BİHZAD
Osmanlıca yazılışı: Bihzad : بهزاد
Acem efsane ve destanlarına adı geçen, edebiyatımıza da bu yönü ile adı giren efsanevi ressamdır. Bihzad, Cem devrinde yaşamış, resmi icat etmiş, efsanevi bir musavver olduğu gibi İran’da gerçekten de yaşamış bir başka ressamın da adıdır.
Gerçekteki ressam Bihzad ile Efsanevi musavvir Bihzad’ın kişilikleri bir birlerine karışmıştır. Gerçekte yaşamış olan Bihzad büyük bir minyatür ustasıdır. Minyatürcü Bihzad 15. Ve 16. yy da Herat’ta yaşamış, Ali Şir Nevai ’nin de çağdaşı olan hatta Ali Şîr Nevâî ve Hüseyin Baykara sayesinde tanınan bir minyatürcüdür. Üstad Kemalleddin Bihzad kimsesiz kalmış Mirak Nakkaş tarafından büyütülüp eğitilmiş 1486'da baş nakkaş olmuş ve bu görevi 1506'ya değin sürdürmüş bir saray ressamıdır.
Efsanevi Bihzad ise İran efsanelerinde Cem ( Cem Cemşit-i Hurşit ) devrinde yaşadığı düşünülen resim ve minyatür sanatının piri sayılan efsanevi ressam ve nakkaştır. Divan şairlerimizin şiirlerinde sevgilinin resmini yapmakta beceriksiz kaldığı için sinirlenilen, aşağılanan, resim çizmekte çok usta olmasına rağmen sevgilinin suretini çizmekte beceriksiz kalan bir nakkaş, musavver olarak divan şiirimiz de adı sık sık geçen Bihzad, gerçekte yaşamış olan Bihzad değildir.
Divan şiirimizde kullanılan Bihzad’ın Firdevsi’nin Şehnamesinde geçen, resmin mucidi olan, Cem’in devrinde yaşayan bir esatir kahramanı olarak anlatılan Bihzad ‘tır. Divan şiirinde adı geçen diğer bir ressam veya nakkaş ise Mani’dir. Mani ile Bihzat bir birlerinin yerini tutabilmektedir.
Ey musavvir tutgalım ol serv-i tasvir idesin
Şive-i treftarıga gelgeç ne tedbir idesin? Ali Şi Nevai
Gerçi gayet de latif eyledi nakşını Bihzad
Sana benzetemedi tu suretine bihzad’ın Sabit
Mani ise Zerdüt dini ile Hıristiyanlığı birleştirerek, yeni bir din icat etmiş, resimlerini mucize diye göstererek peygamberlik iddiasında bulunmuş efsanevi bir ressamdır. Divan şairlerinin tasavvurundaki bu Mani ile Maniheizm’in kurucusu Mani arasında bazı benzer noktalar da bulunduğu şüphesizdir. Fakat divan şairlerimizin muhayyilesindeki Mani özellikle mucizevî resimler yapan bir ressamdır. Bihzat’ın ressamlığı ile boy ölçüşen usta bir musavverdir.
” Çin, Mani dininin en yaygın olduğu ülkedir. Mani’nin bir ressam oldu ğu ve kutsal kitabını da pek güzel minyatürlerle süslemesi nedeni yele divan şirinde güzel yüz, daima Çin’e nispet edilmiştir.” [1]
Musavvir-i ezel edeli nakşını tasvîr
Yüzünü hâke sürer Çîn içinde sûretler (Şeyhi)
Şeyhi’nin bu beytin Çin sözcüğü hem çiniyi hem de Çin ülkesi ve resimden hareketle Mani’yi işaret edecek şekilde kullanmıştır.
Zülfü nakkâşı suya bir resm eder kim reşk eder
Mâni-i Çîn yazdıgı nakş-ı Nigâristân ana Ahmet Paşa
Divan şairleri Bihzad ve Mani’yi resim, musavvir, tasvir, sanem, nakış, nakkaş kelimeleri ile kullanmışlardır. Mani ve Bihzad’ı nakkaş, musavvir, ressam, olarak düşünmüşler fakat sevgilinin yüz ifadesini, işvesini, cadu bakışlarını, niyetini resm edemedikleri için Mani ve Bihzad’ı beceriksiz bulmuşlardır.
Rengin Eder evsaf-ı ruhun hame-i Baki
Ol sureti vermez sanema, nakşına Bihzad ( Baki)
Güzel Tasvir edersin halü hatt-ı dilberi amma
Füsunu işveye geldikte ey Bihzad neylersin? Şeyhülsilam Bahai
Anı nakkâş-ı kudret-hâne-i feyz etmiş ol rütbe
Göreydi lâl olurdu noktasın Behzâd ile Mâni (E. Zihni)
Kimi zaman da Bihzad’sız ve Mani’siz kendileri de kelimelerle resimler çizmişlerdir.
Resm etmişim gözümde hayâlini gûyiyâ
Nakş-ı nigârı sâgar-ı mercâna yazmışım (Ahmet Paşa)
Zamân-ı rezm geçdi şimdi vakt-i bezmdir söylen
Çemen nakş eylesin nakkâşlar püşt-i kemân üzre (Nedim
Yakmayınca âteş-i ‘ışk-ı güle eczasını
Bu fena bagında bülbül bulmadı kül nakşını Nev’i
Sûret-i hüsn-i dil-ârâñı çekerken Bihzâd
Nutk-ı cân-bahşuñı yâd eyleyüp itdi feryâd NÂMÎ - AHMET NÂMÎ (17. Yy)
Hâme-i Mânî siyâh olsa ‘aceb mi reşkden
Nakşda sûretger-i takdîrdür üstâdımuz Semerkândî-i Âmidî Âgâh
KAYNAKÇA
[1] Sedat KARDAŞ, DİVAN ŞİİRİNDE RESİM VE HEYKEL, A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2012, 119-146