Mühr-ü Süleyman Nedir Hz Süleyman’ın Hatem Yüzüğü

23.03.2020
 
 
Mühr-ü Süleyman ( Hz Süleyman’ın Yüzüğü- Hatem Yüzük  )
 
Osmanlıca yazılışı : Mühr-ü Süleyman:  سلیمان مهر 
 

Süleyman peygamberin  Cebrail Cibril ( Şiirimizde Cebrail )  tarafından cennetten getirilen ve mühür olarak da kullandığı yüzüğüdür.  Hazreti Süleyman’ın yüzüğü eski edebiyatta Hatem Yüzüğü olarak da adlandırılmıştır.

Rivayetlere göre bu yüzük ilk önce Hz Âdem’e verilmiş, Hz Âdem ölünce bu yüzük  Cebrail tarafından geri Cennete götürülmüş,  daha sonra bu yüzük getirilerek Hz Davut’a verilmişti. Cebrail bu yüzüğü getirip Hz. Davut ’a teslim etmiş ve ona elindeki yüzükle birlikte on adet soru vermişti Cebrail   “Bu on soruyu çocuklarına sor ve içlerinden her kim soruların tamamına doğru cevap verirse yüzüğü ona ver," deyip gitmişti. Hz Süleyman' bu on sorunun onunu da bildiği için yüzüğün sahibi olmuştu.[1] ( BKZ  Âsaf- Âsef Kimdir. Hz Süleyman'ın Veziri )

Davut’a gelen bu yüzük, bu şekilde Hz Süleyman’a geçmişti. Bu yüzüğün üzerinde  “îsm-i Âzam “ bir köşesinde “El mülkü lillah” (Mülk Allah’ındır) yazıyordu.[2]  HZ Süleyman bu yüzük ile    “Devleri, Perileri, Âdemoğullarını, yelleri, kuşları, canavarları, dünyada ne ki varsa hepsini buyruğu altına alıyordu. “ [3] Hz. Süleyman’ın bu yüzüğüne İslam dünyasında Süleyman’ın mührü adı verilmiş;  Yahudiler,  Davud Yıldızı (Davud Mührü, Davud Kalkanı) adlarını vermiş,  batı dünyasında ise bu yüzüğe Seal of David’, ‘Star of David’, ‘Davis’s Sheald’ ‘Magen David’ adlarını vermişlerdir. [4] ( bkz : Hâtem ve Hz Süleyman’ın Yüzüğü)

Bu yüzük Hz Süleyman’a geçince Hz Süleyman bu yüzük sayesinde tüm hayvanlara hükmetme ve tüm hayvanlar ile konuşma, tüm mahlûkatı emri altına alma kudretini kazanmıştı. Hatta bu yüzük sayesinde devlere bile hükmediyordu. Rivayete göre üzerinde îsm-i A'zam yazılı olanbu mühür ve yüzüğün taşı kibrît-i ahmerden yaoılmıştır.  Rivayete göre  Hz Süleyman bu yüzüğü hiçbir zaman çıkarmıyor, parmağında taşıyor, aynı zamanda bu yüzüğü mühür olarak da kullanıyordu.  “Süleyman Peygamber bu yüzüğü sadece abdesthâneye giderken çıkarır, veziri Âsaf’a ya da hanımına emanet edermiş. Yine bir gün bu yüzüğü hanımına vermiş, Hz. Süleyman dışarıda iken bir cin onun kılığına girip yüzüğü almış. Biraz sonra gelip mührü isteyen Süleyman’ı sahtekârlıkla suçlamışlar ve saraydan çıkarmışlar. Yüzüğü alan dev ise onun yerine geçip hükümdar olmuş.” [5]

Kralıktan atılan  Süleyman  bir sahil kasabasında çalışmaya başlamış. Dev ise bu yüzüğü bir daha kimsenin eline geçmesin diye kaldırıp  denize atmış.  “. Günlerden bir gün Süleyman bir balıkçının tuttuğu balıkları taşımış, balıkçı da bu hizmetinin karşılığı ona büyükçe bir balık vermiş. Süleyman akşam balığı yemek için karnını yarınca kendi yüzüğünü görmüş” [6] Böylece  yıllar sonra kaybettiği yüzüğü tekrar bulan Hz Süleyman idareyi yeniden eline almış . ( BKZ ( BKZ  Âsaf- Âsef Kimdir. Hz Süleyman'ın Veziri )


Rivayetlere göre bu yüzüğün üzerinde yazılar ile birlikte çapraz konulmuş olan iki eşkenar üçgen vardı. Bu üçgenler çapraz konulunca altı köşeli bir yıldız oluyordu. Yahudiler bu işaretteki her bir açının bir peygamberi işaret ettiğine inanmışlardır. Bu peygamberler ise Hz. İbrahim, İshak, Yakup, Mûsâ, Harun ve Davud Peygamberlerdir. [7]


DİVAN EDEBİYATINDA SÜLEYMAN’IN YÜZÜĞÜ

Divan şairleri bu yüzüğe hatem yüzüğü de demişler, bu yüzük pek çok sebepten dolayı şiirlerimizde ve eski eserlerde yer almıştır. Eski edebiyatta bu yüzük tılsımlı olarak bilinir. Sırrını okumak bilmek de mümkün olmadığından bu yüzük veya mühür, sevgilinin ağzına ve dudağına benzetilir. Hz Süleyman’ın bu yüzük sayesinde devlere, tüm mahlûkata hatta rüzgârlara hükmettiği, kuşdilini vb bildiği konu olarak da geçer.

Yüzüğün sevgilinin ağzına benzetilmesi, lal ile birlikte söylenmesi,  sevgilinin dudağının da renginde dolayı lal taşına benzetilmesi ile  bu yüzüğün lal taşları  ile süslenmiş olduğunun düşünülmesi ile ilgili olmalıdır.

Bedel olmaz buña zirâ ki senüñ nâmuñadur
Tutamaz mühr-i Süleymân yirin âher hâtem    Baki'[8]


Bu dehr-i Ehremen mûrum Süleymân’umdan ayırdı
N’ola taşlar basarsam bagruma hâtem gibi her bâr     Zati [9]

Leblerin mühr-i Süleymân oldugıyçün ey perî
Her yâneden ejdehâlardır ııigeh-bânın senin    Necatı

Gözlerüñ ‘aksi ile bu çeşm-i hûnînüm benüm
Husrevâ bir la‘l hâtemdür ki bâdem kaşlıdur    Gelibolulu Sun’î[10]


Hatemi la’lün öpen mülk-i bedehşândan çıkar
Ârzû-yı hüsn ile iden dostum cândan çıkar       Revani ( 16 Yy) [11]


Ey perî-çihre lebüñ mühr-i Süleymândan yeg
İns ü cin emrüñe me’mûr bugün begsin beg   EMRÎ

Revânî ‘ârif ol elden düşürme hâtem-i câmı
Bilürsin kalmamışdur çün cihân mülki Süleymâne  Revânî

Rüzgâra sordum: Neden Süleyman'a hizmet edersin?
Dedi: Mühründe Ahmed adı kazılıydı da ondan   [12]

 

HZ SÜLEYMAN İLE İLGİLİ LİNKLER VE BAŞLIKLAR

İLGİLİ SAYFALAR VE LİNLERİMİZ

 

 KAYNAKÇA

[12] Hakîm Senâî Gaznevî,Dîvân- ı Hakîm Senâî , haz. Müderris Razavî, Kitâbhâne-i İbn Sînâ, Tahran 1341, s. 16

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar