Kasîde Sun ey sâkî güle güle...

08.04.2016
 
Kasîde
 
Sun ey sâkî güle güle bize ol rûh-ı reyhânı
Ki gül yine bezemişdür bugün sahn-ı gülistânı
 
Cemâl-i sûretin Leylî güle mi virdi Mecnûndur
Ki bülbül göge irürdi bu dem derdinden efgânı
 
Aceb degül eger bülbül kılursa nagme-i Dâvûd
Ki gül üstine dutmışdur sögüt çetr-i Süleymânî
 
 
Çü Yûsuf Mısr şehrinde azîz oldı gül ü bülbül
Uş ider gece vü gündüz figân çün pîr-i Ken’ânî
 
Eger ok urmadısa gül yine bülbül yüregine
Niçün kana bulaşupdur serâser cümle peykânı
 
Gül-i sûrî gül-i sûsen gül-i nesrîn gül-i ra’nâ
Bu dördiyle bezenmişdür cihânun çâr erkânı
 
Bu dürlü güller istersen bekâ bâgında var iste
Dirîgâ kim vefâ itmez bize bu âlem-i fânî
 
Bu gül devrinde ömrüni geçürme zâyi’ ey gâfil
Ki gül devri bigi tizcek geçer bu ömr devrânı
 
Müdâm iç bir yanagı gül nigâr ile gülistânda
Ki karşuna kıla her dem yanaklarla gül-efşânî
 
Bu mevsümde gül ü meyle kişi beslenmese cânın
San anı bir kuru gövde ki yokdur aklı vü cânı
 
Cihân cennet olup durur serâser ger inanmazsan
Gözün nergis gibi aç gör ki güldür hûr u gılmânı
 
 
Meger bezm-i şehenşehdür letâfetde bugün gülşen
Ki olupdur bülbül ü kumrî nedîm ü hem hoş-elhânı
 
Şehenşâh-ı felek-rif’at alâ-yı dîn ü dünyâ çün
Ki katl itdi Alî bigi cihânda nesl-i Mervânı
 
Alî-vârdur eger her kim göre zâhir diler ise
Alî gibi göz açup gör cihânda şîr-i merdânı
 
Süleymân rûhı şâd oldı ki fitne dîvini bende
Bıraguban bezemişsin Süleymân bigi devrânı
 
Eyâ şâh-ı felek-rif’at ki dâyim bahtile devlet
Kılur dergâhuna secde urur topraga pîşânî
 
İşidüp adunı şâhum sefer kıldum bu iklîme
İrişdüm yüzini gördüm didüm zî vech-i nûrânî
 
Hemîşe tâ bu mevsimde cemâl-i tal’atı günün
Senün yüzün bigi şâhâ bezemez bâg u bustânı
 
Sehâvetde şecâ’atde dahı adun işidürdüm
Seni Hak müstedâm itsün seversin dîni îmânı
 
Mürüvvetde ne kim vardur benüm hakkumda kıldun sen
Vefânun ma’deni oldun sehânun lutfile kânı
 
Yüz urup tapuna geldi icâzet vir ana şâhâ
Ki yine devletünde ben görem milk-i Horâsânı
 
Bihamdillah ki medhüni idüp her meclis içinde
Dehânından dür-i ma’nî döker sözile Dehhânî
 
Yiri durur kulagunda dutasın sözümün dürrin
Ki ol dürden hacâletde kalupdur dürr-i ummânî
 
Dilegüm bu durur senden bu dördi saklagıl muhkem
Hemîşe dînile adli şecâ’atle hoş ihsânı
 
Diri oldukça ben kulun işidesin eyâ şâhum
Senün medhünle tolduram nice defterle dîvânı
 
Kemâl-i devletün güni bezesün bâg-ı dünyâyı
Dahı noksân hazânından İlâhum saklasun anı
 
 
Canpolat, Mustafa (hzl.) (1982). Ömer bin Mezîd, Mecmûatu’n-Nezâir. Ankara: TDK Yay. 26-28.
 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar