Mahlas Tapşırma ve Müstear Ad Nedir

29.08.2018

 
 
Mahlas ( Tapşırma) ve Müstear Ad Nedir
 
Osmanlıca yazılışı :   مخلص
 
Yazıda mahlas,  tapşırma, kalem adı, müstear ad, lakap nedir, tanımları ve sözlük anlamları verilecektir. Mahlas ve müstear adların açıklamaları yapılacak, mahlas nasıl alınır ve müstear ad arasındaki farklar nedir; mahlas beyti, mahlas name, mazmun, âşık, badeli âşık vb konularına değinilecek;  mahlas örnekleri verilecek,  âşık edebiyatında mahlas alma geleneği üzerinde vb durulacaktır.
 

 

Sözlüklerdeki anlam karşılığı: İsme ilâve edilen başka bir isim. Halâs olacak, kurtulacak yer. Bir kimsenin takma adı, mahlası. Şekillerindedir.

Mahlas kelimesi, nam ismi ve lakap kelimesi ile yakın anlamdadır. Eskiden beri şairler ve yazarlar çeşitli gerekçeler ile yazdıkları edebi eserlerde ve şiirlerde asıl adları dışında mahlas adını verdikleri takma adlar kullanmışlar veya çeşitli gerekçeler ile kalem adı kullanmak zorunda kalmışlardır.  Mahlasa bu nedenle yazarın ve şairin edebi eserlerindeki kullandıkları takma ad, kalem adı, edebi namları, edebi lakapları da demek mümkündür.

Tapşırma, âşık edebiyatında mahlasın eş anlamlısıdır.

Müstear ad: Günümüzdeki “nickname” ye benzer anlamda veya eş anlamlısıdır. Müstear ad mahlas kullanmaktan farklı amaçlar için kullanılmıştır. Yazarlar ve şairler müstear adları, yasaklardan, siyasi baskılardan, eserlerinin yayınlanmasına engel olunacağı korkularından dolayı tercih etmişlerdir. Yazarlar edebi ünlerine uymayacak basit, popülist konulu, para kazanmak amaçlı, sıradan eserler yazdıklarında da müstear ad kullanmayı tercih etmişledir.

Örneğin Peyami Safa , para kazanmak amaçlı yazdığı piyasa romanlarında Server Bedi  müstear adını kullanmıştır. Örneğin Ahmet Turan Alkan Fetöcü olduğu için kapatılan Zaman gazetesinde “Recai Güllapdan” müstear adı ile yazılar yayımlamıştır.

Örneğin Aziz Nesin, çeşitli kara mizah yazılarında Oya Ateş, Vedia Nesin, Kasım Kahkah[1] gibi müstear adlar kullanmıştır.

Mahlasın Tanımları


Bir şairin asıl adından başka edebi eserlerinde kullandığı isim” Tahir’ül Mevlevi
 “Asıl addan başka kullanılan ikinci ada verilen isimdir” Mehmet Zeki Pakalın,
 “Bir yazarın yazısında kullanmak üzere aldığı ikinci ad” Mustafa Nihat Özön
 “Eskiden şairlerin yaptıklarında kullandıkları takma ad, Bir kimsenin doğumda verilen ikinci adı” Ferit Devellioğlu


Mahlas, divan ve halk şairlerinin yazılı eserlerde ve şiirlerinde kullandıkları asıl adları dışındaki, kendi kendilerine edindikleri veya ustaları hocaları tarafından takılan- verilen-  asıl adlarından ziyade edebi eserlerinde ünlendikleri adlarıdır.

Mahlaslar  yazılan eser ve şiirlerde kişisel bir mühür ve imza mahiyeti taşır.

Mahlas ile Asıl İsim

Mahlasların ünü yazar veya şairin asıl adının önüne geçer. Mahlas kullanan ediplerin kimliği bilinse dahi mahlası ile anılır hale gelir. Örneğin Fuzuli’nin asıl adı Mehmet; Nabi’nin asıl adı Yusuf, Nefî’nin asıl adı Ömer, Nedim’in asıl adı Ahmet, Namık Kemal’in asıl adı Muhammet Kamil, Gevherî'nin Mehmet (veya Mustafa ). Dertli'nin İbrahim’dir.

Fark edileceği gibi şair ve yazarların mahlasları veya edebi eserlerde kullandıkları kalem adları asıl adlarının önüne geçmekte; asıl adları hiç bilinmez iken mahlasları ile ünlenmektedirler. Bu durum özellikle âşık edebiyatında daha belirgin bir hal almış; pek çok halk ozanının gerçek adları tamamen unutulmuş veya bir diğerine karışmıştır. Örneğin Dadaloğlu gibi çok meşhur ozanımızın bile asıl adının Ali, mi, Musa mı Veli mi olduğu [2] veya hangisinin gerçek Dadaloğlu’nun ismi olduğu tespit edilememektedir.  


Meslek, mezhep, mevki, unvan niteliğindeki Kul, Abdal, Hace, , Şeyh, Şeyhülislam, Kadı gibi san, unvan, meslek adları şairlerin kendi adları önüne eklenen doğal mahlaslar olmaktadırlar Hace Ahmet Yesevi, Yusuf Has Hacip, Ahmet Fakih, Şeyyat Hamza, Kadı Burhaneddin, Kul Mehmet, Kul Himmet, Kul Culha, Hoca Neşet, Şeyhi,

Pek çok şair isminin sonuna nispet  “î” sini getirerek kendine mahlas yapar İsmetî, Ahmedî, Necatî, Nevaî, Enverî…

Bazı yazar ve şairler asıl adlarını mahlas olarak da kullanırlar. Ahmet Paşa, Necati Bey, Taşlıcalı Yahya, Şeyhülislam Yahya, Yusuf Has Hacib , Hakîm Süleyman Ata ,Hasanoğlu… Aşık Ömer, Aşık Veli, Aşık Veysel gibi…

Divan Şiirinde Mahlas Alma veya Verme Geleneği

Divan Edebiyatında şairin kendisine bir mahlas seçmesi veya hocası üstadı tarafından ona bir mahlas verilmesi geleneklere dayalı bir konuydu. Divan şairlerine mahlasları genellikle hocaları, büyükleri, üstatları veya usta bir şair tarafından verilirdi. Eğer üstat bir şair, başka bir şair adayına mahlas verecek olur ise verdiği bu mahlası mahlasname denilen bir manzume yazarak şaire takdim eder, mahlasnamesini alan şair de o mahlası kullanmaya başlardı.

Örneğin asıl adı Esad olan Şeyh Galib'e "Galib" mahlasını Hoca Neş'et vermiş divanında bu mahlasnâmeye de yer vermiştir. Bazı divan şairleri mahlaslarını mesleklerine, doğdukları yere, baba adlarına, iş ve mesleklerine;  mensubu oldukları tarikat, sülale, aile adlarına; mizaçların vb ye göre almışlardır. Katibî, Şeyhî, Nakşî, Niğarî, Köroğlu, Dadaloğlu, Kadı Burhaneddin, Kemal Paşazade, İbn-i Kemal, Kâtip Çelebi, Taşlıcalı Yahya,

Divan şairleri asıl adları yerine mahlas kullanmaya tahallüs adını vermişler, mahlaslarını şiirlerinde ve eserlerinde imza gibi kullanmışlardır. Divan edebiyatında mahlasın kullanıldığı beyit mahlas beyti olarak ifade edilir. Mahlas beyti şairin şiirine attığı imza olmaktadır. Eğer bir mahlas beytinde kullanılan mahlas hem şairin imza adını hem de başka bir anlamı taşıyacak şekilde kullanılmışsa hüsn-i tahallüs sanatı yapılmış sayılmaktadır.

Hayalî aldanma düşmenin tevazularına
Seyl bile divarın ayağun öperek hedm eyler    Hayalî

Âvâzeyi bu 'âleme Dâvûd gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş        Bâkî

Halk Şiirinde Mahlas

Türk halk şiirinde mahlas alma özellikleri divan şairlerininkinden çok farklı değildir. Halk ozanlarına mahlaslarını çırak olarak yanlarında çalıştıkları ustaları tarafından verilebildiği gibi âşık kendisine uygun bir mahlası kendine seçebilmektedir.

Bir ustanın yanında çırak olan yetişen aşık belli bir ustalığa eriştikten sonra ustası tarafından uygun bir mahlas verilir. Ustası tarafından mahlas almayı hak eden âşık artık usta bir âşık olmuş demektir. Bunun dışında âşıklar kendi kendilerine bir mahlas seçerler. Mahlas seçerlerken de yukarıda bazılarını izah ettiğimiz hususlara dikkat etmektedirler. Âşıklar, kimliklerine, kişiliklerine, eğilimlerine, mesleklerine vb ye uyan bir kelimeyi kendilerine mahlas kabul edip şiirlerinde kullanırlar.

Kimi ozanlar birden fazla mahlas da kullanmışlar, kimi ozanlar önceki mahlaslarını sonradan beğenmeyip değiştirmişler, farklı devirlerde ve zamanlarda yaşayan haberli habersiz aynı mahlasları kullanmışlardır. Örneğin Feryadi, Nesimî, Teslim Abdal, Fiğani, Civani, Emrah, Fedayî, Kemalî, Kenzî, Seyranî, Türabî ve Zihnî[3]  gibi pek çok ortak mahlas vardır.


Ozanların mahlas değiştirme nedenlerinin birisi de ortak mahlaslı olmaktan kaçınmaktır.  Örneğin Bazı şairler sırf bir başka şair kullanmasın diye, Fuzulî, Sefilî gibi mahlaslar kullanmışlardır.

 KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Adil Atmalı

Adil Atmalı

6 years ago

Nice yazılar okuruz bazan pişman da oluruz ama bu Güzeldi Teşekkürler

Aslı Gemici

Aslı Gemici

6 years ago

yeteneğim olsaydı. bu yazıyı incelerdim. yazıyı tebrik ederim.