24.05.2015
ESERİN YAZIM BASIM ÖYKÜSÜ İÇERİĞİ YAZARI HAKKINDA GEREKLİ BİLGİLER
Da Vinci Şifresi Kitabı İddiaları ve Yankıları
Da Vinci Şifresi, Yahudi ve İngiliz asıllı ABD de ikamet eden Dan Brown tarafından yazılıp 18 Mart 2003 ‘ye satışa konulan ve son yılların en çok ses getiren romandır. Eserin özgün adı İngilzice “The Da Vinci Code” ’dir. Eser dilimize Da Vinci Şifresi adı ile tercüme edilmiştir.
Da Vinci Şifresi, satışa çıktığı ilk haftadan sonra ABD de New York Times'ın ‘ın “en çok satanlar” listesinde “ 1 Numara ya yükseldi. Aynı zamanda Wall Street Journal, Publishers Weekly ve San Francisco Chronicle’nin “en çok satanlar” listesine de yükselen eser aylar boyunca ilk sıradaki yerini korumayı başarmış, [1] Colombia Pictures da kitabın film haklarını satın almıştı.
Kitap, İsa ile ilgili tarihi sırlar ve Da Vinci'nin eserlerinde bu sırlarla ilgili verdiği ipuçları özellikle İsa'nın ölmediği, dirilmediğini; Galile Denizi'nin batısında, Tiberias ile Kefernaum yolu üstünde küçük bir balıkçı kasabası olan Magdala'dan Magdalalı Meryem ile evlenip Sara adında bir çocukları olduğunu iddia etmesi ile büyük yankı yaratmıştır.
Da Vinci Şifresi, temel olarak 1947 yılında Mısır'ın Nag Hammadi kentindeki çölün kayalıklarında Mısırlı çoban Muhammed Ali'nin bulduğu 13 adet papirüs [2] romanına dayanmaktadır. Keklik Mağarası olarak bilinen bu mağara Eylül 1952'de tekrar araştırılmış, [3]Ölüdeniz parşömenleri olarak adlandırılan bu tomarlar “Kumran Yazıtları” olarak da anılmış, deriye sarılmış halde bulunan bu papirüs el yazmaları 2000 yıl önce yazılmıştır. Bu yazıtlar bir kısmı İbranice, bir kısmı Aramice kâğıt, deri veya bakır plakalar üzerine kaydedilmiş kırk bin adet elyazması parçasından oluşmaktadır. [4]Bu yazmalar Hıristiyanlık âleminde büyük tartışmaların başlamasına sebep olduğu gibi Da Vinci Şifresi adlı eserin de temelini teşkil etmiştir. Bu belgelere göre, havarilerden biri Magdelalı Meryem diye anılan bir fahişeydi ve İsa Meryem'le evlenmiş, bu evlilikten bir çocukları dünyaya gelmişti.[5]
El yazmalarını orijinalinin MS 120-150 yılları arasında Yunanca olarak yazıldığı, Filippos sureleri ve diğer yazıtların ise M.S. 350-400 yılları arasında Kıptice'ye çevrilmiş olduğu bu tomarların da bu çeviriler olduğu anlaşılmıştı.
Kumran Yazıtları olarak da adlandırılan bu belgeler Kahire'de ortaya çıkınca Mısır hükümeti bunların büyük bir bölümüne el koymuş, ama 13 kitabın bir kısmı ABD'ne kaçırılmıştı, belgelerin bir kısmı yanmış, bir kısmı da kaybolduğu halde Hıristiyanlığın başlangıç dönemiyle ilgili 52 ayrı metin ortalıkta dolaşıyordu.
Dan Brown bu romanında Vinci'nin yaptığı resimlerinde de bu konuya değindiğini İsa ve Magdalalı Meryem (Mecdelli Meryem) resmi ve diğer resimlerinde de şifreli olarak bu iddiaları yansıttığını iddia etmektedir. İsa ve Magdelalı Meryem kalçaları birbirine değecek şekilde geriye doğru yaslanmış olarak oturmakta bu duruşları da kutsal kâseyi işaret eden bir açıyı göstermektedir. Yazar, Da Vinci o resmi yaptığı dönemde papaya ve kiliseye kızgın olduğunu bu yüzden Kilisenin ısmarladığı resimlere şifreli mesajlar koyarak kadın imgesini yerleştirerek , papalık ve kiliseden intikam aldığını, böylece de Kumran Yazıtlarındaki anlatılanlar ile bu şifrelerin uyuştuğunu iddia etmektedir.
Yazarın diğer bir iddiası ise Da Vinci’nin gizli bir tarikat olan Sion Tarikatına üye olduğu şeklindedir. Tüm bu konular ve iddialar bu romanda bulmacalar ve kovalamacalar içinde oluşan bir kurmaca içinde anlatılmıştır.
“ Da Vinci Şifresi Katolik Hıristiyanlar, yani Vatikan'daki Papalık için yenilir yutulur olmayan iddialar içermiş, bu yüzden roman Katolik ve Yahudi savaşını tetikleyen bir eser haline gelmiştir. İsa'nın Magdelalı Meryem ile evlenmiş olması ve İsa'nın çocuğunu taşıması İsa'yı ölümlü yaptığı için Katolik Hıristiyanlığın inançlarını temelinden sarsacak bir etki yaratıyordu. Da Vinci Şifresi'ndeki tez ise İncil'in günümüzdeki halinin Allah tarafından gönderilen şekli olmadığı, İsa'nın insani boyutu yok edilerek İsa'ya Tanrısal bir misyonla anlaşıldığı tezine dayanmaktadır.
1099 yılında kurulmuş olan Sion Tarikatı [6] se bu sırları saklayan bir tarikattır. 1975 yılında Paris’in Milli Kütaphanesi, Sir lsaac Newton, Batticelli, Victor Hugo ve Leonardo da Vinci de dâhil olmak üzere, Sion Tarikatı’nın üyelerinin isimlerini içeren, Les Dossiers Secrets (Gizli Dosyalar) diye bilinen parşömenleri ortaya çıkarmıştır. Opus Dei, koyu dindar bir Katolik mezhebidir.
Dan Brown, Yahudi asıllı İngiliz kökenli bir yazar olarak bu konuları bu eserinde bir olay kurgusu içinde ele almıştır. Dan Brown ortaya çıkan bu yankılara “ Hıristiyan tarihini değiştirip değiştirmediğimi bilmiyorum, ama sanıyorum ki Hıristiyanları İncil, kutsal yazıların doğruluğu ve tarihi konusunda tartışmaya teşvik ettim." şeklinde bir cevap vermiştir. [7]
Dan Brown, eserinde anlattığı bu konular nedeni ile afaroz edilmiş, Vatikan’ın kara listesine de girmiştir. Dan Brown’un bu romanındaki iddialarının kimilerinin aksi ispat edilmiş, kimi iddialarının ise gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkarılmıştır. Buna rağmen eser üzerinde yapılan spekülasyonlar devam etmektedir. Bu tartışmalar yazarın ününü arttırmış ve kitaplarının da çok satılmasına neden olmuştur.
ESERİN KONUSU ŞİFRELER VE SİMGELER
Da Vinci Şifresi bir cinayetle başlar. Bu cinayeti çözenler İsa'nın evlenmiş olduğu ve soyunun yürümüş olduğu kannatine ulaşırlar. Birbaşka iddia ise Leonardo da Vinci'nin, S. Maria delle Grazie Manastırında bulunan Son Akşam Yemeği adlı freskindeki İsa'nın yanında oturan kişinin Havari Yuhanna değil; Magdalalı Meryem (Maria Magdalena) olabileceğidir. Mecdeli Meryem ise İsa'nın eşidir ve İsa’dan bir oğlu olmuştur.
Bizans İmparatoru Konstantin, İznik'te toplanan Birinci Konsülde pagan toplumları Hıristiyanlık dinine çekmek ve çatışmaları önlemek için İsa'yı Roma stili tanrılaştıran anlayışı desteklemiş ve bazı gerçekleri de perdelemiştir. Ama bu sırlar Sion Tarikatı tarafından korunmaktadır
Kutsal Kâse, Magdalalı Meryem'i simgelemektedir. Hikâyenin kurgusu içindeki cinayetleri ise, Papa 2. Jean Paul döneminde gücünü arttıran Opus Dei tarikatının üyeleri işlemektedir.
Kitapta Da Vinci ‘nin Son Akşam Yemeği ve Kayalıklar Bakiresi adlı resimlerindeki Kırmızı Gül, İştar yıldızı olan Beşgen yıldız (Pentagram), Haç, Hilal, Piramit ve Ters Piramit ve Kutsal Kâse ile onları temsil eden simgelerin neleri anlattıkları üzerinde durmaktadır. Bütün simgeler putperest kökenlidir. Kutsal Kâse, zigguratlar, aya ve yıldız tapınma ile ilgilidir. Bu simgenin kadınlık simgesi olarak kullanıldığı iddia edilmektedir. Zigguratlarda bakirelerin İştar’a veya Marduk’a kurban edilmesi ile bu simge arasında bir ilgi kurabilmektedir.
Kırmızı Gül olarak da adlandırılan şekil Beşgen yıldız' (Pentagram)dır. Pentagram, Satanizm'in kutsal bir simgesidir. Beşgen yıldız ve Kırmızı Gül, Babil'in üçlü tanrılarından biri olan İştar'ın simgeleridir.
ROMANIN OLAY ÖRGÜSÜ
Harvard Üniversitesi Simge-Bilim Profesörü Robert Langdon, Paris’te bir iş gezisindedir. Gece yarısı, Louvre’un yaşlı müdürünün ölü bulunduğu haberini alır. Bu ölünün üzerinde birçok gizemli semboller vardır. Simgebilim Profesörü olan Robert Langdon bu sembollerin anlamını çözmek için çalışmalara başlar.
Langdon ve yetenekli Fransız kriptoloji uzmanı Sophie Neveu, cesedin ve üzerindeki sembollerin ne anlamlara geldiği cinayetteki sır perdesini çözmeye başlamışlardır. Cinayet ve cesetteki simgeler onları tarihin derinliklerinde kalan çok gizemli sırlara doğru sürüklemeye başlar. Bu sırların ve gizemlerin en önemli ipuçları Da Vinci’nin tablolarında gizlidir.
Da Vinci bu sırları herkesin görebileceği bir yere, ünlü eseri Mona Lisa tablosunun içine gizlemiştir.
Cinayetteki izleri, Beşgen yıldız, Kırmızı Gül, Kutsal Kâse simgeleri ve temsil ettikleri anlamların izinden giden profesör kendini bir anda Hristiyanlık dünyasının en büyük sırları ile karşı karşıya bulur. Bu sırlar ile birlikte karşısına Sion Manastırı Derneği ile Vatikan çıkmış olmaktadır.
Langdon bu simgeler, anlamlar ve gizemler ile cinayete kurban giden müze müdürü arasındaki irtibatı ortaya çıkarmıştır. Bu cinayet Hıristiyanlık dünyasının sırları Sion Tarikatı ve Vatikan arasındaki sürtüşmelerden kaynaklanmaktadır. Cinayete kurban giden müze müdürü, tıpkı Sir Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo ve Da Vinci gibi diğer pek çok ünlü ismin de üyesi olduğu Sion Manastırı Derneğinin bir üyesidir.
Langdon, aydınlatmaya çalıştıkları bu cinayetin temelinde yüz yıllardır devam eden tehlikeli bir sır nedeni ile işlendiğini tahmin etmektedir. Bu sır eğer çözülürse cinayetin neden işlendiği ve kimler tarafından işlendiği sorusu da aydınlanmış olacaktır. Cinayetin işlenme şekline göre birileri bu sırları korumaya çalışmış, diğerleri ise onu ve sırlarını yok etmeye uğraşmış ve cinayet ortaya çıkmıştır.
Simgeler ve şifreler onları İznik'te toplanan Birinci Konsül’e kadar ve pagan toplumları Hıristiyanlık dinine çekmek için İsa'yı tanrılaştıran gizemlere ve bu gizemleri saklayan Sion tarikatına kadar götürmektedir. Sion Tarikatı devam etmekte ve bu sırları korumaya çalışmaktadır. Öldürülen müze müdürü de bu tarikatın üyesidir. Bu sırlar Da Vinci’nin resimlerinde de şifreler halinde gizlenmiştir. Bu sırlar, Mesih’in sadece bir insan olduğu, evlendiği, elçilerden birinin Meryem olduğu, bu gerçeklerin Gnostik İncillerde saklandığı iddialarına aittir.
Sion Tarikatı üyeleri Kutsal Kâse ve “Hz. İsa’nın aslında Tanrı’nın oğlu olmadığı” sırlarını saklayan ama günü geldiğinde bu sırrı açığa çıkaracak olan bir tarikattır. Müze Müdürü de bu tarikatın üyesidir. Güvenilir tarikat üyeleri de bu sırları ömürleri yettiği müddetçe ve saklamakta ve yerlerine geçebilecek kişileri bulup yetiştirerek bu sırları onlara aktarmaktadır. Bu sırrı bilen hayatta dört kişi vardır. Ve Vatikan bu dört kişiyi de öldürtmeye karar vermiştir. Ve olaylar son kişi olan Müze Müdürü’nün öldürülmesiyle başlamıştır.
Müze müdürü ise sırrın kendisiyle birlikte ölmesine razı olmadığından şifrelerle örülü birçok ipucu bırakmış, torunu ile Langdon’da şifreleri birer birer, çözmeye başlamışlardır.
Olay müze müdürünün öldürülmesi cinayetinin işlenmesine neden olan sırlar dünyayı sarsacak derecede ciddidir. Cinayet ve olaya sebep olan taraflar ile gizemlerin peşinden koşmaya başlayan Langdon ile Sophie Neveu cinayeti işleyen faili ve arkasındaki gücü anlamak için harekete geçer. Cinayeti işleyen katil ise çok zeki ve çok güçlü bağlantıları olan birisidir.
Böylece Paris ve Londra sokaklarında bir kovalamaca başlar. Langdon ve Neveu, katilin peşine düşmüştür ama bu katil onların atacağı her adımı önceden bilmekte olan esrarengiz olduğu kadar da çok zeki olan bir adamdır. Eğer Langdon ve Neveu bu karmaşık bilmeceyi çözemezlerse çok eski gerçekler, sırlar ve cinayetler ebediyen kaybolacaktır.
Dan Brown
Amerika Devlet Başkanlığı ödülünü kazanan matematik profesörü bir baba ile profesyonel dini müzik öğretmeni bir annenin oğludur. Dan Brown, ilim ve din gibi iki paradoks felsefe içinde büyümüştür. Amherst koleji ve Phillips Exeter Akademisinden mezun olduktan sonra bu kuruluşlarda bir süre İngilizce öğretmenliği yapmış daha sonra ise romancılığa ve yazarlığa yönelmiştir.. Şifre çözme ve gizli hükümet kuruluşlarına duyduğu merak onu bu konularda gerilim romanları yazmaya sürüklemiştir.
Sanat tarihçisi ve ressam olan eşi de araştırmalarında yardım etmektedir.[8]Yazarın İhanet Noktası Romanı Özeti ve Hakkında Dan Brown adlı eseri de sitemizde bulunmaktadır.
Da Vinci Şifresi Hakkında Analizler ve Özeti Dan Brown
KAYNAKÇA
[1] ] https://www.idefix.com/kitap/da-vinci-sifresi-dan-brown/tanim.asp?sid=G2DC7RN6UV6V6RARW9HC
[2]https://web.archive.org/web/20040411084128/https://www.hurriyetim.com.tr/yazarlar/yazar/0,,a
[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96l%C3%BC_Deniz_par%C5%9F%C3%B6menleri
[4] https://dss.collections.imj.org.il/
[5] https://1000kitap.com/kitap/Da-Vinci-Sifresi
[6] https://tr.wikipedia.org/wiki/Sion_Tarikat%C4%B1
[7] ] https://tr.wikipedia.org/wiki/Da_Vinci_%C5%9Eifresi#cite_note-2
[8] https://www.kitapyurdu.com/kitap/da-vinci-sifresi/55871.html
0
1
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın