Rembrandt_Harmensz._Ishak'ın Kurban edilişi
Hz İbrâhîm Kıssaları ve Edebiyatımızdaki İzleri
Osmanlıca yazılışı; İbrahim : اِبراهیم
İbrahim peygamber, Kuran – ı Kerim'de, diğer kutsal kitaplarda, dini metinlerde ve edebiyatta adı çok sık geçen bir peygamberdir. Hakkında yazılanlar, kıssalarda anlatılanlar ve dini metinlerden çıkarılacak sonuçlara göre: İslamiyet’te kurban bayramının oluşmasına vesile olan, Arap ve İsrail oğullarının ( dolayısı ile Arap ve İsrail alfabelerinin de membaı) ve bunlara gelen peygamberlerin de atasıdır. Dini metinlere göre: oğlu İshak’ın soyundan İsrailoğulları peygamberleri; (,Hz Davud Hz Yakup, Hz. YUSUF , - Hz. Musa ), oğlu İsmail’in soyundan da Hz Muhammed dünyaya gelmiştir.Hz İbrahim KıssalarıHz İbrahim ve kıssalarına bir başka açıdan baktığımızda; aktarılanların özünde İsrailoğulları ile Arapların bir babadan ama iki farklı anadan iki kardeş millet oldukları düşüncesi ortaya çıkmaktadır. Bu kıssalarda Arap ve İsrail ırklarının bir kökenden geldiği anlatılırken Babil, Keldani , Mısır ve Nemrud soylarının ayrı ve rakip halklar olduğu da vurgulanmıştır. Nitekim Sami ırklarının Nuh’un "Sam, Ham ve Yafes" adlı üç oğlundan Sam’ın soyundan geldiğini savunan düşünce, Hami- Sami dilleri ile alfabelerinin köken birliği ve benzerliği ile de örtüştüğünü belirtmektedir."Ulü'l-Azm” (azm sahibleri) olarak anılan beş büyük peygamberden ( Hz Muhammet, Hz. Nuh, Hz İsa, Hz Musa ) biri[1] olan Hz İbrahim hakkında Kur'an-ı Kerim'in (bkz. Bakara1127, En'am/74-79, Enbiya/58- 70, Saffat/9 1-107, İbrahim/37, Hud/73, Zariyatl3o, NahI/ 123) surelerinde bilgiler verilmiştir.
Hz İbrahim'in hayatı hakkında dini kitaplarda ve metinlerde yazılan birçok kıssa bulunmaktadır. Bu bilgilere göre Hz. İbrahim’in öz babası Taruh, annesi ise Ûşâ’dır ( farklı kaynaklarda Ûşâ, Nûnâ ve Ebyûnâ olarak da geçer) . Öz babası Taruh, Hz İbrahim anne karnında iken vefat etmiş, bu nedenle annesi Uşâ, eşi Taruh’un kardeşi Azer ile evlendirilmişti Bu nedenle Hz İbrahim, amcası Azer üvey babası iken dünyaya gelmişti. Kur’ân-ı Kerîm’de de babasının adı Âzer olarak geçmekte ve onun putperest olduğu bildirilmektedir (el-En‘âm 6/74)
Beşerin böyle delaletleri var
Putunu kendi yapar kendi tapar. Tevfik Fikret
Hz İbrahim’in hayatı hakkında müstakil eserler de yazılmış, hakkındaki rivayetler derlenerek kitap haline getirilmiştir. (Abdülvasi Çelebi Halilname Dasitanı İbrahim Mesnevileri Özeti- )Hz İbrahim’in amcası ve üvey babası Azer, put yapıp satmakla geçinen, diğer rivayete göre de Nemrut’un veziri olan biridir. Hz İbrahim doğmadan üç gün önce Müneccimleri, Nemrud’a “üç gün içinde doğacak bir çocuk, yeni bir din getirecek ve senin saltanatını yıkacaktır “ der.
Bunun üzerine Nemrut hamile kadınları bir yere toplar ve doğacak bütün erkek çocukların öldürülmesini, ayrıca erkeklerin eşlerinden uzaklaştırılmasını, iki yıl müddetle doğan bütün çocukların öldürülmesini emreder. Fakat annesi, Kûsâ civarında bir mağarada onu gizlice doğurur ve kocası Azer’e de çocuğun doğduğunu, öldüğünü ve toprağa da gömdüğünü söyler. [2] ( diğer bir rivayette ise Nemrut üç gün boyunca kadınların erkeklerle ilişkiye girmesini yasaklamış, iki yıl boyunca doğacak olan tüm erkek çocukların öldürülmesini emretmiş, Fakat Azer’in karısı, Azer'i tahrik ederek onunla ilişkiye girmiş ve Azer’den gebe kalmıştır)
Annesi Hz İbrahim'i mağarada bırakıp ara ara gidip emzirmekte, dişi bir geyik de gidip gelip bu çocuğu emzirerek büyütmektedir. Bir süre sonra yasaklar unutulunca annesi eve getirir ve ona "İbrahim" adını verirler.
Küçük İbrahim puta tapan Babil halkına hayret etmekte ve putların Tanrı olmayacağını düşünmekte, Yıldızlar, Ay ve Güneş’e bakarak "Acaba benim Tanrım bu mu?" diye merak etmektedir. En sonunda doğup batan, sönüp giden ve insan eliyle yapılan şeylerin Tanrı olmayacağına karar verir. Babası onu put satmak için çarşıya gönderir ama "İşe yaramaz putları alan var mı?" diyerek putları ipe bağlayarak sürükler. Bunun üzerine halk onu babası Azer’e şikâyet eder. Babasından azar işiten İbrahim evi terk eder.
Putperest devrinde İbrahim Halil,
El hayâyı minel iman ar dedi.
Aya güne Tanrı dedi olmadı
Bunları yaratan biri var dedi İlhami Demir
Keldânî kavmi, bir gün bayram yapmak üzere bir yere gittiği zaman Hz.Ibrahim, mabede girip balta ile Keldanilerin tapındığı yetmiş putu da kırar. Baltayı da en büyük Put’un boynuna asar. Halk geri dönüp putlarının kırıldığını görünce onu sorguya çekerler. Hz İbrahim de , “ bu işi en büyük putun yaptığını, çünkü baltanın onun boynunda asılı olduğunu “ söyler. Halk, bu işi büyük putun yapamayacağını söyleyince "O halde konuşamayan ve size hiç bir fayda ve zararı dokunmayan, diğer putları bile kıramayan putlara ne diye tapıyorsunuz?" der.[3]
Sen halilin hüsn-ü can -bahşında iman buldular
Secde kıldılar but-i bî- cana kim Azer düzer Şeyhi
İbn-i Azer Kabe’yi asnamdan tahtir edip
Makdem’in şevki ile etti Ka’betullah’ı bina İzzet Molla
Bunun üzerine Nemrut, büyük bir ateş yaktırır. “ Ateşin yalımı havadan geçen kuşları bile yakmaktadır… Şehir halkı bu sıcağa dayanamayıp kaçar, çıkan dumandan ay ve güneş bile gözükmez”[4] Bir mancınık ile onu ateşe attırır. Cebrail onu havada tutup ne istediğini sorar. O zaman İbrahim, "Ben Allah'ın kuluyum, dileğim O'nadır, sana değildir, Allah ne dilerse yapsın" [5] cevabını verir.
Ateş günlerce yanar ama ateşe atılan İbrahim bir gül bahçesine düşmüştür. ( Urfa Balıklı göl efsanesi bu kıssaya dayanmakta ve olayın Urfa’da olduğunu iddia etmektedir. Bu kıssa Kuran’ı kerim ‘de de bu şekilde anlatılmaktadır. En-am sursi- 74-79. Ayetler - Enbiyâ sûresi:69) Ateşte yedi gün kalan Hz. İbrahim gül bahçesinden çıkınca mûcizeyi görenlerin bazıları Hz. İbrahim’e iman eder.
Fakat zâlim Nemrûd ve putperest ahâli küfürlerinden vazgeçmez. Bunun üzerine -Allah'ın cezası olarak- Nemrud’un burnunun içinden beynine bir sinek girer. “Bu sinek Nemrud’a uzun zaman azap ve ıztırap verir hatta bu ızdıraptan kurtulmak için Nemrud başını tokmakla dövdürmeye başlar. Sonunda kafasına taş vura, vura, tokmak vurdura vurdura delirip ölür.”[6]
Hz İbrahim bunun üzerine Babil'i terk eder. Kitâb-ı Mukaddes ve İslâmî kaynaklara göre de Hz. İbrâhim eşi Sâre, yeğeni Lût ve diğer adamlarıyla Nemrûd’un ülkesini terk edip, önce Harran’a ve Ürdün’e oradan da Mısır’a gitmiştir.
Hz İbrahim'in Ateşe atılması ve İsmail'i Kurban etmesi
Hz İbrahim Mısır Sara Firavun İsmail Kıssaları
Mısır’da bulunduğu sırada can güvenliği kaygısıyla eşini kız kardeşi olarak tanıtır. Mısır Hükümdarı Hz İbrahim’in güzel eşi Sara’ya sarkıntılık eder. Fakat nefesi daralarak yere düşer ve vücuduna felçler gelir. Firavun, Hz İbrahim’e yalvararak kendisini kurtarmasını ister. Hz İbrahim de onu kurtarır ve Firavun ona Hz Hacer'i cariye olarak vererek Mısır’dan çıkmalarını rica eder.
Sara'nın da Hacer’in de çocuğu olmamaktadır. İbrahim Allah'a yalvarıp kendisine bir evlat vermesini niyaz eder. Eğer duası kabul olursa ilk evladını ona kurban edecektir. Bir müddet sonra Hacer'den İsmail doğar. Bu doğumdan sonra Sara ana, Hacer anayı kıskanmaya başlar. Bunun üzerine Sara'nın da oğlu olur ve ona da İshak adı verilir.
İsmail 7-8 yaşlarına gelince gaipten bir ses İbrahim'e oğlunu kurban edeceği sözünü hatırlatmıştır. Bunun üzerine Hz İbrahim oğlu İsmail’i bir koyun gibi süsleyip kurban etmeye götürür. Bıçağını bir kaç defa İsmail’in boğazına sürerse de bıçak İsmail'i kesmez. Keskin bıçağını taşa sürmüş, taş kesilmiş, fakat taşı kesen bıçak İsmail’in boğazını kesmemiştir. 0 sırada Cebrail ona bir koç getirerek İsmail’in yerine bu koçu kurban etmesini söyler. ( Bu kıssa, Müslümanlıktaki kurban bayramının vesilesi olmaktadır)
Hz İbrahim, Hacer ile Sara`yı birbirlerinden ayırmaya karar vermiştir. Hacer ile İsmail'i Mekke civarına bırakır. Burada iken “Ka'be'yi bina etme emri ulaşır” Ka'be Nuh Tufanı sırasında göğe çekilmiş (Beyt-i ma'mur) ve yeri boş kalmıştı. Bunun üzerine İbrahim ile İsmail Ka'be'yi, Hacer'ül Esvedi buldukları yerde, yeniden bina etmiştir. Kurban olmaya rıza gösteren İsmail, Arap iklimine böylece sultan olmuştur.
Geri dönen Hz İbrahim diğer eşi Sara ve İshak’ı alıp Filistin’e gelir. Kıssalara göre 125 yaşında iken sünnet olur. Filistin'deyken İbrahim, Seb‘a (Şeba) denilen yerde [7]bir kuyu kazmış halk onun açtığı bu kuyudan su içmeye başlamıştır. Fakat zamanla İbrahim’e kötü davranmaya başladıklarından, Hz. İbrahim oradan ayrılmış, o kuyu da kurumuştur. [8] 0 zaman halk dönmesi için ona çok yalvarmış İbrâhim, geri dönmemiş ise de onlara yedi keçi vermiş ve bu hayvanları sularken kuyunun suyunun tekrar çıkacağını söylemiştir. (Taberî , I, 247-248).
Daha da yaşlanınca saçı ve sakalları da ağarmaya başlar. Rivayete göre saçı ve sakalı ağaran ilk insan ve peygamber de Hz İbrahim’dir. [9]
İsrailoğulları peygamberlerinin atası olan Hz İbrahim, oğlu İshak ve eşi Sare ile burada yaşarken Rivayetlerin bazılarına göre 175 bazılarına göre de 200 yaşında iken ölmüş ve Kudüs yakınlarındaki "Halilürrahman" kasabasındaki bir mağara içerisine eşi Sare ile beraber gömülmüştür.[10]
Hz İbrahim yazı indirilen peygamberler arasındadır. Hz. İbrâhim’e(eş-Şûrâ 42/13), (en-Necm 53/36-37; el-A‘lâ 87/19). on sahîfe indirildiği, bunların mesellerden ibaret olduğu bildirilir. (Taberî, I, 313).
HZ İBRAHİM HAKKINDA ANLATILAN DİĞER KISSALAR
Kıssalarda Hz İbrahim, sofrasında misafir olmadığı zaman yemek yemeyen bir peygamber olarak anlatılır. Bu nedenle onun adı, bereketli sofralarla anılmış, "Halil İbrahim bereketi" veya "sofrası" olarak dile getirilmiştir.
İlk defa sakal İbrahim Peygamber'de ağarmıştır, Daha önce sakal ağarmazmış. Peygamberimiz onun hakkında "Atalarımdan bana en çok benzeyen odur. Buyurmuştur. İbrahim'in lakabı Hanif idi.
Yüz yirmi yaşında kendisini sünnet ettirmiştir. Yuz yetmiş beş yaşında vefat etmiştir. Kabri Habrun'dadır. İki oğlunun ikisi de peygamber olup İshak soyundan İsrail oğulları peygamberleri; İsmail'in soyundan da Hz. Muhammed gelmiştir. İbrahim'e Allah tarafından ilahi nizam olarak 20 sahife indirilmiştir.
Hz İbrahim Edebiyatta yukarıda anlatılan kıssaların tümü ile anılmış, hilyelerde de ondan söz edilmiş hatta hakkında müstakil eserler de yazılmıştır. ( Bkz Abdülvasi Çelebi Halilname ve Dasitanı İbrahim)
Hakkında “Göklerin ona açılması, arşı görmesi, arzın tabakalarını seyretmesi, günah işleyenlere beddua etmesi” gibi başka efsaneler de vardır.
Şiirlerimizde Hz İbrahim ve Kıssalar
Dü İbrahim amed be -deyr-i cihan
Yeki püt -şiken şnd yeki put-nişatı Figânî
Aceb mi şah-ı cihana desem Halilullah
Ki oldu cümle gani vü fakir mihmanı Yahya Bey
Mukarrerdir bir arif gönlü yapmak Ka’be yapmakdan
Revadır Ka'be. bünyad edesin şahım Halil-asa Nev’î
Ayan etmek icin asar-ı aşkı
Halil'e, ateşi gülzar edersin Hersekli Arif Hikmet
Kızarmış terleyip ruhsarun ey meh tab göstermiş
Halil-asa cemalin ateş icre ab göstermiş Ruhsârî
İtın-i Azer Mekke'yi esnumdan tathir edip
Makdemin şevkiyle etdi Ka'betullah'ı bina İzzet Molla
İLGİLİ SAYFALAR VE LİNLERİMİZ
Musa Peygamber Hayatı Mucizeleri Firavun Haman Hızır ve Musa
Haman Kimdir Haman Firavun ve Hz. Musa
Tâlût Kimdir Hz Davud ve Calud
Hz. İsmail Kimdir Kıssaları Edebiyattaki Yeri
İshak Peygamber Kıssaları Edebiyatımızda Hz İshak
İlyas Peygamber Kimdir Kıssaları ve Edebiyatta İlyas
Hz. İbrahim ve Kıssaları Edebiyatımızdaki İzleri
Eyyup Peygamber Hz Eyüp Kıssaları
İdris Peygamber Kimdir Hakkında Rivayetler ve İcatları
İlyas Peygamber Kimdir Kıssaları ve Edebiyatta İlyas
İsâ Peygamber Şiirlerimizde Hz İsa
Lût Peygamber Sodom ve Gomore Lut Gölü
Nebî Peygamber ve Resul Nedir Nebi ve Resul’un Farkları
Hz. İbrahim ve Kıssaları Edebiyatımızdaki İzleri
Davud Peygamber Şiirlerde Hz. Davut
Mucize Nedir Peygamber Mucizeleri
KAYNAKÇA
[1] Ömer Faruk Harman, İBRÂHİM, TDVİA cilt: 21; sayfa: 269
[2] https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/post/abdulvasi-celebi-halilname-dasitani-ibrahim/77597
[3] https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/post/abdulvasi-celebi-halilname-dasitani-ibrahim/77597
[4] V. Mahir Kocatürk, Edebiyat Tarihi, MEB, Ank. 1970, shf 204 ( Halilname, Afyon Nüshasından İktibas)
[5] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü.
[6] https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/post/abdulvasi-celebi-halilname-ve-dasitani-ibrahim/77596
[7] Ömer Faruk Harman, İBRÂHİM, TDVİA cilt: 21; sayfa: 269
[8] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü.
[9] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü.
[10] Ahmed Cevdet Paşa, Peygamberler Tarihi