Zeugma yedi tepe üzerine kurulmuş antik bir
kentti. Yaklaşık olarak 21 bir dekarlık
bir arazi üzerinde yer alan bu şehrin yamaçlarına Fırat’ı seyreden villalar
yapılmıştı. Altı bin kişilik askeri bir lejyona da sahip olan bu kent Doğudan
Antakya'ya gitmek isteyen ticaret kervanlarının uğrak yolu üzerinde bir ticaret
kentiydi. (2) "Zeugma bu bölgede ticaretin merkezi konumundaydı. Bu kent Roma’nın doğu
sınırında en son kentlerden biri olması sebebiyle, stratejik konuma sahipti. Bu
nedenle burada önce Anadolulu askerlerden oluşan ve “Sikitia (İskit) Lejyonu”
adı verilen askeri birlik, sonraları ise 6 bin askerden oluşan “IV. Lejyon”
konuşlandırılmıştır." (3)
Zeugma bu lejyonun, ticaret yollarının üzerinde ve geçiti sağlayan bir köprüye sahip olmasının, Roma'nın doğu sınırındaki son ticaret kenti olmasının sayesinde gittikçe zenginleşti. Kent yedi tane tep ve yamaçlarındaki Fırat manzaralı villalar, kent merkezinde yapılan resm binalar, agoralar, caddeler, tapınaklar, hamamlar, devasa sarnıçlar ve su kanalları ile mimari açıdan oldukça görkemli bir hale gelmişti. Bu binaların tabanları muhteşem mozaikler ile döşeniyordu. (2) " Mozaikler bu villaların sığ havuz, çeşme ve odaların tabanında yer almaktaydı. Konuları ise Akhileus, Venus’un doğuşu, Dionysos-Telete, Müsalar, Fırat tanrıları, Galatya, Dionysos-Ariadne, Satyros Antiope vb. teatral, mitolojik sahnelerle, geometrik desenlerden oluşmaktadır. Fresk ve stüko tekniğinde yapılmış figürlü, bitkisel, geometrik duvar resimleri gün ışığına çıkarılmıştı" (2)
"Zeugma’da, Fırat
kıyısından küçük yükseltiler ve yamaçlarla 300 m. yükselen akropol
tepesinde tüccarların ve kentin koruyucusu Tykhe tapınağı mevcuttu.
Çevresindeki ovalara hâkim, kartal görünümlü olan bu tepe, aynı zamanda
Zeugma’nın büyüklüğünü ve görkemini de yansıtmaktaydı. Bu tapınak Zeugma’nın
kendi darp ettiği sikkeler üstüne resmedilmiştir. Kentin kuzeyinde toprak
altında; agora, adion ve hamam gibi resmi binalar, batısında; tiyatro, askeri
kamp, kuzey batısında; atölyeler, doğusunda ise villaların olduğu teraslar
mevcuttur. Nekropol alanı kenti güney ve batıdan iki ucu Fırat nehriyle
sonlanan yarım ay biçiminde sarmıştır." (3 )
ZEUGMA KAZILARI VE BULUNTULAR
Diğer pek çok Roma şehirlerinde de olduğu gibi Zeugma da çağına göre oldukça ileri düzeye ulaşan bir su şebekesi kurulmuştu. Şehre on km uzaklıkta bulanan dağlardan getirilen sular Zeugma'nın her evine ve villalarına taşınıyordu. İklim olarak sıcaklığı yüksek olan bir bölgede bulunan Zeugma, kurulan bu su şebekesi ile gelişti. "Zeugma kentinin suyu, şehrin 10 km. batısındaki dağlardan 1.30 m. yüksekliğinde 0.50 m. genişliğinde su kanallarıyla getirilerek, kanal, künk ve benzeri tali suyollarıyla şehir içine dağıtımı yapılmıştır. Her evin iki adet sarnıcı mevcuttu. Kullanılan su tahliye kanallarıyla galeri biçimindeki atık su kanallarına bağlanmıştır. Sonuç olarak Zeugma’nın kusursuz bir su şebekesi ve alt yapı sistemi mevcuttur. " Bilecik barajın gövdesi altında kalan kısımlarda yapılan kazılarda kentin kanalizasyon şebekesine de sahip olduğu, kentte çok sayıda hamamın bulunduğu kentin Belkıs köyünden bir km doğuya kadar yayıldığı ortaya çıkmıştır. İskeleüstü Tepesi'nde bulunan Roma arşivi binasında toplam 65.000 (altmışbeşbin) adet mühür baskısı ele geçmiştir. (4)
"Gaziantep Müze Müdürlüğü 1987 yılında Belkıs
Tepesi'nin güneyinde kazılara başlamış, ana kayaya oyulmuş oda mezar ve önünde
yapılan bu kazıda, kaçakçılardan arta kalan çok sayıda heykel bulunarak
Gaziantep Müzesi'ne taşınmıştır. Mezar sahiplerine ait kireç taşından yapılmış
olan bu heykeller, şimdi Gaziantep Müzesi'nin Belkıs Salonu'ndadır."(4) Yapılan kazılarda elde edilen buluntular Zeugma'nın hem
ticaret hem de bir kültür kenti olduğunu kanıtlamaktadır. Diğer Roma kentleri
gibi devasa boyutlu yapılara da sahip olan Zeugma ve halkının İpek yollarının
kesiştiği bir kavşakta olması nedeniyle edindiği zenginliği zevke ve sanata dönüştürüldüğü
görülmektedir. Şehirde resmi binalara ek olarak çok sayıda muhteşem sivil
mimariye ait binalar, Fırat manzaralı villalar yapılmış, bu evlerin tabanları
mozaiklerle süslenmiş, villaların önü teraslar,
salonlar, havuzlar ve sütunlarla süslenmiştir. Zeugma’lıların zevk ve zenginlik sahibi
olduğu, sanatı seven sanatçıya değer veren bir ahalisinin olduğu
anlaşılmaktadır. "Anılan villalarda
yemek ve dinlenme odaları, sütunlu havuzlar, hazneli çeşmeler, kiler, mutfak ve
ana kayaya oyulmuş sarnıçlar gün ışığına çıkarılmıştır." (4) "Evler; ortasında bulunan sütunlu
avluların etrafında yer alan odalara sahiptir. Odalar ışığını demir korkuluklu
ve camlı geniş pencereleriyle bu avludan almaktaydı. Evlerin tabanı mozaik,
duvarlar fresklerle bezenmiş, odalar mobilya, heykel ve sair heykelciklerle
donatılmıştır. Zeugma’lı mozaik ustaları Fırat nehrinden toplanan nehir
taşlarını 8-10mm ebadında kübik biçiminde keserek (tessera) mozaikleri
yapmıştır. Şayet, açık mavi, açık ve koyu yeşil ve turuncu gibi renkte taşları
doğa da bulamaz ise bu renkleri cam tesseralarla elde etmiştir."
Buluntular Zeugma’lıların camcılık alanında da çok ilerlediğini pek çok renkte
cam üretebildiklerini göstermektedir. Evlerden çıkan heykeller Zeugma da pek
çok mermer, mozaik ve cam ustasının bulunduğunu Resim ve heykel alanında kentin
dünyadaki sayılı kentlerden biri haline geldiğini ortaya koymaktadır. Evlerden
çıkan mobilya parçaları Zeugmada çok sayıda mobilya ustasının iş bulabildiğini
ve buraya yerleştiğini belli etmektedir.
Bu ustaların bazılarının adları eserleri sayesinde günümüze kadar da
ulaşmıştır. " Söz gelimi Samsatlı Zosimos ustanın Venüs’ün doğuşu ve Ziyafet sofrası
adlı iki mozaiği " (3) ele geçmiştir.
Zeugma pek çok sanatın işlendiği pek çok sanatçının yaşadığı bir kent olsa da özellikle mozaikleri ile ünlenene bir kent olmuştur. Zeugma'nın mozaikleri ile meşhur olması bir tesadüf değil biraz da yöresel kültürün mozaik alanında ilerlemiş olmasından kaynaklanır. Dünyanın ikinci önemli mozaik müzesine sahip olan Antakya Zeugma’ya çok yakındır. Yine Mozaikleri ile ünlü Misis bu bölgeye çok yakındır. Maraş'ta yapılan kazılarda da mozaikler çıkmaktadır. Tüm bu veriler Zeugma’nın ait olduğu kültürel coğrafyada mozaik'in ne kadar önemli bir sanat dalı olduğu ortaya çıkmaktadır. " Ele geçen mozaikler Roma İmparatorluğunun en zengin olduğu, sanatının doruğu ulaştığı 2. ve 3. yüzyıla aittir. Duvar resimlerinde ise tanrıça, insan, hayvan ve geometrik resimler kullanılmıştır. Renkler dün yapılmış gibi canlıdır. " (3) Zeugmadaki mozaiklerin tasvir ettiği sahneler çok çeşitlidir. Buradan çıkan mozaikler " Akhileus, Musalar, Eros, Priske, Fırat ırmak tanrıları, tanrıça Demeter, Dionysos-Telete-Skyrtos, Perseus-Andromeda, Satiros kılığındaki Zeus-Antiope, Galatia, Tanrı Poseidon-Okeanos-Tethis, Dionysos-Ariadne, Venüs'ün doğuşu ve Satiros-Anitope, " (4) halktan kişiler, hayvan fiğürleri vb dir.
Hititlerden beri heykel sanatına alışık olan yörede Zeugma
kenti heykel sanatında kendi ekolünü oluşturan bir yontu kültürü meydana
getirmiştir. Romalılar zamanında heykelcilikte adını duyuran kent heyekel sanatçılarıyla kendine özgü bir ekol
oluşturabilecek kadar ileri gitmiştir. " Bronz, kireç taşı ve mermerden
heykeller, sert kalkerden lahitler yapılmıştır. Erkekler için kartal, kadınlar
için ise yün sepeti kabartmalı mezar stelleri de yontulmuştur. " Taş
işçiliğinde hatırı sayılır bir noktaya gelen Zeugma’lılar dünyanın en ünlü
lahitlerinin bulunduğu Antakya'daki lahitlerle yarışan lahitler yapmışlardır.
Selevkos Nikator zamanında Zeugma’da Kentte Akropol ve Akropol’ün üzerine kader tanrıçası Thyke’nin bir tapınağı yapılmıştır. Toprakaltında bulunan bu tapınak henüz ortaya çıkarılamamıştır. Zeugma kendi şehir sikkesi de basmış antik Roma Kentlerinden biridir. Kazılarda ele geçen Zeugma sikkelerinin "bir tarafında Thyke tapınağı, diğer tarafına da güçlülüğü simgeleyen Roma Kartalı motifi " basılmıştır. (3)
Bilecik barajının suları altında kalan kısım aşağı yukarı Zeugma antik kentinin dörtte birini oluşturmaktadır. Bu alanda kazı yapılma olanağı artık kalmamıştır. Terk edildiği zamanlardan bu güne kadar üzerine yaklaşık olarak on, on iki metre ölü toprağı kapanan Zeugma'nın henüz çok küçük bir bölümü gün yüzüne ulaşmıştır. Temmuz 2000 de başlayan ve şu anda sular altında kalan A bölgesindeki Zeugma kentinin evleri, kilisesi, arşivi ve stoası hakkında bilgilere ulaşılmış, “ Ziyafet sofrası, Europa’nın kaçırılışı ve Eros mozaikleri, freskler gün ışığına çıkarılmıştır. Yine bu bölgede Antiokhos steli, heykelcikler, sikkeler, bronz kazanlar ve çömlekler bulunmuştur. Su altında kalmayan bölümlerde kazı çalışmları devam etmektedir. "Arkeolog Mehmet ÖNAL’ın sorumluluğunda yapılan kazı çalışmalarında Dionysos Villasının kazısı tamamlanarak restorasyona hazır hale getirilmiştir. Ayrıca, Dionysos villasının batı bitişiğinde Danae villası kısmen açığa çıkarılmıştır. Bu villada ünik bir mozaik olan “Danae ve Diktys” konulu taban mozaiği meydana çıkarılmıştır. 2004 yılında ise bu evin avlu kısmının (Perystil) kazısı tamamlanmıştır. Anılan, villaların restorasyon projelerinin çalışması devam etmektedir. Bu iki villanın restorasyonu neticesinde, Zeugma açık hava müzesinin başlangıcı yapılmış olacaktır. Zeugma’ya gelen ziyaretçiler, Zeugma mozaiklerini villalarda orijinal mekânlarında görebilecektir." (3)
Kentin tiyatro binasının yeri tespit edilmiş, tiyatronun oturma taşlarından altı tanesi gün yüzünü görmüştür. Fakat tiyatronun tamamen ortaya çıkarılması yılları alacaktır. Zeugma’nın su altında kalmayan büyük bölümünde de villalar, tiyatro, sütunlu caddeler, hamam, agora ve tapınak hala 3–4 m. toprağın altında uyumaktadır. Kentin en önemli yapılarından birisi olan Thyke'nin anıtının yeri tespit edilmiş fakat henüz bu tapınak da gün yüzüne çıkmamıştır. "Zeugma'nın su altında kalmayan büyük bölümünde de villalar, tiyatro, sütunlu caddeler, hamam, agora ve tapınak 3-4m. Toprağın altında bulunmakta olup, gün ışığına çıkarılacağı günü beklemektedirler. Önümüzdeki yıllarda bu alanlarda yapılacak kazılar neticesinde oluşacak olan açık hava ve ören yeri müzesi Zeugma kentinin eserlerinin yerinde görülebilmesini sağlayacaktır." (3) Maalesef kentin kazılarının yakın zamanlarda bitmesinin mümkünü yoktur. Kentin tamamıyla ortaya çıkarılabilmesi yüzyıla yakın bir süre gerektirmektedir. Yaklaşık 20. bin dönüm araziye yayılan kentin gün ışığına çıkarılabilmesi ancak bu kadar bir zamanda mümkün olacağından Zeugma sırlarının büyük bir bölümünü hala toprak altında saklamaya devam edecektir. Sular altında kalan bölümünün de gün ışığına çıkarılabilmesi Birecik barajının ömrünü tamamlaması sonucu bu süre zarfında mümkün olabilecektir.
Zeugma da bir yandan kazılar yapılırken bir yandan da
yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserlerin onarım ve restorasyonlarını
yapılması antik kentin görsel zenginliklerinin ayağa kaldırılması
planlanmaktadır. Toprak altında kalan
mimari örneklerinin özellikle, sütunlu caddeler, Thkye tapınağı, tiyatro ve agorası
meydana çıkınca yörenin turizm açısından önemi çok artacaktır. "Bu alanda uzun vadede kazılar, taşınır ve
taşınmaz eserlerin restorasyonu ve konservasyonu, açık bir arkeolojik park
oluşturulması ile bir müze yapımı planlanmakta, ayrıca bunların
gerçekleştirilebilmesi için kamulaştırma çalışmalarına da yer verilmesi
öngörülmektedir. " (4)
ZEUGMA MÜZESİ
Dünyanın en önemli müzelerinden biri haline gelen Zeugma Müzesi Gaziantep'in Karşıyaka Mahallesindedir. Pazartesi günleri hariç 09.00–18.00 saatleri arasında ziyarete açık olan müzenin giriş ücreti 5 Tl dir.(5)
30.000 m² lik Gaziantep Eski Tekel Fabrikası arazisi üzerine kurulan Müze Binası, 3 adet bina topluluğundan oluşan kompleks bir yapıya sahiptir. İdari birimler ve 3500 m² oturum alanı olan ve 3 kattan oluşan yaklaşık 7.075 m² lik sergi salonları bulunmaktadır. (6)
Binanın teşhir salonlarının bulunduğu (A Blok ) ve konferans salonları ile ofislerin bulunduğu (C Blok) müze teşhir binası ziyarete, konferans ve fuaye salonları ise hizmete açılmıştır. Zeugma Mozaik Müzesi sergi ve konferans merkezinin arsa alanı 30 bin metrekaredir. Müze 25 bin metrekare kapalı alana sahiptir. 3 adet bina topluluğundan oluşan komplekste 500 koltuklu bir büyük salon, 2 adet orta büyüklükte salon, 2 adet küçük salon bulunmaktadır. Bu salonlara Zeugmadaki eser niteliğine ve içeriğine göre oluşturulmuş poseidon dionysos okeanus daidalos kalliope isimleri verilmiştir. Müzenin en büyük özelliği ise sadece konferansların yapıldığı arkeolojik eserlerin sergilendiği bir kompleks olmasından ziyade iş atölyeleri, her türlü restorasyon, konservasyon hizmeti verebilecek donanıma sahip laboratuarları, geniş alanlı depoları, çalışma ofisleri ile aynı zamanda önemli bir mozaik enstitüsü niteliğine sahiptir. Yine ziyaretçilerin dinlenebileceği ihtiyaçlarını giderebileceği hediyelik eşya alabileceği dükkânlar ve kafeler yer almaktadır. Müze teşhir salonlarının bulunduğu yerde çocuk sanat atölyesi ve sinevizyon salonu da ziyaretçilere hizmet etmektedir." (5)
Bodrum katta baraj gövdesinin altında bulunan Hamam Mozaikleri, giriş katında Fırat kenarındaki villalarda bulunan mozaikler, Poseidon ve Euphrates villalarına ait mozaikler ve Dionysos villasına ait mozaikler sergilenmektedir. 1. Katta ise Zap 2000 kurtarma kazıları sonucu bulunan mozaikler sergilenmektedir. Gaziantep çevresinde bulunan, Gaziantep Müze Müdürlüğü’ne getirilmiş olan Doğu Roma (Bizans) Dönemi Kilise Mozaiklerinin bulunduğu bölüm bulunmaktadır. Yine 2. katta ayrı bir bölümde dünyaca ünlü” Çingene Kızı’” mozaiği sergilenmektedir.
"Teşhir salonların, farklı dillerde, eserler hakkında bilgi veren kulaklıklar ile sergi salonu gezi güzergâhı üzerinde bulunan kiosklar dokunmatik ekran aracılığı ile ziyaretçilere mozaiklerin tarihçesi kazı alanı ve müze içerisinde ki konumuna yönelik bilgi sunmaktadır. Yine her eser yanında bilgilendirme plakaları da yer almaktadır." (5)
Zeugma Mozaik Müzesi koleksiyonunda bulunan; Roma ve Geç Antik Döneme ait 2.248 m² mozaik, 140 m² fresk, 4 Roma Dönemi çeşmesi, 20 sütun, 4 kireç taşından yapılmış heykel, bronz Mars Heykeli, mezar stelleri, lahitler ve mimari parçalar restorasyonu yapılarak sergiye konulmuştur. (6)
KAYNAKÇA
Not: Gelenksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, Resim, Tablo, kaligrafi, ebru, Fotoğraf, minyatür, hat, sedef, el işi, oya, bezeme, Telkari, kazaziye benzeri çalışma ve araştırmalarınızı, sitemize üye olarak, bize başvurarak ESA'da paylaşarak kültürümüze katkıda bulunabilir, kendinizi ve ürünlerinizi tanıtabilirisiniz.
BAŞVURU
İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya s_kuzucular@hotmail.com