DÜŞ-TÜ

26.12.2016
Bu korkunç bekleyişten yüreğim zâra düştü.
Kabul görmedi sevdam; belki nazara düştü.

İçin için kemirdi gururumu nefretim,
Değersiz bir mal gibi yürek pazara düştü.

Lakin seni silmedi gözyaşımdan bu sevda;
Sen bahtiyar ol diye gönül bîzara düştü.

Dikenler acıtmasın diye narin elini,
Sana gülleri sundu; kendisi hâra düştü.

Vuslatını terk etti; sana kavuşmak için,
Gönül, hasret denilen derin mezara düştü.

Yalnız dost ağlamadı bu garibin haline,
Tasası hem ahbaba, hem de ağyara düştü.

Leyla dağında sustu Mecnun'un intizarı;
Çöllerin ortasında gönül avara düştü.

Mevsimler gelip geçti sen gelmedin ey güzel;
Yine mi visal vakti başka bahara düştü?

Aşkın mahkemesinde cellâdım oldu canan.
Ne garip, kalemimi kırmak o yâra düştü.

Anladım, gayri ölüm visalime haberci;
Seni mujdelemenin vebali dâra düştü.
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da
sahinmutlu623
Şahin Mutlu8 years ago
Can dost, şiirinizdeki hünerinize "En içten dileklerimle kutlarım" demekten başka bir söz bırakmamışsınız... Selam ve muhabbetle
Ölümden sonra vuslata erme ifadesi ilâhi aşka geçişi gösteriyor, her bir beytinde derin anlamlar olan, defalarca okunulası ve üstünde düşünülesi bir şiir... Lâkin "kalem kırmak" ,"idama hüküm vermek" anlamındadır, bunu da makkemede, hâkim (yargıç) yapar. Cellat, cezanın infazcısıdır, kalemle bir ilgisi yoktur. Dikkate alınmasında fayda var. Selamlar, saygılar...
yusufaydin159
Yusuf Aydın8 years ago
@yusufaydin159 | ziyaretiniz ve güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
yusufaydin159
Yusuf Aydın8 years ago
@yusufaydin159 | Nazik ve yapıcı uyarınız için teşekkür ederim. daha dikkatli olmaya gayret edeceğim. hürmetlerimle..