Dev Nedir Edebiyatta ve Şiirlerde Div Dev

10.10.2015

 

Dev – Div  ( Şiirmizde Dev)

 

Osmanlıca yazılışı : Dev:  دو

Dev Nedir: Sözlüklerdeki anlamları :

Dev sözcüğü sözlüklerde şu şekilde tarif edilir:  “Şeytan, ifrit, cin.  Masallarda geçen korkutucu varlık.”

 

Edebiyatta Dev Tasavvuru

Halk masallarında olduğu kadar halk şiir ve divan şiirinde de geçen motiftir. Dev motifi  daha çok olağanüstü irilikte insan bedenli bir yaratık ifrit olarak tasavvur edilen hayali bir varlıktır.

Dev motifi, Türk ve dünya masallarında, halk hikâye ve destanlarında gözükür.  Dev motifinin ilklerinden biri Sümer destanlarında geçer Gılgames, olağan üstü iri bir dev olarak betimlenir. Yunan mitolojisindeki  devler Kâinatı yaratan tanrı olan Uranos'un yarasından akan kandan meydana gelmiş yüz tane ele sahip, ayakları ejderha   olan yaratıklar şeklinde  tasavvur edilmiştir.  Bazı masallarda devler bir lambanın içine girebilecek kadar küçülüp, hapsolan kurtulunca da devasa bir  yaratık olan cin şeklindedir. ( Alaadin'in Sihirli Lambası ( 1001 Gece Masalları )  )

Türk masallarındaki devler  “bir dudağı yerde bir dudağı gökte “ insan azmanı yaratıklardır. Devlerin erkekleri gündüzleri işe gider, anaları evde kalır. Devler  insanları ve çocukları kaçırıp  saraylarında  veya evlerinde saklar. İnsan  eti yiyen devler uyanık insanları veya çocukları yemez, uyumalarını beklerler. Bazı devler Dede Korkut Hikâyelerinde olduğu gibi “ Basat’m Tepegöz’ü Öldürdüğü Özeti “Tepegözlü şeklindedir.

Eski edebiyatta dev veya div motifi Hz Süleyman ile birlikte sık sık geçer. ( bkz  Mühr-ü Süleyman ( Hz Süleyman’ın Yüzüğü- Hatem Yüzük ) Hz Süleyman ‘ın devlerle savaşması, yüzüğünü çalan devlerin başına dünyayı dar etmesi, yüzüğünün, mührünün ve içindeki yazıların  sayesinde hayvanlara, rüzgârlara, tabiat olaylarına cinlere ve  devlere hükmetmesi, devleri cinleri,  emrinde barındıran, onları asker gibi kullanan bir peygamber olması  divan şairlerinin kullandığı konulardan biridir.[1]

Ol Süleyman ki şükuhu  dive salmış rüstehiz
Bu Süleyman savleti küffarı etmiş   târmâr    Fuzuli

O Süleyman yüzüğünü  çalan deve dünyayı dar etmişti. Bu Süleyman (  Kanuni)  da saldırarak düşmanı darmadağın etti.

Eskiler  bir daire çizip  bu dairenin içine bazı dualar  yazarak (özellikle esma-i hüsnanın tamamını veya bir kısmını) okumak suretiyle birtakım hayaller, periler, cinler göreceklerini [2] (Onay 2000: 195) cinler periler ve devlerin bu daire içine girmeyeceklerini zannederlermiş. Tevratta geçen Hz Süleyman’ın  Mührü ve tılsımlı yüzüğü efsanelerinden kaynaklandığını düşündüğümüz  bu inançların izlerine divan şiirinde de rastlanılır.  Divan şairlerinin tasavvurunda dev, şeytan ve iblisle birlikte düşünülür.  Eski inanışlarda şeytandan iblisten ve devlerden korunmak için daire çizildiği ve bu dairelerin içine korunmak amaçlı tılsımlar yazıldığı Zati’nin bu beytinden anlaşılmaktadır. Hayatını şairlik ve rimelcilikle kazanan Zati’nin bu konulara vakıf olduğuna şaşmamak gerekir.  Peri, cin veya dev görmek için  önce  riyazet çekmek ( derviş olarak  kırk gün süren çileyi tamamlamak) daha sonra da  daire çizerek  içine  tılsım amaçlı yazılar yazmak gerektiği anlaşılmaktadır.

 

Şiirlerimizde Dev

Ey perî gâyetde korkarlar rakîb-i dîvden
Dâyire çizdükleri her dem budur ‘âşıklarun                        Zâtî (Tarlan 1970: 248)

Ey peri  dev gibi rakipten âşıklar çok korkar  ( sevgiliyi görmek rakibi de çember içine sokmamak için)  âşıkların daire çizmeleri ondandır.  

Riyâzetler çeküp esmâ okursın görmek istersin
Görinmezse sana Zâtî ‘acebdür ol perî-peyker            Zâtî (Tarlan 1967: 284)

Zâtî, peri gibi  güzel  sevgilisini görmek riyazet çekip daire çiziyor  buna rağmen sevgilisini göremezse bunun şaşılacak bir durum olmadığını söylemektedir:

Çizilen dairenin içine tılsımlı yazılar yazarak cin, dev ve perileri hem görüp hem de  periyi görüp çarpılmaktan kurtulmak inancı  Helaki’nin de bir şiirinde geçer.

Da’vet itme gönül ol hûr-ı perî-zâdı ko kim
Uğramaz dâyireye her niçe teshîr itdüm                     Helâkî (Çavuşoğlu 1982: 142) [3]

Helâkî de periye benzeyen sevgilinin her ne kadar sihre başvursa da bir dâireye benzettiği gönlüne gelmeyeceğini söyleyerek bu inanışa telmihte bulunmuştur.

Div- i buhlu hıtta-ı cûdunda olmuş recm için
Keff-i destin  asman- ı kilk- zerrinin şihap          Nefi.

Senin cömertlikteki avuçların gökyüzü gibi olmuş, altın kalemin ise   şimşek yalapları gibi cimrilik devine çarpıyor ve  onu taşlayıp  kovuyorsun.  Eskilerin inancında göktaşları, yıldız  kayması veya yıldız yağmuru, meleklerin devleri ve iblisleri kovaladığı şimşekler gibi düşünülmüştür. Nefi’nin bu beytinde bu inancın izleri bulunmaktadır.

 

 


HZ SÜLEYMAN İLE İLGİLİ LİNKLER VE BAŞLIKLAR

 

SÜLEYMAN PEYGAMBER İLE İLGILI UNSURLAR

SÜLEYMAN PEYGAMBER ÖZELLIKLERI RIVAYETLERI   

SÜLEYMAN VE İSRAIL KRALLIĞI HÜKÜMDARI KRAL ŞELOMON HAYATI HIZMETLERI  

ASAF ÂSEF KIMDIR HZ SÜLEYMAN'IN VEZIRI

HÂTEM VE HZ SÜLEYMAN’IN YÜZÜĞÜ

HÜDHÜD NEDIR İBIBIK VE HZ SÜLEYMAN’IN ULAĞI

MÜHR-Ü SÜLEYMAN NEDIR HZ SÜLEYMAN’IN HATEM YÜZÜĞÜ

HÜDHÜD NEDIR İBIBIK VE HZ SÜLEYMAN’IN ULAĞI

DEV NEDIR EDEBIYATTA VE ŞIIRLERDE DIV DEV

DAVUD PEYGAMBER ŞIIRLERDE HZ. DAVUT

İSHAK PEYGAMBER KISSALARI EDEBIYATIMIZDA HZ İSHAK

CEBRAIL CIBRIL ( ŞIIRIMIZDE CEBRAIL )

RÛHU’L-EMÎN NEDIR CEBRAIL

RÛHU’L KUDÜS KUTSAL RUH NEDIR YEHOVA BABA OĞUL VE TANRI’NIN RUHU

BELKIS SABA MELIKESI VE EFSANESI



KAYNAKÇA

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar