ÖZET
Yazıda “Peyami Safa- Fatih Harbiye ” romanı hakkında bilgiler, romanının özeti, romanın konusu, ana fikri, romanın kahramanları, romanın olay örgüsü, romanın yazarı, “Peyami Safa- Fatih Harbiye ” hakkında bilgiler “Peyami Safa- Fatih Harbiye “ romanın şahıs kadrosu yazarın diğer romanları, “ Peyami Safa- Fatih Harbiye “ adlı eserden alıntılar yer alır. Eser hakkında yorumlar, romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
FATİH HARBİYE HAKKINDA
Fatih-Harbiye, Peyami Safa tarafından yazılmış ve romanın ilk baskısı 1931 yılında yapılmıştır. Eser adını Fatih ve Harbiye semtleri ile aralarındaki tramvay hattından almıştır.
[1] Fatih, semti geleneksel, muhafazakâr yaşamı, Harbiye ise İstanbul’un batılı ve alafranga yüzünü temsil etmektedir. Romanın 1927 yılında yaşandığı düşünülen gerçek bir olaydan esinlenilerek yazıldığı da söylenmektedir.
[2]
İlk basıldığı yıllarda fazla ses getirmeyen roman sonraki yıllarda Peyami Safa’nın en önemli romanlarından biri olarak kabul edilmiş ve özellikli 1960 lı yıllardan sonra peş peşe ve defalarca kez farklı yayıncılar tarafından pek çok kez basılmıştır.
[3]
Fatih Harbiye’nin konusu Tanzimat’tan beri süregelen Yanlış batılılaşma, kültürel yozlaşmanın zararları gibi kadim bir konuyu içermektedir. Fakat bu romanda yazar Roman modern bir hayat ile geleneksel eski değerlere bağlı bir hayat arasında bocalayan Neriman’ın bocalamaları ve yaşadığı psikolojik ve kültürel çatışmaları ile ele almış, eserine psikolojik bir boyut da katmıştır. Neriman bu çatışmaların odağında yaşayan, şark kültürünü temsil eden bir aile yapısı içerisinde büyüyen ama Harbiyeli olmaya özenen bir kızdır. Bir yanı ile hâlâ şarklı olan kızın, kendini bir garplı kalıbına sokma hevesi ve ortaya çıkan ruhsal çatışmaları onun mutsuzluğunun odak noktasıdır.
Safa’nın diğer romanlarının konusunu da teşkil eden Doğu ile batı arasında yeni bir kimlik inşası arayışı onun romanlarındaki kahramanlarının mutsuzluklarının temelini teşkil etmektedir. Peyami Safa’nın diğer eserlerinde de sık sık karşımıza çıkan bu temayı en iyi işleyen romanlarından birisi bu romanı sayılmaktadır.
Peyami safhanın romanlarında kadınlarla erkeklerin mutsuzluklarını hem kaynak açısından hem de mutsuzluğun yansıma biçimi açısından farklıdır. Kadınlar, Avrupai yaşama isteklerinden ve geleneksel yapılardan uzaklaşmalarından ve irsiyetlerindeki olumsuzluklardan dolayı mutsuz olmaktadırlar. Erkekler ise özellikle kadınlar üzerinde egemen olan bu değişimden, yaşadıkları düşünsel çatışmalardan, çözülen ahlakilikten ve yine irsiyet arızalarından dolay mutsuz olmaktadır.
[4]
Roman , oldukça sevilmiş, pek çok kez baskı görmüş MEB tarafından okunması gereken Yüz Temel Eser listesine de alınmış, 1990 yılında aynı adla televizyon dizisi olarak da uyarlanmıştır.
KONU
Roman geleneksel Türk tipi eğitimi ile yetişen Neriman, aldığı eğitime rağmen batılı yaşamın büyüsüne kapılarak ailesinden, geleneklerinden, semtinden ve insanlarından kopmaya başlar. Bu kopuş Harbiye ve Şişli de gördüğü batılı yaşama duyduğu özentiden kaynaklanır. Bu özenti onu doğuya ait olan ne varsa her şeyden koparmaya, batılı yaşama dair ne varsa ona doğu yönelme şeklinde cereyan eder.
Batılı yaşama kavuşma hevesi, sevgilisi Şinasi’den kopma, batılı yaşamı temsil eden Macit’e yönelme şekline dönüşmüştür. Neriman bu kopuşun sonrasında artık nihai kararını vermek, Fatih ile Harbiye, Şinasi ile Macit, ailesi ile batılı yaşam arasında bir tercih yapacağı bir noktaya gelmiştir.
[5]
ANLATIM DİL VE ÜSLUP
Roman gözlemci bakış açısı ve sentezler de yapan üçüncü şahıs aktarımı ile anlatılmıştır. Gözlemci, olaylara dahil olmayan, Neriman, Şinasi, Macit ve Faiz beyin düşüncelerini de okuyarak analiz edip bize aktaran bir anlatıcıdır.
Anlatıcı olayları netleştirmek için doğu, batı; Fatih Harbiye,; Şinasi, Macit çelişkilerini ortaya koyarak aktarır. Neriman, Şinasi, Macit aşkları etrafında anlatılanlar batının bilim ve sanatına değil, yaşama şekli ve tavırlarına yönelmelerin insanların ruhlarında oluşturduğu çatışmaları ve geleneklerden kopmanın bir çeşit kendinden kopma olduğu tezini belirginleştirecek zıtlıkları ortaya koyarak ana fikri netleştirmek amacına yönelik olarak seçilmiştir.
Romandaki anlatıcı, dış betimlemelerden çok iç gözleme, önem veren ruhi tahliller yapmayı seven, eski dilden kelimeleri de kullanmaktan kaçınmayan bir dil ve üsluba sahiptir. Roman didaktik bir gaye, telkin edici bir dil ve üsluba sahiptir.
[6]
ÇATIŞMALAR
Yanlış batılılaşma, geleneklerin önemi, huzur ve sağlıklı bir ruh hali için kendine yabancılaşmamak gerektiği, ruhsal sağlık için çevre ile uyum sağlayabilmenin önemi gibi bireysel ve sosyal temaları işleyen romanda ki bu temalar zıt mekânlar, kişiler, çevreler, karakterler ve yönelmeler şeklinde oluşturulur.
Doğu ve batı kültürü çatışmasını temel konu olarak ele alan roman bu çatışmayı, doğuyu ve batıyı temsil eden kişiler, yerler ve çevreler çatışması şeklinde vermiştir.
Fatih semti doğuyu, Harbiye ve Şişli batıyı temsil ederken, Bu semtlerde yaşayan insanların kültürel farklılıkları ve çatışmaları bu iki farklı mekân unsurlarının çatışması halinde işlenir. Neriman, Fatih’te doğan yüzünü Beyoğlu’na çeviren ve iki semt ve kültürü arasında bocalayan bir genç kızdır.
Şinasi, Fatihli kalmayı tercih eden Şişli ve Harbiye’dekilere karşıt bir pozisyonda yer almıştır. Batıya karşı değil, ama kültürel yönden milli özelliklere sahip çıkan sağduyulu bir gençtir. Harbiye, ona göre batı kültürünün yozlaşmış tarafıdır.
Macit batılı yaşamı ve kültürü temsil eden bir gençtir. Fatih’in kültürel muhiti ile Harbiye’nin kültürel muhiti, doğu, ile batı, eski ile yeni, yozlaşma ile Batılılaşama veya geleneklere bağlı kalarak batılılaşma düşüncelerinin çatıştığı mekanlar ve sosyal çevreler olarak karşımıza çıkar.
ROMANIN TÜRÜ
Geleneklerden koparak özentili olmanın kişilerin ruh dünyası, davranışları ve hayatlarında yaratacağı sarsıntıları ele alan Psikolojik bir romandır. Toplumsal değişimleri ferlerin ruh dünyasında oluşturduğu fırtınalar halinde incelemesine rağmen ele alınan bu konu sosyal bir sorun olarak da karşımızda durmakta olduğundan bu romanı sosyal bir psikolojik roman olarak da değerlendirmek mümkündür.
Romandaki mesajlar bireyler örnek verilip topluma iletilmekte, bireylerin örneği ile toplumsal bir sorun ele alınmaktadır.
ROMANIN MEKANLARI
Romandaki olaylar Fatih, Harbiye, Şişli ve Beyoğlu’nda geçmektedir. Fatih, Müslümanların oturduğu, doğuyu temsil eden tarihi bir mahalledir. Evleri, sokakları, camileri, mescitleri ile tam bir geleneksel Müslüman mahallesidir. Harbiye, Şişli ve Beyoğlu genelde gayrimüslimlerin oturduğu, batılı yaşamın çöreklendiği, bu tarz yaşantıdaki insanlar ve mekânlarla dopdolu, batıyı temsil eden semtlerdir. Fatih ve Harbiye ikisi de İstanbul’un Avrupa yakasında ama kültürel yönden birbirlerinden çok çok uzak semtlerdir. Fatih’ten Beyoğlu’na tramvayla kısa bir sürede gidilebildiği halde bu iki semt kültürel yönden doğu ile batı kadar birbirlerinden çok uzak iki semttir.
ROMANDAKİ ZAMAN
1930 lu yıllar, Tanzimat’la başlayan batılılaşma hareketlerinin iyice alevlendiği, Türk tipinde ve cemiyetinde farklılıklar oluşmaya başladığı bazı Türklerin batı medeniyetini, doğu medeniyetinden üstün görmeye başladığı bir zamandır. Romandaki olaylarda işte bu zamanlarda geçmektedir.
Kitapta geçen olaylar on gün içinde olmaktadır. Ara sıra anlatım içinde eski günlere dönülmekte ve o günler anlatılmaktadır.
[1] Filiz Aygündüz, Fatih ve Harbiyenin bugününü anlamak, https://www.milliyet.com.tr/fatih-ve-harbiye
[2] Filiz Aygündüz, Fatih ve Harbiyenin bugününü anlamak, https://www.milliyet.com.tr/fatih-ve-harbiye
[6] Berna USLU, PEYAMİ SAFANIN ROMANLARINDA MUTSUZLUĞUN KAYNAKLARI, BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ,YÜKSEK LİSANS TEZİ, Balıkesir, 2009