29.10.2015
Şiir Dünyamızda İbrahim Edhem
Osmanlıca yazılışı: İbrahim Edhem ادهم ابراهیم
Edebiyatımızda ismi çok geçen bir velidir. Tam ismi İbrâhim Edhem bin Mansûr, künyesi ise Ebû İshâk'tır. Tahtını bırakıp züht ve dervişlik yolunu seçen bir şehzadedir.
Bağdât, Şâm ve Hicaz'da meşhûr olan ve evliya olarak kabul edilen İbrahim Edhem hakkında pek çok rivayet oluşmuş, bu rivayetler ile edebiyatımızda yer almıştır. İbrahim Edhem tacını tahtını bırakarak fakirlik içinde yaşamaya başlaması ile anılan serveti ve hünkârlığı bırakıp, fakir bir derviş olarak yaşamaya başlaması ile emsal gösterilen bir evliya olarak tanınmıştır. İbrahim Edhem dünya malına meyl etmeyenlere darbı mesel olmuş bir timsaldir.( bkz İbrâhim Edhem Destanı Hakkında ve Özeti)
Babası Edhem, Belh ülkesinin padişahıdır. Kendisi ise veliaht Şehzâde olarak tahtın varisidir. Her istediğini yemek her istediğini almak ve yapmak imkânına sahiptir. “Bir yola çıktığı zaman, kırk altın kalkanlı asker önünde, kırk altın gürzlü asker arkasından yürüyen “ zengin bir taht adayıdır.” En büyük zevki ise avcılık yapmaktır
İbrâhim Edhem ’in tacını tahtını bırakıp sofi olup fakirane bir hayat yaşamaya başlaması ile ilgili bir çok rivayet vardır Bunlardan birisi şu şekildedir:
Bir gün askerleri ile avda iken kulağına gaipten bir ses gelir. “ Ey Edhem bunun için mi dünyaya geldin? Sen bunun için yaratılmadın ve bununla emr olunmadın “ Bunun üzerine İbrahim Bin Edhem, üzerindeki zenginlik alameti olan her şeyi soyunarak aba giyerek, riyazet ve ibadete başlar. Dağlarda, mağralarda yaşmaya başlar, adını sanının duyduğu velilerin yanlarına giderek sohbetlerine katılır. En sonunda Mekke’ye giderek mücavir olur. Şam’da bağ bekçiliği yaparken Lzikiye de ölür.
Hükümdarlığı bırakması ile ilgili olarak anlatılan diğer bir rivayet çok daha ilginçtir. Bir gece tahtında uyuya kalmıştı. Bir gürültü ile uyandı. "Kim o?" diye seslendi. Ses : " Devemi kaybettim onu arıyorum" dedi. İbrâhim Edhem, " Damda deve mi olur?" deyince, damdaki ses , "Ey gâfil, sen Allahü teâlâyı altın taht ve süslü elbiseler içinde arıyorsun. Damda deve aramak bundan daha mı acâyib?" dedi. Bu sözlerden sonra tacı tahtı bırakıp riyazet veibadete başladı. [1]
Başka bir rivayeti göre : Bir gün sarayında bir ziyafet vermişti. Bu ziyafet çağırılmadığı halde gayet heybetli bir zat çıkageldi. Askerler ve hizmetçiler ona, sen kimsin, ne işin var? Diye soramadı. İbrâhim Edhem "Ne istiyorsun? Sen kimsin?” diye sordu. " O zât, "Bu handa kalmaya geldim “ dedi. İbrâhim Edhem; "Burası benim sarayımdır." diye cevap verdi. O zât, " Bu saray bundan evvel kimindi?" diye sordu. İbrâhim Edhem; " Hünkâr ceddimindi" dedi. Bu defa o zat: " Ceddine ne oldu sordu. İbrâhim Edhem; "Öldüler!" cevâbını verdi. Adam bu defa: "Bu nasıl senin sarayın ki, biri gelmeden biri gitmede?" diyerek geri çıktı. İbâhim Edhem o zâta "Sen kimsin?" diye sordu O zât da, "Ben Hızır’ım." dedi..
Hakkında dolaşan pek çok rivayetin ortak noktaları arasında saltanatına dair ne varsa üzerinden çıkarıp bir çobana verdiği, çobanın abası ile hırkasını giyip tahtından ve nimetlerinden feragat edip yalın ayak yola çıktığı SÖYLENİR. Nitekim yola çıkarken hamile eşini de bırakıp dervişliğe başladığı, anasının karnında iken ayrıldığı oğlunun büyüyüp peşine düşüp, onu bulduğu halde saltanatına dönmediği, Mekke’de Bağdat’ta, Şam da yaşayıp, bağ bekçiliği gibi işler yaşayıp, artıklarla beslendiği ve Lazikiye’de öldüğü şeklindedir. Mezarı Lazikiye’de Cebel-i Edhem denilen yerdedir. [2]
Edhem gibi terk eylemişiz mülk ü fenayı
Şahane tefahürle deriz kim ne gedayız Sünbülzade Vehbi
Sultanlık olmaz ise dervişlik de hoştur
Gör nice terk edindi tacı ve tahtı Edhem Cem Sultan
Her İbrâhim izzet Kâ’besinde
Halilullâh yâ hod Edhem olmaz. Necati
Ehl-i diller fehm edelden kıymetin Meşhûriyâ
Nazmını başında hem-çü tâc-ı Edhem gezdirir Meşhuri d. Selânik 1783- 84 –ö. 1857
Bed ü nîk müsemmâ zâhir olmaz ismden ey dil
Kıyâs itme her İbrâhîm İbrâhîm Edhemdür Semerkândî-i Âmidî Âgâh
İbrahim Edhem Hakkında çok sayıda efsane ve rivayet oluşmuş, İbrahim Edhem , Halk ve çağdaş şiirde de kendine yer bulmuştur.
İğnesin suya atan
Balıklara getirten
Tacın tahtın terk eden
İbrahim Ethem yatur, Yunus Emre
….
Suya bir iğne attı
Deniz kıyısında
Yamalı giysiler içinde
Bir adam
Yüzlerce balık
Ağızlarında birer iğne
Başlarını çıkardılar sudan… Cahit Zarifoğlu
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/ibrahim-edhem-destani-hakkinda-ve-ozeti/77551
[2] Ahmet Talat Onay Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB 1996- shf 201
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın