30.05.2016
Gûy- ı Çevgan ( Şiirimizde Top ve Cirit oyunu)
Osmanlıca yazılışı : çevgan _ çevgân : چوگان
Çevgan sözcüğü Farsça kökenlidir ve Osmanlıcaya da bu dilden girmiştir. Sözlüklerde: “ Cirit oyunlarında atlıların birbirlerine attıkları değnek. Baston, ucu eğri değnek.” Şeklinde tanımlanır. Çevgan’ın eski devrilerdi eş anlamlısı ise Savlecândır صولجان ( bkz savlecan )
Özellikle eski edebiyata dair metinlerde ve divan şiirinde sık sık adı geçen, atlar ve top ile oynanan bir oyundur. “Çevgân, top ve ucu eri değneklerle oynanan bir oyun türüdür. Bir meydanda ata binilerek eldeki sopa (çevgân) ile topa (gûy) vurma suretiyle oynanır.”[1] “Karşılıklı 4 ile 10 kişilik takımlar halinde oynanan çevgân oyununda, taraflar at sırtında bulunur ve ellerinde değnekler ile topu hedefe sürerler. Belli bir zaman dilimi içinde topu hedefe ulaştıran takım, oyunun galibi sayılır. Avrupa’da halen polo adıyla oynanan oyun, budur.” (Pala, 1999:125)[2]
Bu oyun, Divan-ı Lüğat Üt Türki de ve Dede Korkut hikayelerinde de bahsi geçen atlılar topla oynanan bir çeşit Atlı top oyunu; günümüzdeki poloya benzeyen bir oyun şeklidir. Bu oyun Arifî’nin 1539 tarihli ve Topkapı Sarayında sergilenen eserinde minyatür olarak da çizilmiş, Evliyâ Çelebî Seyahatnamesinde de Gûy u Çevgândan söz edilmiştir. Buna göre bu oyun çok eskiden beri oynanan Türklerin icat ettiği bir oyun olmalıdır.
A.Talat Onay “ Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar “ adlı eserinde yanlış olarak bu oyun türünün “İranlılara ait “ [3] olduğunu ifade etmiştir.Gûy u çevgân oyunundan bahseden şairlerimiz sevgilinin yüzü ve güzelliğini çevgân oyununun oynandığı meydana benzetmek amaçlı söz etmişlerdir. Sevgilinin yüzündeki benler Çevgan oyunundaki topun adı olan guy’a benzetilir. Sevgilinin saçları ve kâkülü ise ucu eğri bir değnek olan çevgâna benzetilmiştir. Sevgili Çevgana benzetilen kaşları ve kâküllerini sallayarak veya aşığa vurarak aşığı yerden yere çalar, oradan buraya atar. Bu durumda sevgili çevgan; âşık ise oraya buraya fırlatılan Guy yani bir top gibidir. Sevgili çevgan değneğine benzeyen zülüfleri ile aşığın başını top gibi yapıp, oradan oraya fırlatır.
Sahn-ı meydan-ı muhabette oyunumdur benim.
Başımı top eylemek yârin sa ı çevgânına Necati
Didüm oynarken başum top eyle çevgân zülfüne
Didü çevgân gösterirdüm bâran olmasa Ahmet Paşa
Görmedik âsâyişin bu vâdî –i pür – vahşetin
Gûy-ı ser gerdanıyız çevgân-ı dest himmetin Naili
( Korkunç bir vadi gibi gözüken vahşet dolu bu hayattan bir sükun – huzur – göremedik. Himmet elleri bize himmet edecekken; elindeki çevgan ile bize vurup vurup bizi top gibi döndürüp durdu.)
Çevgân-ı zülf-i dil-bere top olmag isteyen
Meydân-ı derd ü gussada bî-pâ vü ser gerek Hamdullah Hamdi
Yine can oynarım meydan-ı aşk ta
Serüm top itmüşüm ey zülf-i çevgan Nebzi [4]
Çevgân-ı dest-i himmetine mihri gûy eden
Muhtâç-ı rûşenî –i meh-i Nâhşeb olmasa Naili Kadim
( o Nahşeb ‘deki kuyudan aydınlık ummasa himmetli ellerindeki çevgana başını top eder) Bkz Nahşeb
Şeh sûvarım al ele çevgânını kim mihr ü mâh
Serlerin kûy ı felekte gûy-ı meydan ettiler Vizeli Behişti Ramazan
Mihr zerrîn topumuzdur mâh-ı nev çevgânumuz
Sanma bu meydânda iller gibi ser-gerdânlaruz Vizeli Behişti Ramazan
Naili ve Behişti’nin bu beyitlerinde de görüldüğü gibi gûy-ı çevgân oyunu Ay, Güneş ve felekler ile ilgili olarak da düşünülmektedir. Behişti’nin beytinde İyi bir binici olan sevgiliye felek meydanında başlarını top yapan Güneş ve Ay’ı top yaparak onlarla çevgan oynaması istenmektedir. Bu beyitlerden yola çıkarak eski devre ait bilinmeyen bazı astrolojik inançların daha olduğu ve bunların da aydınlanması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Sine-i meydanın ser- a- ser dağdan gûy eyledin
Ey Hayali alalı çevgân- ı zülfün döşüne HAYALİ BEY
Şeh-süvâr-ı ‘ışkam âhum dûdıdur çevgân baña
Çarh meydân gûy-ı sîmîndür meh-i tâbân baña EMRÎ
Başını top еyləgil, gir vəhdətin mеydanına,
Еy könül, müştaq isən gər zülfünün çövkanına. Seyyit Nesimi
Sevgili çevgana benzeyen saçlarını omzuna atıp göğüslerine doğru döktükçe, bunu gören Hayali göğsünü baştanbaşa - ser- a ser - yaralarla doldurmaktadır. ( Ser- a ser bu beyitte, hem baştanbaşa yara, hem de altın tellerle ve ipekle dokunan kırmızı renkli sultanlara özel dokunan değerli kumaş anlamında tevriyeli kullanılmıştır. [5]
Çevgân-i temennâ ile hâmûn-i keremde
Gûy-i himeme kaddi dütâh itmege değmez ARPAEMÎNİ-ZÂDE MUSTAFA SÂMÎ
KAYNAKÇA
[1] Yunus KAPLAN ∗ Yakup POYRAZ , “ DİVAN ŞİİRNE KAYNAKLIK ETMESİ BAKIMINDAN OYUNLAR “,Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 15 Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr. Turgut KARABEY Armaanı-
[2] PALA, İskender (1999). Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Ankara: Akça Yayınları.
[3] A.T. Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB, 1996- S. 242
[4] Yunus KAPLAN ∗ Yakup POYRAZ , “ DİVAN ŞİİRNE KAYNAKLIK ETMESİ BAKIMINDAN OYUNLAR “,Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 15 Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr. Turgut KARABEY Armaanı-
[5] Şahamettin Kuzucular https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/divan-siirinde-saray-giysileri-diba-canfes-kemha-seraser-zerbaft/85576
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın