Nâdân Nedir
Osmanlıca yazılışı: nadan / nâdân / نادان
Nâdân , Farsça kökenli bir sözcüktür. Sözlüklerdeki anlamları: Cahil, haddini bilmez, kaba, terbiyesiz, görgüsüz, bilgisiz olduğu halde kendisini öyle görmeyen, nobran, manalarındadır.
Nâdân kelimesinin zıt anlamlısı arif’tir. Arif ise; haddini bilen, ilme, sülûka, adaba vakıf olan kişidir.
Tasavvufta Nâdân
Tasavvufta nâdân, tarikata yabancı, tarikatı, şeyhi, suluk ve âdâbı bilmeyen, kaba softa, veya cehalet sahibi olan kişi demektir. Nâdân ile sohbet, muhabbet etmek arif olana ayıp gözükür.
Nâr-ı ışk ile yanup kül olmayan nâdân’a yuf,
Ölmeden evvel ölüp dirilmeyen bî-cân’a yuf. Ahmed-Kuddusi
Şiir Dünyamızda Nâdân
Divân şâirlerinde ise nâdân aşık ile sevgili arasına giren bir rakiptir. Rakîp i, aşkı sevdayı bilmeyen, aşığı sevgilinin yanına koymayan, köpek, deli, cahil, kaba, halden anlamaz biridir. ( bkz Rakîp Nedir Divan Şiirinde Aşık Rakibİ ve Sevgili )
Bîgâne gamzen âşıka nâdâna âşinâ
Tâ-key tegâfül ey büt-i bîgâne âşinâ Nedim
Çünki nâdâna imiş şimdi medâr-ı devlet
Bu kemâlâta neden sa'y-ı belîğ ü himmet Meşhuri
Ol ki bir nâ-kâbil ü nâdândurur
Sûret-i insânda bir hayvândurur Edirneli Nazmi
Her kime sorsam arifiz derler
Beriden ozge ııadan bulunmaz Türabı