Lakap – Mahlas - İsmi ile Müsemma Olmak
Lakap kelimesinin Osmanlıca yazılışı لقب : lakap
Mahlas kelimesinin Osmanlıca yazılışı مخلص - mahlâs
Müsemmanın Osmanlıca yazılışı: müsemma مسمى / مُسَمَّا şeklindedir
Arapça kökenli bir kelime olan lakap kelimesinin sözlük anlamı: “bir kimseye, hatta bir hayvana özel bir özelliğinden dolayı, resmi adından ayrı ve farklı olarak sonradan takılmış adıdır. Meşhur olan birinin sonradan mahlas olarak seçtiği veya lakap olarak konulduğu adına da lakap denilir
Örnek: “Bizim kız Fikrîye Hanım’a Tombuş teyze deyince kadıncağızın lakabı Tombuş olarak kalmıştı. “ Şairlerin kendilerine Fuzulî, Bakî, Vicdani, Hayrani, Seyrani gibi mahlaslar vermeleri de bir çeşit lakaptır.
Müsemmanın Osmanlıca yazılışı: müsemma مسمى / مُسَمَّا şeklindedir.
İsmi ile müsemma olmak; bir kişinin isminin fiziksel yapısı ve karakteriyle örtüşmesi demektir. Eskiler isim ve lakapların gökten inen ilahi bir kudret ile kişilerin karakterlerini belirlediklerine yani isimleri ile müsemmasına mutabık olduklarına inanırlardı. Yani Bahadır ismi verilen kişi yiğit, kahraman; Narin ismi verilen kadın fiziki, ruhi ve kişilik açısından narin olacaktır diye düşünürlerdi.
“Tenzil’ül elkâb min savbi’s sema “ lakablar gökten iner. “ El esma tenzilu min es semai ve mutabıkan lil- müsemma” İsimler ( ve lakaplar) gökten iner ve müsemmasına mutabık olur. [1]
İsmi ile müsemma deyiminin anlam açılımlarını şöyle sıralamak mümkündür. ismin içerdiği manayı özellik olarak barındırma hali. Adının içerdiği anlam ile karakter ve fiziki açıdan uygun olmak, adının anlamı ile ilgili bir adamı olmak. İsminin anlamı karakterine sirayet etmiş olan. Örnek olarak Neşe’nin neşeli bir kadın, Mert’in mert bir insan olması isimleri ile müsemma olmaları demektir.
Bu ifadelere göre hem ismi hem de lakabı olanların veya çift isim almış olanların isimlerinin anlamları zıt ise o insanın dengesiz bir insan olacağı inancı da vardı. Bu düşüncenin altında isimler ve lakaplar gökten iner inancı bulunmaktadır.
Mahlas مخلص ise: Divan ve halk şiiri ozanlarımızın şiirlerinde kullandıkları ve ünlendikleri takma adlara denmektedir. Lakaptan farkı bir kimsenin bu ikinci adını imza gibi ve şairini işaret maksatlı seçmesi, seçilmesi veya kullanmasıdır.
Aşk nakdi bir hazînedür ana yokdur zeval
Mâlik olan ‘Avniyâ bir gence gencûr istemez Avni Fatih Sultan Mehme
Örneğin bu şiirde Avni : Fatih Sultan Mehme’tin mahlasıdır. Fatih Sultan Mehmet, Avnî mahlasını şiirlerinde imza niyetine, kendine bir mahlas başka bir açıdan da lakab olarak kullanmış ve seçmiştir.
Gam günlü Şenlik'in gönlünün şadı
Çıkmaz hatırımdan Al'osman adı Çıldırlı Aşık Şenlik
Divan ve halk şairleri kendilerine bir mahlas seçmelerinin nedenleri hakkında da şiirler veya beyitler söylemişlerdir.
Yâr eşiğinde denildi aşık – ı şeydâ bana
Hak demişler : Tenzil’ül elkâb min savbi’s sema Baki
Şems ü kamer ola tahtına n’ ola kim
Ey meh-i Zühre , gökten inermiş lakab Derviş Paşa [2]
Gözüm yaşına konmuş ad oldu baran
Lakap gökten iner derler mesel var. Çakeri Sina Bey [3]
KAYNAKÇA
[1] A.T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, S. 336
[2] A.T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, S. 336
[3] A.T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, S. 336