Fikret Otyam, Tuval Üzerine Yağlıboya resminden sürmeli göz detayı
Kuhl Nedir Şiirlerimizde Sürme
Osmanlıca yazılışı: kuhl = كحل
Sürme: Göz sürmesi, göz ilacı, sürme, göze sürülen ilaç, “göz çevresini ve kirpikleri daha çok siyah olmak üzere çeşitli renklerde boyamaya yarayan süs boyasıdır.”
“Sürme, ince toz haline getirilebilen madenlerden yahut is ve kurum gibi siyah renk veren maddelerden elde edilir. Güzel kokmasını sağlamak için sürmelere çeşitli sıvı veya tozlar eklenir ”
Sürmenin Antik, Mısır, Roma ve Hindistan, İran Türk ve Arap kültürlerinde eskiden beri kullanıldığı bilinmektedir. Sürme siyah renkte olması itibari ile sevgilinin göz rengini de işaret etmiş olur. Eski devrin sürmeleri toz halinde olup gözlere sürülmüş, sürmeli gözler imajı o nedenle şiirlerimizde çok sık yer almış bir konu haline gelmiştir. Divan şiirinde sürmenin esasının bir cevhere bağlı oluşu, sürmenin İsfahan’dan getirilmesi veya Isfahan ’da yapılıyor olması, sevgilinin gözlerine sürme çekerek aşığa bakarak aşığı katletmeye yeltenmesi vb konuları ile karşımıza çıkar. Sürmeleri ile de meşhur olan Isfahan, şiir dünyamızda sürmenin geldiği ve yapıldığı yer olarak da yer alır. [1]
Sürmenin toz halinde olması ve toz halinde göze sürülmesi nedeni ile zaman zaman sevgilinin ayağının bastığı yolun tozu ve toprağı da aşık için bir sürme kuhl dur
Sürmeleri ile de meşhur olan Isfahan, şiir dünyamızda sürmenin geldiği ve yapıldığı şehir olarak sürme sözcüğü ile birlikte anılmıştır. Hatta Isfahan demek sürmeye telmih olmaktadır. Eski devrilerde Isfâhan sürmeleri pek makbul tutulmuş hatta kuhl sürme dendiğinde akla Isfahan ve sevgili de gelmiştir. Bu nedenle kuhl veya sürme Isfahan ve sevgili imajı ile birlikte anılmıştır.
Bâd şol dem ki gubâr-ı reh-i cânân getürü
Nazar-ı ehl-i dile kühl-i Sıfâhan getürür Bakî
Çin-i zülfün görecek bâzâr-ı misk olur kesad
Gerd-i râhın anıcak râhı-ı Sâfahan bağlanır" Ahmet Paşa
Hem câna vü hem kalbe vü hem çeşme ciladır
Gerd-i gam ile kuhl-i Sıfâhan edemez bahs Şeyh Galib
Ayağı tozın gözine idinür sürme Kemâl
Kim iletse Zâtîyâ nazmun Safâhândan yana Zâtî (Tarlan, 1967: 46) 62
Bezimde ehl-i basîret sipâh-ı efgânı
Sevâd-ı ehr-i Sıfâhâna sürmeli derler Şeyh Gâlib (Kalkıım, 1994: 286)
Yüzüñi ayagı topragına sür ‘ârif iseñ
Çeke gör gözlerüñe kuhl-ı Sıfahânları Ravzi Hayatı ve Edebi Yönü ( Edincik- 16. Yy )
Kuhlii'l-basarız sâye gibi dîde-i mihre
Hâk-i kadem-i ehl-i melâmette ki pestiz Samî
Dîde-i cana ziya verdi gubâr-ı hat-ı yâr
Basarın kuvvetine kuhl ciladır bâis Nâdirî
Me'âl-i beste-i zülfün hatâ degil de nedir.
Bu kîl ü kâle vesîle sabâ degil de nedir.
Alır mı aynına hîç kuhl-i Isfahânı gönül.
Gubârı çeşmine yârin cilâ degil de nedir. RESMÎ, Çukadarzâde Ahmed Efendi
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/edebiyat-terimleri-mazmunlar/isfahan-sehri-edebiyat-dunyamizda-isfahan/44114