KategorilerKİTAP ÖZETLERİ VE ELEŞTİRİLERİBir Kadın Düşmanı Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Bir Kadın Düşmanı Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

19.06.2019

ESERİN YAZARI KONUSU DÖNEMİ TÜRÜ HAKKINDA

Bir Kadın Düşmanı adlı romanReşat Nuri Güntekin ’in ilk baskısı 1927 yılında yapılmış, 1968 yılına kadar 7 baskı görmüş, [1]günümüzde de çok sevilen, konusu ve kurgusu yönü ile diğer prek çok romanından daha da ilginç konulu yedinci romanıdır.

Kendisi de bir paşazade olan ve çocukluk günlerinde dadılar, mürebbiyeler ve onların anlattıkları cariyeler, evlatlıklar, odalıklarla ilgili yaşanmış hayat hikâyelerini dinleyerek büyüyen Reşat Nuri’nin bu eserinde de konaklarda büyümüş, çağına göre modern bir hayat yaşayan, çağdaşları ve hemcinslerinden farklı düşünün bir paşa kızının profili ve maceraları dile getirilmektedir.

Acımak , Çalıkuşu , Yaprak Dökümü , Dudaktan Kalbe , Damga adlı romanlarında da konak hayatı  ve konakta büyüyen bir kadın veya erkeğin maceralarını dile getirmiş olan romancının Bir kadın Düşmanı adlı  bu romanında da  konakta büyüyen , çağdaşlarına ve hemcinslerine  göre daha uç düşüncelere ve eylemlere sahip genç bir kızın  gönül oyunları konusu işlenmektedir.

Reşat Nuri’nin romanlarında kişileri esas almış, romanlarındaki kahramanları tek bir özelliği ile öne çıkan kişiler olmasına rağmen bu kişilerin “  maceralarını anlatırken geride yer alan sosyal fon bize, yazarın çektiği fotoğraflar olarak[2] yansıtılmıştır. Yazar kahraman olarak seçtiği kişilerin mizaçları maceraları ve sosyal ilişkileri vasıtası ile o dönemin sosyal ortamını ve toplumsal şartlarını da bize aktarmış olmaktadır.

Reşat Nuri, şüphesiz ki toplumu, eğitim dünyasını ve dar dünyaları, sade yaşayışları içine hapsolmak zorundaki insanları en iyi anlatan yazardır. Birçok eserinde çok kuvvetli bir sosyal tenkit bulunur. Fakat ilk okuyuşta, okuyucunun bu cephesini hemen fark etmemesi mümkündür. Zira Reşat Nuri en derin ve hassas yaraları deşerken bile, okuyucusunun anlık tepkisini uyuşturan bir atmosfer oluşturur”[3]

Yazar bu romanında birazcık şımarık büyüyen, çok akıllı, kafasına koyduğunu yapan, biraz uçarı ve güzel bir kız olan Sara’nın oynadığı küçük bir gönül oyunun yarattığı trajik ve hazin bir sonuç ele alınmaktadır.

Kitabın Konusu

Şımarık akıllı ve erkeklerin gönlünü çalmaktan hoşlanan paşa kızı Sara’nın  bir hırs uğruna oynadığı bir gönül oyunu yüzünden, kendine aşık ettiği bir erkeğin hazin sonu ve hayatı  ele alınmaktadır.

Ana fikri

Ders vermek, hizaya getirmek amacı ile dahi insanların gurur ile oynamak çok kötü sonuçlar doğurabilir.

Romanın Karakterleri

Sara: Yirmili yaşlarında Paşa Baba’nın İstanbul da büyümüş güzel, şımarık ve akıllı bir kızıdır. Erkekleri kendisine bağlamayı, kendine kul köle etmeyi beceren çok hırslı ve yalancı bir kızdır.  

Homongolos:  Asıl adı Ziya olan sporla uğraşan, topluma girmekten çekinen sıkılgan ve konuşmayı da çok bilmeyen tam bir kadın düşmanıdır. Patavatsız bir adamdır. Başarısız bir okul hayatı geçirmiştir. Fakat Sara ile tanıştıktan sonra huyları değişmeye başlar.

Paşa Baba: Erzurum’da Paşa olarak görev yapan Paşa Baba kızını çok sevmekte  ve  o’nu kırmak istememektedir. Kızı için her şeyi yapabilecek biridir.

Rıza Bey: Sara’nın varlıklı ve bir o kadar gönlü zengin dayısıdır.    Marmara’ya sahili olan bir kasaba da yaşamakta, kızı Vesime’yi dürüst bir insanla evlendirmek istemektedir.

Remzi Bey: Amerika da tahsil görmüş Ziraat Mühendisidir ve Rıza Bey’in kızı Vesime’nin müstakbel koca adayıdır. Rıza Bey’in güvenini kazanmıştır. Bir aralar Sara’ya tutulmuş olsa da Sara’nın tavırları ve sözleriyle bu tutkusundan uzaklaşmıştır

ROMANIN ÖZETİ

Erzurum Paşası olan Paşa Baba’nın kızı olan Sara annesiyle İstanbul da yaşamakta olan çok akıllı, iyi yetişmiş, hırslı bir kızdır.  Sara, erkekleri elde etmekten hoşlanan onlarla gönül oyunları oynamayı seven,   yirmili yaşlarında bir hanımefendidir.

Sara bir kaç yıldır Paşa babasını görmediği için onu çok özlemiştir ve sık sık babasına mektuplar göndermektedir.  Erzurum’un çok uzak olması ve kışlarının sertliği yüzünden babası onun Erzurum’a gelmesine karşı çıkmaktadır. Yaz gelince annesi ile Erzurum’a gitmek istermiş gibi davranan Sara’nın asıl amacı dayısı Rıza beyin kızı olan Vesime’nin düğünü için onları yanlarına gitmektir.

Vesime’nin düğünü Marmara’nın küçük bir köyünde olacaktır.

Babasına yazın mutlaka geleceğini anlatırken babasını endişelendirecek şekilde bir hastalık uydurmuş, aile doktorunu da ayartarak Erzurum’a gitmesine engel teşkil edecek bir tedavi icat etmişlerdir. Babasına yazılan bu mektuptan güya Sara’nın haberi yoktur ve Paşa Baba bu durumda kızının ve karısının Erzurum’a gelmesini istemeyecek bir tavır da yakınacaktır. Sara annesini bile kandırmayı başarmış bu oyuna onu da ortak etmiştir.  

 

Fakat Sara bu ve bunun gibi sırlarını bir günlük tutarak yazmakta üstelik arkadaşı Nermin’e de mektup yazarak anlatmaktadır. Sara bu mektuplarında erkeklerle olan ilişkilerinden ve onlar hakkındaki düşüncelerinden de söz etmektedir.

Çok akıllı, çok güzel, çok hırslı ve eğlenmeyi seven bir kız olan Sara böylece amacına ulaşmış

Paşa Babası ona Erzurum’a gelmemesinin daha uygun olacağını bildiren bir mektup yazmıştır.  Bu nedenle yalnızca annesi Erzurum’a gidecek Sara ise orada kalacaktır. Sara işte bu şekilde babasını da kırmadan amacına ulaşmış, onu dayısının yanına götürecek vapuru beklemeye başlamıştır.

Sara’nın dayısı Rıza Bey ise yaşadığı kasaba da saygı gören bir insandır. Kızı Vesime’yi  yurt dışında tahsil görmüş olan ziraat mühendisi Remzi Bey ile evlendirmek telaşı içindedir.

Sara, Nermin’e el sallayarak gemi ile dayısının olduğu kasabaya yola çıkar. Vapur ile kasabaya yaklaştıklarında denizde imdat diye bağıran bir adam görmüşler, herkesin kayıtışız kalması üzerine Sara kaptanın yanına giderek boğulan adamı kurtarmaya çalışmadıkları için sinirlenmiştir.  Fakat kaptan o adamın her zaman böylesi şakalar yapan bir sporcu olduğunu anlatır.

Vapur limana yanaşmış Sara’nın dayısı ve yakınları onu karşılamak için rıhtıma gelmişlerdir.  Sara bu ilgi karşısında hem şaşırmış hem de çok memnun olmuştur.  Sara’nın gelmesi kasaba halkında çok merak uyandırmış Sara kısa zamanda kasabalıların tanıdığı bir kız olup çıkmıştır. Sara dayısı ve akrabaları hasret gidermiş ve evdekiler düğün için hazırlıklarına başlamışlardır.  

Lakin Nesime’nin koca adayı olan damat efendi kısa zamanda Sara’ya ilgi duymaya başlar. Sara bundan rahatsız olmuş kuzeni Vesime’nin üzülmemesi için dayısına giderek durumu açıklamıştır.  Bir gece Sara için evde bir davet düzenlenmiş bu davete kamp yapan sporcular da çağrılmıştır.  Fakat lakabı Homongolos, gerçek adı Ziya olan ve vapurun yanında boğulma taklidi yapan sporcu davete gelmek istemez. Lakin Homongolos ikna edilmiş ve bir sonraki davete o da gelmiştir.

Homongolos  çok ilginç tavırları, değişik yüz ifadesi ile Sara’nın ilgisini çekmiştir. Küstah ve ukala tavırları, kadınları hor gören önemsemeyen hareketleri ile Sara’nın ilgisini çekmiştir. Kadınları yerden yere vuran tavırları nedeni ile Sara ilk önceleri ona bir ders vermek hem de diğer hayranlarının da kıskançlığını körüklemek isteyen Sara  bu adamla uğraşmaya ve onu kendine köle yapmaya karar vermiştir. Tam bir kadın düşmanı  olan Homongolos’u dize getirmeye kararlı olan Sara  bu kadın düşmanına ders vermeye karar vermiştir.  

Sara bu amaçla Homongolos’a yaklaşmak için her yolu denemeye başlamış ama annesi İstanbul’a döneceği için de vakti çok azalmıştır.  Sara bu küçük oyununu dayısının kızlarına ve yengesine de anlatır. Böylece onlar da Sara’ya yardımcı olmaya başlar.

Sara’nın taktikleri pek işe yaramamakta Homongolos yola girdiğine dair bir işaret vermemektedir. Ama en sonunda Homongolos hizaya gelmiş Sara ile görüşmek yollarına girmeye başlamıştır. Hatta Homongolos ile Sara birlikte motorla gezintilere dahi çıkarlar. Homongolos belli etmese de Sara’ya sırılsıklam âşık olmuştur.  Fakat ani bir haber gelmiş ve Homongolos ‘un Sara ile gezdikleri bir yerdeki uçurumdan aşağı düşerek parçalanmıştır.   Sara onun mezarına çiçek bırakıp yaptığından pişman olmadan ayrılır.

Bu arada Sara bir tanıdığı vasıtası ile Homongolos’un arkadaşı Necdet’e yazdığı mektuplara ulaşmıştır. Bu mektuplardan Homongolos ve ailesinin hikâyesini öğrenir.

Homongolos’un aiilesi savaş yıllarında onu bir yatılı okula verip ortadan kaybolmuşlardır.  Homongolos bu okulda bin bir türlü eziyetler çekmiş anasız babasız ve kimsesiz büyümüştür.  Bu yüzden sevemeyi unutmuş, hırçın ve kavgacı bir adam olmuştur. Necdet’ de aynı durumdayken Homongolos kurtarmış olduğundan Homongolos’un ilk ve tek arkadaşı ise Necdet’tir.  

Mektubunda Sara’yı önceleri sevemediğini ama s daha sonra ona âşık olduğunu yazmıştır. Fakat tam da Sara’ya açılmak istediğinde Sara’nın onunla oyun oynadığını anlamış,  buna rağmen Sara’dan asla vazgeçememiştir.  Kısaca Homongolos gururunu ayaklar altına aldırmaktansa uçurumdan aşağıya motorunu sürerek ölmeyi tercih etmiştir.

TÜM ESERLERİ İÇİN TIKLAYIN

https://edebiyatvesanatakademisi.com/writer/resat-nuri-guntekin

 KAYNAK


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/resat-nuri-guntekin-hayati-edebi-kisiligi-eserleri/74570

[2] Aykar SÖNMEZ, İNSANCIL YAKLAŞIM AÇISINDAN REŞAT NURİ GÜNTEKİN’İN ESERLERİ, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 6 Sayı: 28, Güz 2013 .s

[3] Aykar SÖNMEZ, İNSANCIL YAKLAŞIM AÇISINDAN REŞAT NURİ GÜNTEKİN’İN ESERLERİ, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 6 Sayı: 28, Güz 2013 .s

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da