KategorilerYabancı Roman Özetleri RomancılarAy Işığı Sokağı Özet İnceleme Stefan Zweig

Ay Işığı Sokağı Özet İnceleme Stefan Zweig

17.07.2019

 

ROMANIN YAZIMI BASIMI KONUSU TÜRÜ VB HAKKINDA

 

Ay Işığı Sokağı,  Almancadaki özgün adı ile Die Mondscheingasse Stefan Zweig ‘in ilk kez 1922 basılmış bir öyküsüdür. 

Kitap Türkçeye içinde beş hikaye bulunan ve kitaba ismini de veren Ay Işığı Sokağı, adlı hikaye ile birlikte çevrilmiştir. Kitabın içindeki diğer hikâyeler ise Leporella, Nişan, Leman Gölü Kıyısında Olay ve Avare adlı öykülerden oluşur.

Romanlarında çok şiddetli tutku, intihar, ihanet, korku ve aşk duyguları işlemiş olan romancı hayatı boyunca intihar saplantıları ile yaşamış en sonunda da intihar ederek hayatına son vermiş bir yazardır.

Stefan Zweig  yazdığı romanı ve uzun hikâyelerinde genellikle intihar, ölüm korkusu,  ( bkz Korku Hakkında Konu Özet İnceleme Stefan Zweig) aşırı tutkular, bir vesile ile ani ruh değişimleri,  bir anda her şeyin tersine döndüğü bir hayat ve aşkı en uç noktalarda hisseden kadınları ve erkekleri anlatmıştır.  Eserlerinde çok çarpıcı aşkları ve aniden oluşuveren duygu ve karakter değişimlerini,  anlatan Stefan Zweig  ’in eserlerindeki aşk öyküleri çok çarpıcı intiharlar (Sabırsız Yürek)  , aşkından delirenler  Amok Koşucusu) ,  aşık olduğu erkekler için tüm onurlarını ve hayatlarını riske atan kadınlar  (Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu) , yaşadığı bir olay üzerine çok farklı tepkiler veren insanlar (  Olağanüstü Bir Gece ) mühim yerler tutmaktadır.

Stefan Zweig, insanlık dışı deneyimlerin, içsel kısıtlamaların ve başarısız iletişimin insanı en üst seviyeye nasıl çıkarabileceğini psikolojik incelikle ve büyük dilsel düşündürücü güçle tanımlamaktadır.

 

Ay Işığı Sokağı  Özeti – Stefan Zweig

Fransa’ya gelen bir gemide seyahat eden yolcu Almanya’ya gidecek olan trene binmek amacında iken denizde fırtına çıkmış, gemi limana çok geç girebilmiş, bu nedenle de yolcu Almanya’ya gidecek treni kaçırmıştır.

Almanya’ya giden treni kaçırmış olan yolcu bu nedenle bir otele yerleşir. Bir müddet sonra sıkılarak otelden dışarıya çıkar ve sokaklarda gezinmeye başlar.  Denizciler de şehirde dolaşmakta, yemek, içmek ve sevişmek gibi ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.

Bir sokaktan geçerken kötü bir Almanca ile şarkı söyleyen bir kadının sesini duyar.  Anadili ile şarkı söylenen bu mekâna girer. Ne de olsa aynı dil ile konuşan bazı insanlar bulmayı umut etmektedir.  Mekânın içinde üç tane kadın vardır. Mekânın barına yaklaşarak kendisine içki söyler.  Barmen içkiyi getirdikten sonra  içerideki üç kadından birisi kendisine de bir bardak alarak yolcunun karşısına oturur. Kadın yolcu ile birlikte içki içerken yolcuya da kur yapmaya başlamıştır.

O sırada dışarıdan içeriye zavallı bir adam girip karşı masaya oturur. Bu zavallı görüntülü müşteri yolcunun yanındaki kadına bakmaya başlar. Fakat kadın bu adamdan hiç hoşlanmamıştır. Üstelik adamı tahrik edecek davranışlar yapmaya başlar. Hatta adama küçük düşürücü laflar söyleyerek yolcuya da nispet yaparcasına daha çok sırnaşmaya başlar. Kadının bütün amacı içeri giren adamı kıskandırmak belki de küçük düşürmektir.  Kadının taciz ettiği adam ise hiçbir şey söylemeden öylece oturmuş daha sonra da içtiklerinin parasını ödeyip mekândan çıkmak istemiştir.

Bu defa ise yolcunun yanındaki kadın yüksek sesle o zavallı adamın çok cimri birisi olduğunu haykırır. Bu sefer adam cebindeki para kesesini mekâna fırlatarak dışarı çıkar.  Tüm olanları dikkatle izleyen yolcu kadının yaptıklarından hayli rahatsız olmuştur. Bu nedenle yolcu da hesabını ödeyip mekândan ayrılır. Canı sıkılmış bir şekilde oteline dönerken birisinin onu takip ettiğini fark eder. Dönüp arkasına baktığında kendisini takip eden kişinin bardaki zavallı adam olduğunu anlamıştır.

Adam,  yolcu ile selamlaşıp onunla sohbete başlar.  Yolcuya hayat hikâyesini anlatır. Bardaki kadın üç dört yıl evvelinde bu adamın karısıdır. Adam ilk önceleri çok zengin bir insan olduğunu, yoksulluk içinde yaşayan bu kadın ile evlendiğini ve kendi elleriyle onu bu duruma düşürdüğünü anlatır.  Karısı onu yoksulluktan kurtardığı için kocasına minnettarlık duymuş ve her seferinde de bu minnettarlığını dile getirmiştir. Adam bu durumdan garip bir haz duymuş ve karısını aldığı her para için aldığı yalvarttırmaya başlamıştır.

Çünkü karısı para almak için yalvardıkça garip bir şekilde bu durumdan zevk almıştır. Lakin bir gün karısı ondan annesi için para istemiş adam bu defa da karısını yalvartma işini biraz abartınca, kadın da bir daha yalvarmamış üstelik evini ve adamı terk ederek çıkıp gitmiştir.

Adam bunun üzerine tüm malını mülkünü bırakarak kadını aramaya çıkmış, kadını ararken de çok para harcamış, üstelik karısını da çok sevdiğini anlamıştır.  Nihayetinde adam bu gece karısını bulmayı başarmış, kadını barışmaya ikna etmiştir.  Fakat yemek yedikleri sırada adamın garsonla yaptığı para kavgası sonucu kadın adamın hala değişmediğini, cimri olduğunu söyleyip ondan tiksindiği notunu da bırakarak adamı yine terk eder. Sonunda kadını tekrar aramış karısını burada bulmuş ama kadın ona kötü davranmakta ve barışmamaya yanaşmamaktadır.

Yolcu ile adam birlikte otele giderler.  . Adam’ın amacı yolcunun da yardımı ile karısıyla barışmaktır. Eğer yolcu onlara yardım etmezse, karısıyla konuşup onunla gitmeye ikna etmezse, hem karısını hem de kendisini öldürecektir. Gittikleri otelde yemek yerler hesabı öderken garson eksik para üstü verince, adam çıldırmış ve saldırgan davranmıştır.

Yolcu adamdan çekinmiş ve adamdan kurtularak odasına gitmiştir.  Ertesi gün kadının olduğu yeri ara ama bulamaz.  Gece trene yetişmek üzereyken kadının olduğu yeri tanır ve kadınla konuşmak istemiş ama nedense vaz geçmiştir. Üstelik elinde parlayan bir madde ile o adam kadının kapısında beklemektedir. Gezgin trene binerken o adamın içeriye elinde parlak bir madde ile girdiğini görmüştür.

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da