Dulâb Dolap Dertli Dolap
Dolap veya dulâb Osmanlıca yazılışı : دولاب
Dolap sözcüğünün sözlüklerdeki anlamları : “Kuyudan su çıkarıp bahçeleri sulamaya mahsus döner makine. Her çeşit döner çark, çıkrık. İçine eşya vesaire konulan raflı veya rafsız göz. Eskiden selâmlık ile harem arasında veren ile alan birbirlerini görmeyeceği şekilde eşya alıp vermeye mahsus döner dolap. “ şekillerindedir.
Şiirimizde dolap birçok benzetme- teşbih, mecaz ve gerçek anlamı ile karşımıza çıkmaktadır. Eski devirlerde su dolabı, kuyudan su çıkarmaya yarayan çark, dönme dolap, bayram dolabı, elbise dolabı, içine bir şeyler konulan ev eşyası, mücevher dolabı, bostan dolabı, bedesten dolabı, gibi dolapların varlığı dolapla ilgili çeşitli tasavvurların oluşmasına zemin hazırlamıştır.
Kuyudan su çeken çark, su ile dönen dolap manalarından hareketle dolap sözcüğü birçok deyimin oluşmasına da zemin hazırlamıştır. Dolap çevirmek, dolabını döndürmek, dolaba çevirmek, dönme dolaba bindirmek, dolap beygiri gibi dönüp durmak, dolap beygiri gibi döndürmek, deyimleri bunlardan bazılarıdır. Gerçek anlamaları ile kullanılırsa da, dolap sözcüğü çoğu kez mecaz anlamları ile karşımıza çıkar. Dolap, gerçek ve mecaz anlamları ile hem halk hem de divan şiirinde sık sık geçer.
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap Yunus Emre
Eski devirlerde kuyudan su çekmeye yarayan çarka dolap denilirdi. Aynı zamanda su gücüyle dönen dolapların olduğunu hepimiz bilmekteyiz, içine eşya konulan dolapların varlığı da malumdur. Eski devirlerde bedestenlerdeki ahilerin bir dolabı olur, Ahi Baba’nın veya Hacegan’ın gözetimindeki dolaplarda, para, mücevher ve altınlar saklanırdı.[1] Yine eskiden atlıkarınca benzeri dönen aletlere de dolap deniyordu. Eski devirlerin hayatında böyle ve çeşitli şekillerde önemli bir yer tutan dolaplar hali ile şiirimizde de bir hayli yer tutmuştur.
Bestedir bir birine çenber-i dulab- cûd vücud
Mürtebit bir birine ab ile hâk, ateş ü bâd Nabi [2]
Bağban oldu yine hace-i sahip dolap
Nakdi kârında bulup neş vü nemayı her bar. Sami
Hace, nakd, bar, kâr, bedesten haceganına işaret etmektedir. Dolap sahibi - Hacegan - çok kâr getirdiğini görünce yeniden bahçıvan oldu.
Döner başum akar her dem bu çeşmüm gözesinden yaş
Göŋül gülzâr-ı kûyuŋ içre bir dōlâb olup iŋler Bursalı Rahmi
Çoktur çanak yalayıcı neylesin yemek deyü
Döndükçe döndü bak aralıkta dolabımız Sururi
Iydagâhım göreyim inlesin ol dulabı
Bana seyr ettire ol sim beri döne döne Baki
Eski devrin astroloji inancı suyun döndürdüğü veya kuyudan su çıkaran çarkın dönmesine benzer bir dönüş içinde olduğu şeklindedir. Bu bakımdan eskiler feleğe çarh, demişler çarhı da çarka dönen bir dolaba benzetmişlerdir. ( bkz Felek Eflak Çarh Tasavvuru Şiirimizde Felekler )
Bu devran ne dehşetli dulab imiş
Kıyamet dahi kopsa etmez karar! Abdülhak Hamit Tarhan’
Çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil Nefi
Çerh-i feleği aksine gerdan iderim ben Nefi
Nabiya sakî-içerh eyledi kâm-i dili telh.
Bir zaman gerçi ki lebberleb-i peymane idik Nabi
KAYNAKÇA
[1] Şahamettin Kuzucular, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/bedesten-kulturu-ve-tum-yonlerden-bedestenler/80128
[2] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996-