Medeniyetin Yedek Parçası Konusu Özeti ve Aziz Nesin Hakkında

16.01.2020

 
 
Yazıda “ Medeniyetin Yedek Parçası ( Aziz Nesin  ) ”   romanı hakkında bilgiler, romanının özeti,  romanın konusu, ana fikri,  romanın kahramanları, romanın olay örgüsü,  romanın yazarı,  “Medeniyetin Yedek Parçası  ( Aziz Nesin  ) ” hakkında bilgiler “Medeniyetin Yedek Parçası   ( Aziz Nesin  )  “   romanın şahıs kadrosu  yazarın diğer romanları, “ Medeniyetin Yedek Parçası   ( Aziz Nesin  )   “   adlı eserden alıntılar yer alır.  Eser hakkında yorumlar,  romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
 
Medeniyetin Yedek Parçası  Öyküsü ve Aziz Nesin Hakkında
 
Medeniyetin Yedek Parçası Adlı Öykü Aziz Nesin’in ilk baskısı 1955 yılında yapılmış olan Yedek Parça adlı kitabında bulunan bir öyküdür. [1] Yazarın bu kitabı 1955-2003 yılları arasında 20 kez baskı görmüş ve 125.000 adet kopyası satılmıştır. [2] Kitaba ismini de veren hikâye ise kitapta Medeniyetin Yedek Parçası ismi ile geçmektedir.
 
Kara Mizah ustası olan Aziz Nesin ‘in gerçekçiliği olayları tersinden ve kara mizah olarak anlatması yönündendir.  Sosyal hayattaki çarpıklıkları ironi haline getirerek trajik komik yönlerden ele alan Aziz Nesin, sistemi ve sosyal hayatı hep güldürürken ağlatacak halleri öne çıkararak ele almış,[3]  aslında üzüntü veren durumları ve olguları tersinden giderek mizah yoluyla aktarmıştır.  En üzücü durumları ve olguları mizah haline getirerek “ ağlanacak hallerimizi güldürerek ortaya dökmek yolunu seçen Aziz Nesin, olaylara hem siyasi yönlerden bakmış, hem de toplumu ve sistemi bu yoldan hicvetmiştir.
Ateist olduğunu saklamayan Salman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri kitabını da yayınlamaya kalkışan, Aziz  Nesin  yüzlerce defa yargılanmış,   sivri ve tahrik edici kara mizah eserleri ve fikirleri yüzünden 5,5 yıl hapis yatmış,  çağdaş edebiyatımızın en mühim kara mizah yazarıdır.[4]  Aziz Nesin, 1995 yılında Sivas’ta meydana gelen Madımak Oteli olaylarında kışkırtıcı olarak görülmüş,[5]  bu olaydan kısa bir müddet sonra da sonra hayata veda etmişti.
 
Yazar bu öyküsünde teknolojiyi başkasından almanın yol açtığı sorunları ele almış, günümüzde de devam eden bu sorunları traktör alan bir köylünün yedek parça sorunu nedeni ile geri kalmışlığımızın yol açtığı problemleri bir köylü ailesinin üzerinden anlatmak istemiştir.  Öykü bu derece ciddi olan bir ülke sorununu güldürü üzerinden vurgulamış,    mizahi hale gelen bu öyküyü yöresel ağız, küfür ve argo ile de süsleyerek hatta bir miktar abartarak halimizi hicvetmiştir.
 
Öykü zaman olarak yabancı ülkelerden makine ithalatının artarak çoğalmaya başladığı 1955 yıllarını ve Menderes Hükümeti zamanını ele alır.[6] Bu süreçte ülkeye çok sayıda traktör getirilmiş, , yabancı ülkelerden gelen çok sayıda tarım aracının yedek parça ve tamir sorunları da bu öykünün ana konusu olmuştur.
 
Mekân olarak Adana civarını seçen öyküdeki diğer mekân ise parça bulmaya gidilen İstanbul. Adana yedek parçadan ve tamirden anlayan bir ustanın olduğu bir şehir, İstanbul ise yedek parça bulmak için gidilen bir mekândır.
KONUSU
Öykünün konusu tarlası için traktör alan Hamit Ağa adlı köylü sadece böbürlenmek için ihtiyacından daha büyük bir traktör alması, araç bozulunca da yedek parça bulabilmek için uğraşması,  tamir ettirmek için onca masrafa ve gayrete rağmen sonuç alamaması ve  en sonunda da dünyasını yıkan bu traktörü parçalayarak bu dertten kurtulması üzerine kurgulanmıştır.
 
ANAFİKRİ
 
Teknolojik ürünü ithal etmek nimetten çok külfet getirir.  Marifet teknolojiyi öğrenmek ve üretmektir.
 
Medeniyetin Yedek Parçası Öyküsünün Özeti
 
Hamit Ağa bir telaş içinde kahveye girmiştir.   “Kahveye girdiği halde etrafına selam vermeyen adama herkes baktı” (s.5). “ Hamit Ağa “ …kurtuldum şu cenabetten… Şükür Allaha… Dünya varmış!” “ Kurtuldum gâvur ölüsü traktörden” (s.5)[7] diyerek herkesin dikkatini çekmiştir. Herkes onu traktörü ile ne kadar uğraştığını bilmektedir.  Bu nedenle herkes Hamit Ağa’nın traktörden nasıl kurtulduğunu öğrenmek için sandalyelerini ona doğru çekerek onu dinlemeye başlar. “Anlat şunu be…, Sahi mi?” (s.5) [8]
 
Hamit Ağa, bilmeyenler vardır diye konunun en başına döner ve olayı e başından anlatmaya başlar. Hamit Ağa’nın ailesi çok kişi traktör adlı diye traktör alması için ona baskı yapmaya başlar. Kızı  ve oğlu  ona bu konuda büyük bir baskı uygulamıştır. Aslında Hamit Ağa, tarlaları sürmek için ellerindeki iki çift öküzün onlara yettiğini anlatmaya çalışır.  Kızı “ …yirminci yüzyıl bu, anladın mı?...” (s. 6) [9] diyerek duvardaki takvim yaprağını babasına gösterip babasını geri kafalı olmakla, çağ dışı kalmakla suçlamaktadır.
 
Hamit Ağa’nın a çocukları ve damadı bu yüzyılın makine asrı olduğunu, öküzlerin devrinin geçtiğini anlatırlar.   Oğlu ise daha bir ikana edici konuşmaktadır. Oğlu askerde şoförlük yapmıştır. Bir traktörün on günlük işi bir günde bitirdiğini anlatır. Üstelik traktör aldıklarında başkalarının tarlalarını da sürerek gelirleri artacaktır. Traktör öküz gibi hastalanmaz çalışmak ile yorulmaz,  ne yorulur, ne de ölür kocaman bir makinedir.
 
Köyde Memiş’in Hüsiin bile traktör almış iken onların almaması çok ayıptır.  Çocuklarına, eşine, damadına da aldırmayan Hamit Ağa’yı öğretmen ikna etmiştir. Hamit Ağa, en sonunda pes etmiş bir traktör almaya karar vermiştir. mek zorunda kalır. Öğretmenin demesine göre “seksen beygir gücünde olan” (s.7)[10] kocaman bir traktör almaya karar verir.
Traktör almaya karar verdikten sonra bankadan alınacak kredi ve traktörün büyüklüğü önemli bir sorun haline gelmiştir.  Seksen dönüm arazi için küçük bir traktör yetecekken  böbürlenmek ve övünç duymak için en büyük traktör tercih edilir.  Donatım kurumuna “dört bin gayme peşin” (s.7) [11] verebilmek için sarı ve boz öküzler satılır.  Lakin bir fincan benzinle çalışacağı söylenen traktör gaz tenekesi ile doymak bilmemektedir.  Aile traktörü aldıktan sonra köyde bir gezinti yapar. Herkes çok mutlu olmuştur.
 
Fakat yapılan bir traktör yarışı sonrasında traktör bozuluverir.  Traktörün bozulması sonrasında esa mesele başlar.  Traktörün vidasını bile bulmak ve yaptırmak büyük derttir. Vida bile bulunamayınca yapan adam bile yoktur. Traktörü tamir edecek ve bozulan parçayaı yapacak tek usta Adana’dadır.  Traktörün bozulan parçasının bulunması gerekince Hamit Ağa bu durumu öküzler ile mukayese etmeye başlar.  Zira öküzlerin ne vidası, ne de parçası vardır. Hamit Ağa’nın oğlu yedek parçayı bulmak için İstanbul yolunu tutar.  Kahvedeki herkes “eee Hamit Ağa…Sonra?...” (s.8[12]) diye öykünün sonunu merak etmektedir.
Hamit Ağa, sürekli arıza çıkartan traktörün bozulan parçalarını almak ve tamir parası ödemekten bankaya olan borçları ödemekte çok zorlanır.  Bu sıkıntılar yüzünden diğer öküzlerini ve tarlasını da satmak zorunda kalır. Yine de traktörün derdi ve masrafları asla bitmemektedir. Bozulan bazı yedek parçalarını da hiçbir yerde bulamaz. O parçaları yapacak ülkede hiç kimse de yoktur.  Bu parçaları bulmak için yaptığı girişimler hiçbir işe yaramaz. En sonunda Hamit Ağa hayatını mahveden bu traktörü balyozla parçalayıp kahveye bunu anlatmaya gelir.
 
KAYNAKÇA
 
[1] Aytaç, Gürsel. (1990). “Güdümlü Edebiyat ve Estetik Aziz Nesin’in ‘Büyük Grev’i Üzerine”. Edebiyat Yazıları I, Ankara: Gündoğan Yayınları, ss. 47-57.
[2] Hanife Nâlân GENÇ , İki Öykü, İki Değişim Öğesi: Traktör ve Yel Değirmeni, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2012 16 (2): 123-139
[6] Hanife Nâlân GENÇ , İki Öykü, İki Değişim Öğesi: Traktör ve Yel Değirmeni, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2012 16 (2): 123-139
[7] Nesin Aziz. (2011). Yedek Parça. İstanbul: Nesin Yayıncılık
[8] Nesin Aziz. (2011). Yedek Parça. İstanbul: Nesin Yayıncılık
[9] Nesin Aziz. (2011). Yedek Parça. İstanbul: Nesin Yayıncılık
[10] Nesin Aziz. (2011). Yedek Parça. İstanbul: Nesin Yayıncılık
[11] Nesin Aziz. (2011). Yedek Parça. İstanbul: Nesin Yayıncılık
[12] Nesin Aziz. (2011). Yedek Parça. İstanbul: Nesin Yayıncılık

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar