Hacı Bektaşi Veli
Asıl adı Bektaş olan Hacı Bektaşi Veli’nin adı büyük ihtimalle ölümünden sonra bu şekilde anılmaya başlanmıştır. Devrindeki kaynaklar onun yaşadığı dönem de ondan hiç söz etmemişler ama ölümünden sonra ise tam tersi bir şekilde çok geniş şöhret bulmuştur. Gerçek hayatının silikliği ölümünden sonra ise aksine çok popüler oluşu önemli bir çıkmazdır. Bu bakımdan onun gerçek kimliği ile menkıbevi kimliği arasında çok derin farklar bulunur. Menkıbevi kimliğinden gerçek yaşamına ulaşmak sağlıklı olmadığından Hacı Bektaşi Veli’nin ömründeki sır perdesi bilinmezlik içindedir. Ölümünden sonra abdallar, kalenderiler, Babailer gibi “heteredoks cemaatler onu Anadolu’daki heteredoks inançların merkezine oturtmuştur.” [1]Menkıbevi Hacı Bektaş’ı, Rum Abdallarının piridir. Yeniçeriler de onu pirleri kabul etmiş, Anadoluda yetişen hiçbir tarikat şeyhinin taraftarı onunki kadar çok olmamış, Yesevi, Yunus, Mevlana, Hacı Bayram, Eşrefoğlu Rumi de dâhil hiç birisi onun kadar kutsallaştırılmamış onun kadar menkıbelere konu olamamışlardır. Horasan'nın Nişabur şehrinde doğan Hacı Bektaşi Veli'nin doğum ve ölüm tarihleri kaynaklara göre değişiklik göstermektedir. Hakkında oluşan menkıbelerden gerçek kimliğine ulaşmak sağlıklı bir yol değildir. Yaşadığı dönemden bize ulaşan hiçbir yazılı belge ve iz de yoktur. Bu yüzden hakkında verilen bilgilerin tamamı menkıbelerden duyumlardan veya söylencelerden oluşur. “Hakkında bilgi veren kaynakların hepsi onun ölümünden çok sonra yazılmış olan ikinci derecedeki kaynaklardır. Bu kaynakların en eskisi ise 16. Yy Sofilerinden Âşık Paşa’nın oğlu Elvan Çelebi’nin yazdığı Menakıb’ul Kudsiye adlı menkıbevi aile tarihidir.” [2] Diğer önemli kaynak ise Eflaki Dede’nin Menakıb’ıl Arifin adlı eseridir. Bundan sonra da Bektaşi