Midas’in Müritleri Öyküleri Özetleri Jack London

10.07.2019

Midas’in Müritleri Öyküleri Özetleri Jack London

 

 

Yazarın pek çok eseri kendi hayatından izler taşıyan en azından yarı otobiyografik eserlerdir. Çapkınlık ve gemilerde seyahat günlerini Martın Eden adlı eserinde; trenlerde kaçak seyahat ve serserilik yıllarını Demiryolu Serserileri adlı romanında anlatan yazar, altın arayıcıları ile yaşadığı Alasaka’daki maceralarını kızak köpeklerinin dilinden  Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş adlı eserlerinde anlatmıştır.

 

ROMANIN YAZIMI BASIMI KONUSU TÜRÜ VB HAKKINDA

Türkçeye Midas’in Müritleri adı ile tercüme edilen roman Amerikalı yazar Jack London’un   birbirinden güzel beş öyküsünden oluşan ve  Jorge Luis Borges  tarafından hazırlanan ilk basımları 1923 yılından evvel  yazılmış  bir hikâye kitabıdır.

Hepsi de yazarın diğer roman ve novellalarında da sık sık işlediği hayatta kalma mücadelesi ve yaşam savaşı konularını içeren bu kitap yazarın çeşitli zamanlarda yazdığı beş öyküden oluşur.  Hayatta kalma içgüdüsü ve zorluklara karşı verilen hayat mücadelesi konularını işleyen bu beş öykü  ‘Mapuhi’nin Evi, Hayatın Kanunu, Yüz Karası’, Midas’ın Müritleri, Gölge ve Parıltı”  adlı öykülerden oluşur.

 

Mapuhi'nin Evi

Özgün İngilizce adı " The House of Mapuhi

 

Yazarın kitabında yer alan "Mapuhi'nin Evi" öyküsü,  konusu denizde geçen, denizciliğe ve denize dair detaylı veriler sunan bir öyküdür. Bu öykü küçük ve daracık bir mercan adası olan Hikueru mercan adasında geçmektedir.  Küçük bir kumsalı da olan bu adaya mercan aramaya gelen denizciler ve tüccarlar ile adada bulunan yerlilerin ilişkileri, inci ve mercan ticareti ele alınmıştır.  Öykünün kahramanı, Mapuhi adındaki yerli  büyük bir inci bulmuş ve bu iniciyi kendisine büyük bir ev yapmaları karşılığında  bulduğu  bu inciyi tüccarlara  satmaya çalışmaktadır.  Bu inci tüccarların arasında elden ele dolaşır.   Fakat çıkan bir kasırga Murpy’in hayalleri ile birlikte adayı da yok edecektir.

Hayatın Kanunu

"Hayatın Kanunu"nda ise vahşi bir toplumda doymak ve hayatta kalabilmek için insanların bir birlerini yemek zorunda kalışlarını ele almıştır.   Kitabın ana fikri “ Hayatın görevi sürüp gitmekti, kanunuysa ölüm.”    Tezine dayanmaktadır.   Bu toplumda başkalarına yemek olmak seçeneği ile karşılaşan yaşlıların korkunç kaderi ele alınmış,  hayatta kalabilmek için bir başka insanı yemek zorunda kalan vahşi insanların, insanı yiyenler ve insana yemek olan insanların yaşadığı bir toplulukta’ ‘Ye onu! Yoksa sen yenirsin." Kuralının yaşandığı dramlar işlenmiştir.

Öyküde kitapta bir kabile reisinin kabilesi tarafından ölüme terk edilmesi,  ölüme terk edilen bu adamın hayatının son anlarında eski yaşamını sorgulaması ve geçmişteki anılarını düşünmeye başlamasına dayanmaktadır.

 Yazar bu kaderi şu cümleleri ile aktarır “Biri için hayatın yolu ötekini yemekten, öteki için hayatın yolu yem olmaktan geçiyor.”, “ Vahşi hayatta bir annenin yavrusuyla geçirdiği vakit kısadır; insanın egemenliğindeyse bazen daha kısa.”

 

Yüz Karası

"Yüz Karası" öyküsünde ise, Subienkow'un zekice oyunu  hayretler içerisinde okuyacaksınız.

Bu öyküde Avrupa’da bir başkente ulaşmaya çabalayan ve Polonya’nın bağımsızlığını isteyen Subienkow adlı bir adamın amansız, bıktırıcı ve uzun yolculuğu ve bu yolculuk sırasında başından geçen olaylar konu edinilmektedir.  Bu adam yol boyunca, ölümle tehlikeleri ile karşı karşıya gelmiş, işkenceli bir ölüme doğru sürüklenen Subienkow bu korkunç ölüm tehdidinden zekice hesapladığı bir oyun sayesinde kurtulmuştur

Kızılderililerin eline düşen Subienkow,  işkence ile ve acı çekerek yavaş yavaş ölmektense huzurlu bir şekilde bir anda ölmeye karar verir. Bunun üzerine Kızılderililerin reisine bir oyun oynar. Reis, bir insana kurşun ve bıçak geçirmemesini sağlayacak bir ilaç yapacağını söyler. Bu ilacı yapıp bitirdikten sonra da kendi üzerinde denememesini ifade ederek de reisi ikna eder.   Eğer sağ kalırsa hayatının bağışlanması şartını da ortaya koyar.

 Reis bunu kabul etmiş ve adam acı çekmeden öldürülmenin zekice bir yolunu da bulmuştur.

Midas'ın Müritleri

 

"Midas'ın Müritleri" öyküsünde,  anarşistlerden oluşan bir örgüt demiryolu patronu Eben Hale’den 20 milyon dolar istemektedir.   Baron Eben Hale bu parayı vermek istemeyince Midas'ın Müritleri adlı örgüt bu parayı alabilmek için cinayetler işlemeye başlamıştır.  

Gölge ve Parıltı

Zekayla harmanlanmış bir çekişmenin hikayesi…

Pek çok yönden biri diğerine benzeyen iki arkadaş büyük bir yarış içine girmişlerdir.  Birisinin yaptığı bir işi diğerinin daha iyi yapması kuralarına dayanan bu yarış üçüncü arkadaşlarının onların arasına girerek bu yarışa son vermelerini sağlayacağı güne kadar devam eder.

Yarışan arkadaşların ikisi de aynı üniversiteyi kazanmışlar, aynı dersleri almışlar, aynı kıza âşık olmuşlar, ikisi de görünmez olmayı başarmaya çalışmaktadırlar. Kimi zaman ölümcül tehlikelere de maruz kaldıkları bu yarış ölünceye kadar da  hep devam edecektir

TÜM ESERLERİ SAYFASI İÇİN TIKLAYIN

https://edebiyatvesanatakademisi.com/writer/jack-london

Jack London Hayatı Edebi Kişiliği Eserleri

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar