Leclâc Kimdir Satrancın Mucidi

01.09.2018
 
 
 
Anuşirvan bir Hintli ile satranç oynarken 
Faydalınan Resim alıntı : http://www.atli-okculuk.com/2014/11/osmanl-ve-selcukluda-satranc.html
 
Yazıda Leclâc kimidir, Leclac nedir,  satranç ve Leclac, satrancın içadı, satranç nerede ve nezaman icad edildi. Satranç oyununun kökeni, Arap, Çin, İran ve Hindistan'da satranç, Satrancın Roma, Yunan ve batı ülkelerine geçişi, satranç oyununun gelişimi, Nuşirevan, Leclac ve satranç ilişkisi,  savaş ve satranç oyunu ilgisi,  şiirlerimizde satranç, beyit örnekleri ile satranç konuları ele alınmıştır. 
 
 
Leclâc Kimdir
 
leclâc Osmanlıca Yazılışı  ~ لجلاج
 

Leclâc,  eski lügatlerde satranç oyununun icatçısı ve sözü tutuk söyleyen anlamlarına gelir. [1]  Bu kelimenin anlamında” kumarbaz” ve "engel" manası da vardır. [2] Leclac, satrancın mucidi olduğu sanılan ama satrancı Hindistan'dan İran'a getiren efsanevi veya gerçek  kişinin adıdır.   

Sözlüklerde de bu şekilde geçtiği gibi Divan şairlerimizin şiirlerinde de satranç oyunun mucidi Leclâc adlı kişi olarak kabul edilmektedir.   

Satrancın Çin icadı olduğu görüşü varsa da ilk önce Hindistan’da ortaya çıktığı kanaati daha da çok yaygındır.  Buna mukabil, satranç oyunun gelişimin daha ziyade İran ve Arap kökenli olduğu bilinmektedir.

Hindistan da Hint ordusundaki dört tip askeri birliği temsil edecek şekilde oluştuğu için çatur anga (dört unsur- Şah, kale, fil, at ) adı ile ortaya çıkan bu oyunun Enûşirvân- Nuşirevan ( I. Hüsrev Nûşirevân-ı Âdil - Enûşirvân )  zamanında İran’a intikal ettiği zannedilmektedir. Nitekim  Firdevsî Tusi ve Şehname  adlı eserinde böyle bir bilgi aktarmaktadır. “Satranç oyunun Hindistan kökenli olduğunu, bu oyunda kullanılan Farsça terimler de onun üçüncü durağı olan Yakındoğu’ya İranlılar tarafından ulaştırıldığını göstermektedir”[3]

Satranca vezir ilavesinin İranlılar veya Araplar tarafından yapılarak satranç unsurlarının altıya çıkarıldığı ve satranç oyununun bu şekilde son şeklini aldığı sanılmaktadır.

Satrancın kökeni hakkında çeşitli iddiaların olmasına rağmen en iyi ihtimalde satrancın ana vatanının Hindistan olduğu,  bu oyuna Hintlilerin çatur anga (dört unsur) adını verdikleri  Farsça ’ya çet-reng ve oradan Arapça ’ya satranç şeklinde geçtiği sanılmaktadır. Satrancın Hz Ömer zamanında Arapların da öğrendiği, Emeviler kanalı ile Batı ülkelerine de taşındığı tahminleri vardır. 

Satrancın Batı ülkelerine geçişi ise Persler kanalı ile Batı Roma ve Bizans sarayına, Endüls Emevileri ile İspanya ve Fransa’ya geçtiği düşünülür.

Tarihi kaynaklara bakıldığında Enûşirvân- Nuşirevan ( I. Hüsrev Nûşirevân-ı Âdil - Enûşirvân ) yaşamış olması gereken Leclac’ın ve satrancı icat eden değil, satrancı İran’a getiren kişi olması gerekir. Şu halde Leclac, satrancı icat eden değil, İran’a getirip Nuşirevan’a takdim eden kişidir. İran’a ilk kez onun getirmesinden dolayı da satrancı onun icat ettiği zannedilmiş olmalıdır.

İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiir adlı eserinde kaynağını belirtmeden satrancı icat eden kişinin Leclac’ın ustası Dahir b.Sısa’nın olduğunu yazmaktadır.  Aynı eserinde İskender Pala şu notu da düşer “ Firdevsî-i Tavîl'in Satrançnâmel Kebîr adlı eserinde bu hususta bilgi vardır.”[4] Buna göre İskender Pala, satrancın mucidinin Dahir b.Sısa olduğu bilgisin bu esere dayandırmış olmalıdır.

Şu halde  aşağıda yazacağımız şu pek meşhur hikâye de Leclac ile Nuşirevan( I. Hürmüz arasında olmuş olmalıdır.  Nuşirevan satrancı bulan kişiye dile benden ne dilersen diye sorar. O kişi de “Satranç tahtasındaki 1. kareye 1 buğday tanesi ve 2. kareye birinci karedekinin iki katı kadar olan 2 buğday tanesi koyun.3.Kareye ise ikinci karedeki buğdayların 2 katını yani 4 tane buğday koyun. Bu şekilde her bir kareye kendinden bir önceki karenin 2 katı olması şartı ile satranç tahtasındaki 64 kareyi de doldurun ve bana verin. Dileğim budur" der. Bu dilek derhal yerine getirilmek istenir ama sonuçta pers İmparatorluğundaki bütün buğdaylar getirilse bile bu isteğin karşılanamayacağı anlaşılır.

Leclac, divan şiirinde az sayıda da olsa ismi geçen tarihi veya efsanevi bir şahıstır. Leclac, divan şiirinde daha çok satranç ile ilgili konularla birlikte anılır.

Ravziyâ Leclâc ile şatrenc-ı ‘ışk oynadı dil  
Nat‘-ı sînemde anı mât itdi didi şâh dâg   Ravzi 

Leclâca baş eğdirdi takdîr verip hüsrân.
Hürmüz kafatasından hûn-ı dil-i Nûşirvân. Hakani

 Dilerem ben piyâ d e-ruh ruhuna
Uram şol resme kim at ola Leclâc         Kadı Burhaneddin

 

KAYNAKÇA

  • [1] https://www.osmanice.com/osmanlica-16212-nedir-ne-demek.html
  • [2] İskender Pala Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü , Leclac Maddesi
  • [3] Ramazan Altınay, SATRANÇ TDİA, cilt: 36; sayfa: 180
  • [4] İskender Pala Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü , Leclac Maddesi

1

5

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Ahmet Göçmen

Ahmet Göçmen

6 years ago

Makale yazabilmek için donanımlı olmak gerekiyor. Tebrik ederim.