Esma Çekerek Sevgili Elde Etmek
Esma’ül Hüsna Allah’ın güzel Sıfatları, Allah’ın 99 adı demektir. Esma Çekmek ise, Esma'ül Hüsna daki Allahin 99 adından birini, bazılarını veya hepsini belli bir amaç için, ( işe girmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak zengin olmak vb) Esma-ül Hüsna’daki belirlenmiş isimleri belli sayılarda arka arkaya zikretmek işine denmiştir
Eski devirlerde kimi medrese hocaları, dervişler, sahte imamlar, cindarlar bu işlerle uğraşmışlar, eski devirlerde muska, esma, vefk, büyü, efsun yazan pek çok kişi türemiştir. Remil bakanlar, yıldız name okuyanlar eski devrin hayatında oldukça geniş yerler almıştır. [1]( Geniş Bilgi: Esma Çekmek ve Esma'ül Hüsna )
Konu bu kadar yaygın olunca divan ve halk şairlerimizin de bu mevzulara kayıtsız kalamayacakları aşikardır. Bilindiği gibi Allah'ın "güzel adlarının (esmâ-i hüsnâ) zikri" din ve tasavvufta uygulanan bir ibadet ve âyin biçimidir. Allah'ı adlarıyla zikretmeye (zikru'llâh), esmâ zikri ve esmâ çekmek denilir. Eski edebiyatta Divanlarda, mesnevilerde, mevlitlerde hatta tarih kitaplarında ve eserlerin dibaçelerinde Allahın 99 adını veya adlarından bazıların zikretmek adeti vardır. Divan Edebiyatımıza ait hemen hemen tüm eserlere, Allâh’ın isimlerinin bir veya birkaçını zikrederek başlanır. “Allah'ın adını zikreden her muradına ulaşır.” Düşüncesi her esere Allah adının zikredilerek başlanması anlayışını getirmiştir. Örneğin Süleyman Çelebi Mevlidindeki 17 beyitine Allah'ın 99 güzel adını vermiştir.[2]
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda irişür Allâh diyen Süleyman Çelebi
Eserlere Esma çekerek başlama âdetinin dışında Esma çekme ile ilgili inanışlar, özellikler, Esma çekilerek yapılan işler, Esma çekme yöntemleri, adetleri, amaçları vb den de sık sık söz edilmiştir. Şiirlerden anlaşıldığı kadarı ile şairleriniz dilberlerin gönlünü çelmek için Esma çekmişler, daireler içine isimler yazarak tılsımlarla uğraşmışlar ve lakin anlaşılan o dur ki çoğu kez başarısız olmuşlardır.
Riyâzetler çeküp esmâ okursın görmek istersin
Görinmezse sana Zâtî ‘acebdür ol perî-peyker Zâtî (Tarlan 1967: 284)
Zâtî, peri gibi güzel sevgilisini görmek için riyazet çekip daire çizmiş buna rağmen sevgilisini göremezse bunun şaşılacak bir durum olmadığını söylemektedir:
Kim ki esma çekerek vasıl olur matluba
Yâ Vedud iskelesinde n yanaşır Eyyub’a Sâbit
Dane-i eşk bize subha yeter destimize
Yâ Vedud isimi ile dilberi teshir ideriz Kastamonulu Sadi
Beyitte görüldüğü gibi Yâ Vedud esması çekilerek dilberlerin gönlünün kazanılmaya çalışıldığı ortaya çıkar.
Esma’ül hüsnanın dairler içine yazıldığı veya esma çekilecek kelimelerin daire içinde yazılarak okunduğu gibi adetlerin varlığı ortaya çıkar. Esmaül Hüsna ile ilgili isimlerin daireler içine yazılarak veya çizilerek, sihirler, büyüler, tılsımlar yapıldığı anlaşılır. Çizilen dairenin içine tılsımlı yazılar yazarak cin, dev ve perileri hem görüp hem de periyi görüp çarpılmaktan kurtulmak, hatta sevgilinin gönlünü kazanmakla ilgili birçok beyit karşımıza çıkar. [3] ( BKZ Dev Nedir Edebiyatta ve Şiirlerde Div Dev Aşağıdaki beyitte Naili bu konuya şöyle işaret etmiştir.
Periyle daire çizmiş kenarı şem’e olup
Hâfî müdavim –i ismi Vedûd pervane Naili
Kelebekler , Vedud ismini zikre devam etmek için mumun etrafında kanadıyla gizli gizli daire çizerlermiş .
Peri, cin veya dev görmek için önce riyazet çekmek ( derviş olarak kırk gün süren çileyi tamamlamak) daha sonra da daire çizerek içine tılsım amaçlı yazılar yazmak, gerektiği anlaşılmaktadır.
Ey perî gâyetde korkarlar rakîb-i dîvden
Dâyire çizdükleri her dem budur ‘âşıklarun Zâtî (Tarlan 1970: 248)
Hayatını fala bakarak ve rimelcilik yaparak kazanan Zati’nin de bu konulardan söz etmesi şaşılacak şey değildir. Zati bu beytinde Ey peri dev gibi rakipten âşıklar çok korkar ( sevgiliyi görmek rakibi de çember içine sokmamak için) âşıkların daire çizmeleri ondandır. Demektedir
Da’vet itme gönül ol hûr-ı perî-zâdı ko kim
Uğramaz dâyireye her niçe teshîr itdüm Helâkî (Çavuşoğlu 1982: 142)[3]
Helâkî periye benzeyen sevgilinin her ne kadar sihre başvursa da bir dâireye benzettiği gönlüne gelmeyeceğini söyleyerek bu inanışa işaret etmektedir.
Esma çekerken dairler de çizildiği, buhurdanlar da yakıldığı bu şekilde de esma çekme işlerinin olduğu şiirlerden de anlaşılır. Bazı divan şairleri esma çekmenin yararı olmadığına, istenen şeye tesir etmediğine inanır. Örneğin bazı şairlerimiz dilberlerin gönlünü çekmek için nice büyüler, yapmışlar, bahurlar tüttürmüşler, dairler içine isimler yazıp tılsımlar yapmışlarsa da başarılı olmamışlardır.
Gerçi sofu hayli dem esma çekip yaktı bâhur
Lîk ol mehpareye bir türlü tesir etmedi. Elmastraşzade Hilmi
Gerçi o sofu çok esma çekip, bahur tüttürdü ve lakin bu yaptıkları o ay parçasına hiç tesir etmedi.
Divan şairlerinin birçoğu dilberi avlamanın başka bir yolunu keşfetmiş ve okurlarına o yönde tavsiyelerde bulunmuşlardır. Usta dilber avcıları büyü, tılsım, esma çekmek gibi zor ve zahmetli işler yerine daha pratik çözümler önermişlerdir. Bu çözümlerin başlıcaları şunlardır.
Sayd olmamağa çare var mı taze güzeller
Tespih gibi danesi çok dâm elimizde Arzi Dede
Ey taze güzeller ( avcıya) av olmama çareniz var mı? Elimizde tespih tanesi kadar ( elmas, yakut ve altından kurulmuş ) tuzaklar var. Mevlevi Büyüğü Arzi Dede bu beytinde hem tespihin 99 adet olduğunu ,( her tespih tanesinin Allah'ın bir adına işaret eder) , hem de elinde tespih tanesi kadar altın ve mücevher olduğunu kast etmiştir.
Sim i zerdir getiren yâri ko gayrı kârı
Ne niyazı dil ü ne cezbe i esma getirir! Sabri- Şakir
Ne yalvaran niyaz eden, ne de cezbe ile okunan esmai hüsnalar yâri getirmez. Yâri getirir ise bir tek altın ve gümüş getirir.
KAYNAK
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/esma-cekmek-ve-esma-ul-husna/100407
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/dev-nedir-edebiyatta-ve-siirlerde-div-dev/85599