Âfet-i Devran:
Osmanlıca yazılışı: afet - âfet / آفت
Afet kelimesi sözlüklerde “Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım. “ Musibet. Büyük felâket. “Şekillerinde tarif edilir.
Devran ise, yeryüzü, dünya anlamlarındadır. Şu halde Afet-i Devran, yeryüzünün en büyük felaketi manasına gelir. Lakin divan şairleri bu tamlamayı mecazi anlamlarda ve sevgili manasında kullanmışlardır. ( Bkz Afet Nedir Divan Şiirinde Âfet Mazmunu Örnekler)
Divan şiirinde afet mecazi anlamda kullanılmış aşığın ölümüne, kahrolmasına, yıkılmasına gönlünün yaralanmasına sebebiyet veren çok güzel, dünyanın en büyük afeti, dünyanın en güzeli olan sevgili anlamlarında kullanılmıştır. Kısaca afet-i devran Divan şiirinde aşığı mahveden dünyanın en büyük afetidir.
Afet güzeller, güzeli zamanenin en güzeli, güzellik kraliçesi, bir peri gibi tasavvur edilir. Divan şiirindeki anlamı günümüz dilinde dünya güzeli anlamına gelir. Bu mazmun din dışı gazellerin pek çoğunda bulunur. Buna mukabil divan şairlerinin her devirde kullandıkları bu tabirin özellikleri klişedir. Bu klişe hayale göre afet-i devranın hiç değişmeyen özellikleri vardır. Gözleri ahu, kaşları keman, yay hilale benzeyen, ağzı okka veya nokta kadar küçük, zülüfleri yılan gibi kaşları kirpikleri; oka, mızrağa, temrene, kılıca hançere benzetilen bir güzeldir. Afet-i devranların saçları, zülüfleri kementtir. Saçları ve zülüfleri ile âşıkları yakalar. Bakışları ile cellâda benzetilir. Afet-i devran gaddar, bir avcı zalim bir cellâttır. Gözleri, kaşları , kirpikleri ile âşıkları öldüren gamzesine gömen bir sevgilidir.
Sadece Nedim'in gazellerindeki güzeller yaşayan kanlı canlı fesli, yeşil gözlü, aşığa bazen vefa gösterebilen yaşayan güzellerdir. Bunun dışında divan şairlerinin afet-i devranları soyut ve klişe özelliklere sahip özellikleri hiç değişmeyen aslında hiç bir zaman da var olmamış, hayali güzellerdir.
Sen git gide bir afet –i devran olacaksın
Canlar yakacak ateş-i suzan olacaksın
Gün yüzü tulu eyleyecek subh-u safada
Besbelli idi afet-i devran olacağı Necati
Divan şiirinde afet ile bela yan yana düşünülür, afet, aşığı belaya düşürür. Bu ise bir felakettir. Afet’in yüzü ay gibi parlaktır, güneşten de yakıcıdır.
Ne gördüm ah aman el aman bir afet-i can
Gelip yanımda güneş gibi oldu, lem ‘anisar Nedim
Sen gitgide bir afeti devran olacaksın
Canlar yakacak ateş-i suzan olacaksın
Bilmem ne zaman derdime derman olacaksın
Çağın geçecek sonra peşiman olacaksın ( Mehmet Sadi Bey )
Meclis-i mey ki bedenlerle hisâr olmışdur
Şehr-i ‘işretdür anuñ âfet-i devrânı kadeh Baki
Gelirsen gelme bezme zâhidâ bir âfet-i cânsız
Bilirsin girmek olmaz bâg-ı hulde çünki imânsız Şeyh Galip
Gâhî bize bir âfet-i devrân gelür gider
Ba‘zan gedâya bir ulu sultân gelür gider MEHMED SIDKÎ