Keman
Osmanlıca yazılışı: keman - كمان
Biri müzik aleti diğeri savaş aleti olmak üzere iki tür keman vardır. Müzik aleti olan keman, kendine özgü biçimiyle 16. yüzyılda Avrupa’ da ortaya çıkmış, teknesi, Akçaağaç’ tan ve köknardan yapılan, göğsü iki delikli ve “F “ biçiminde olan bir çalgıdır.
Çaldığım keman
Halim pek yaman
Kız ben sana yanıyorum
Vallahi de inan Kastamonu Türküleri
Savaş aleti olan keman ise eş anlamlıları yay ve kavs olan Farsça kökenli bir kelimedir. ( bkz Kavs Nedir Edebiyatta Yay ve Yay Burcu)
Göñlümi hûn itdi tìrüñ iy keman-ebru nigâr
Kaldı bir kanlu hadengüñ dil yirine yadigâr Ahmet Paşa Şiirleri
Nitekim Osmanlı devrinde ok atmakla meşhur kimselere veya okçu birliklerine okçu anlamında kemankeş veya kemani denmiştir.
Ol keman-keş göz ki atar cânlara tir ü kazâ (5/1)
Bunca ohda n’ola ger bir kez ider-ise hatâ Ahmedi Şiirleri
Divan ve halk şairleri keman sözcüğünü gerçek anlamı olan yay manasında kullandıklarında doğal olarak tir , vurmak, yaralamak, delmek ve ok sözcükleri ile birlikte kullanmışlardır.
Gamzem tiri ile kaşların keman
Bu dertli sinemi delmek yol mudur
Yok mudur göğsünde din ile iman
Bendeni ferdaya salmak yol mudur TOKATLI GEDAYİ ŞİİRLERİ
Bir kaşı kemanın oldum meftunu
Kirpikleri oktur oynar ciğerde
Yaraladı sinem tiğ-i müjgânı
Zahimli vücudum akıl yok serde Sivaslı Aşık Minhaci Şiirleri
Keman kelimesi yay anlamı ile dilimizde daha az kullanılmış, Türkçe yay kelimesi ile Arapça eş anlamlısı olan kavs kelimesi daha çok kullanılmıştır. O nedenle gerçek anlamı ile kullanılması nadiren olmakla birlikte keman, kaş anlamına gelen mecazi anlamı ile daha sık karşımıza çıkmaktadır. Divan şairleri sevgilinin kasini yaya, yani kavs ve kemana benzetmişler, genel olarak da keman kelimesini kullanmışlardır. Bunun nedeni ise keman sözcüğünün hem keman çalgısı, hem de yay anlamına birden gelmesinden ötürü olmasıdır. Çünkü divan şairleri bir kelimenin birçok anlama gelmesinden, bir kelimenin hem mecaz, hem gerçek hem teşbih, tevryeli vb anlaşılmasından zevk duymuşlardır.
Sevgilinin kaşı dışında hilâlin ve feleğin de kemana benzetildiği dikkati çeker.
Yâ kaşını peyveste kemân eyledin ey dost
Cevr okuna cânımı nişân eyledin ey dost Ahmed Paşa
Geh Kahramân-ı çeşmine ebrû kemân sunar
Geh Rüstem-i nigâhına müjgân sinân verir Nefî
Senden ayrılalı ey kaşı keman
Başıma dar oldu cihan sevdiğim
Hasretinden aciz oldum el-aman
Hasta dilim zaman zaman sevdiğim Bayburtlu Zihni Şiirleri
Kaşın kemana benzetilmesi Ermeni asıllı Aşug larda dahi rastlanılmaktadır.
Arz-ı halim eyle kaşı kemana
Acep canan bendesine küstü mü
Divane gönlümüz düştü gümana
Bizden Tanrı selamını kesti mi Mecnuni Ermeni Aşuğ- 17 yy. Şiirleri
Dil neden takılmış keman kaşlara
Sormasam duramam sorsam duramam
Devletsiz başımı taştan taşlara
Vurmasam duramam vursam duramam Ayaş Türküleri