Güneşi Uyandıralım Hakkında ve Özeti J.Mauro De Vasconcelos Hayatı

12.05.2015
 
Yazıda “Güneşi Uyandıralım -Vamös Aquecer o Sol-  Jose Mauro De Vasconcelos’un “romanı hakkında bilgiler, romanının özeti,  romanın konusu, ana fikri,  romanın kahramanları, Güneşi Uyandıralım “romanın olay örgüsü,  romanın yazarı, Jose Mauro De Vasconcelos’un “hayatı, Güneşi Uyandıralım “romanın şahıs kadrosu  yazarın diğer romanları,  , eserden alıntılar yer alır.  Eser hakkında yorumlar,  romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
 
 ROMAN HAKKINDA 
 
Güneşi Uyandıralım adlı roman Şeker Portakalı (My Sweet Orange Tree)adlı eserin de yazarı olan Jose Mauro De Vasconcelos’un bir  romanıdır. Roman, Şeker Portakalı  romanının devamı niteliği taşır bu yüzden  romanın ana kahramanı olan Zeze adlı çocuk bu romanın da kahramanıdır. Özgün adı Vamös Aquecer o Sol olan eser dilimize “Güneşi Uyandıralım “adı ile tercüme edilmiştir.
 
José Mauro De Vasconcelos  “Şeker Portakalı (My Sweet Orange Tree) [1] adlı romanının çok sevilmesi üzerine  Zeze,  karakterinin serüvenlerini i içsel  ve dış dünyadaki maceraları nı yine Zeze’nin gözünden okurlarına ulaştırır.
 Brezilya'nın Minas Gerais bölgesinde yaşayan fakir bir ailenin beş yaşındaki oğlu olan ve çok geniş bir hayal gücüne sahip olan Zeze adlı bir çocuğun  kahramanı olan bu romanı da Zeze’nin izlenimlerini, hayallerini, çocukluk yıllarını konu edinmektedir. Yazarın bu romanı da yazarın kendi biyografisinden önemli kesitler sunmaktadır. Bu roman Vasconcelos’un çocukluğunun özeti olmasının yanısıra  çocukluk yıllarındaki duygular ve hayal dünyasından da  derin izler taşımaktadır.  Şeker Portakalında, fakir bir aile çocuğu olan  “günün birinde acıyı keşfeden küçük…”,  Zeza’nin çevresindeki insanların hayatlarını algılamaya çalışması, onun hüzünlü dünyasını ve  hayatın acılarını yaşayarak öğrenişi dile getirilmiştir. Yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanları bir ölçüde Şeker Portakalı adlı romanının devamı niteliğindedir. Şeker Portakalı ile çocukluk yıllarını anlatan yazar, “ Güneşi Uyandıralım”  ve “Delifişek “ adlı romanları ile gençlik yılları ve olgunluk dönemini anlatan üç kitaplık bir seri oluşturmuştur. [2]
 
"Şeker Portakalı"nın kahramanı "Zeze", işte yine karşınızda. Gözlerinin içi yine ışıl, ışıl, yüreği yine sevgi dolu. Ama hüzünleri, biraz daha büyümüş bir çocuğun hüzünleri. Küçüklüğündeki küçük "Şeker Portakalı" yok, ama bu kez de yüreğinde sevgili kurbağa'sı var. Zengin ve aşırı alıngan bir aile onu evlat edinmiştir. Ama Zeze, babalığının iyi niyetli davranışlarına bir türlü karşılık verememektedir. Evdeki tek dostu, aşçı Dadada'dır. Bir de düşlerindeki, yeri hiçbir zaman doldurulamayacak olan, yüreğine sokulup yerleşen kurbağası ve filmlerde görerek gerçek babasının yerine koyduğu ünlü Fransız şarkıcı ve oyuncu Maurice Chevalier vardır. Çok parlak bir öğrencidir Zeze. Şimdi ergenlik dönemindedir; sinirlidir, huysuzdur. Üstelik sırılsıklam âşıktır. Şeker Portakalı'nın devamı olan Güneşi Uyandıralım'ı da çok seveceğinizi biliyoruz. Bu kitabın da devamı var: Delifişek. O kitapta Zeze'yi daha da büyümüş bulacak, artık onun delikanlılık serüvenlerini izleyeceksiniz.” (Arka Kapak)
 
ÖZET: 

Zeze'nin  yoksul  ailesi O'nu,  iyi bir eğitim alması ve   iyi bir  hayat sürmesi amacıyla  Zengin  bir aileye evletlık vermek zorunda kalmıştır.  Fakat  Zeze’nin evlatrlık verildiği aile   oldukça zangin olmasına rağmen diğer bazı açılardan olumsuz yönlere sahiptir. Evlatlık verildiği bu ailenin  bireyleri zengin olmalarına rağmen aşırı alıngan  gereksiz hassasiyetlere de sahip biraz  da kendilerini beğenmiş kimselerdir.
 
Zeze artık bir hayli büyümeye başlamış ve ergenlik çağlarına da gelşmiştir.  Bu yüzden aşırı hassas ve duygu dünyası da karma karıştır.  Evlatlık verildiğinden ergenlik sorunları da yaşadığından üstüne üstlük üvey ablası ile de  yaşadığı sonu gelmez sürtüşmelerden bunalmış durumdadır.
 
Zeze Üvey ablası ile hiç bitmeyen çekişmelere girmiş üvey annesinin bitmek bilmeyen tertip ve düzen merakından bunalmıştır.  Aile baskısının aksine babalığının iyimser tavırlarına rağmen bir türlü babalığına da açılamakta ona karşılık vermekte güçlük çekmektedir.
Zeze'nin evde ki tek dostu evin aşcısı Dadada'dır. Zeze artık onbir yaşındadır ve bu kez en yakınında, O'nun bütün çocukluğunu paylaştığı küçük şeker portakalı fidanı yoktur ama  onu aratmayacak olan başka bir sırdaşı vardır. Zeze’nin yeni yoldaşı küçük bir kurbagadır. Zeze bu küçük kurbağaya Adam adını vermiştir.
 
Bu arada okula gitmektedir.  Yaramazlıklarından dolayı sık sık okulda ceza alamakta , ve macera dolu günler geçirmektedir. Kişiliğünn aksine gittiği okul çok katı kuralları olan sıkı ve disiplinli bir okuldur.  Okulun kurallarına uyum sağlayamayan Zeze sık sık okul yönetimi ile başı derde girmektedir. Okulda ki tek dostu  ise Tarcisio Medeiros’tur.  O'na adı ile hitap etmesine müsade eden, iyimser ve sevgi dolu hocası Peder Paul Louis Fayolle (Peder Feliciano) de Zeze ile ilgilenen iyi bir öğretmendir.   Ayrıca hayalinde ki baba modeli olan Fransız şarkıcısı Maurice Chevalier’ i de uzaktan uzağa oldukça sevmektedir.
Sürekli olarak dert ortağı Kurbağası Adam ile konuşmakta tüm dertlerini ve sıkıntılarını onunla paylaşmaktadır. Kurbağası Adam ile birlikte hayatı öğrenmeye başlayan Zeze, aşkı ve  aşkın  getirdiği ızdırapları da yakından tanımaya başlar. Yeterince büyümeye başlamış ve artık delikanlı olmuştur.  Çok parlak bir öğrenci olan Zeze birden bire  sırılsıklam âşık olur.  O güne kadar herkesi kızdıran,  küçüklüğünden beri Şeytanın Oğlu  olduğuna inandığı için artık Şeytanın Oğlu olmadığını anlamaya başlayan Zeze’yi yeniyetmeliğin ilk adımları, verilmesi gereken yalnızlık sınavları beklemektedir.
 
Bu yüzden  Zeze  en yakın dostu Adam’dan ayrılmak vakti geldiğini anlamıştır.  Zeze, artık bir delikadır ve yola dostları ve sevdikleri olmadan devam zorundadır.
 
Jose Mauro De Vasconcelos
José Mauro de Vasconcelos, 26 Şubat 1920'de Rio de Janeiro yakınlarındaki Bangu'da doğdu. Kızılderili ve Portekizli kırması bir ailenin çocuğuydu. İki yıl tıp eğitimi gördü, ama bu eğitimini sonradan tamamladı. Çeşitli işlerde çalıştı. Boks antrenörlüğü, tarım işçiliği, balıkçılık yaptı. Kızılderililerin arasında yaşadı[3]
1942 yılında yazdığı ilk romanı Yaban Muzu'yh eşine az rastlanır anlatıcılık yeteneğini ortaya koydu. Ardından Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım, Delifışek, Kayığım Rosinha, Kardeşim Rüzgâr Kardeşim Deniz, Çıplak Sokak gibi romanlarıyla ünü Brezilya sınırlarını aştı. Özellikle Şeker Portakalı adlı eseri ile dünya çapında tanınan bir romancı haline geldi. Eserleri bir çok dile çevrildiği gibi bazı romanları filmede uyarlandı.

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar