CANA REDİFLİ GAZEL
Ne âteş ü bâd ü ne âb ü gil idüm cânâ
Sen serv –i hevâ-bahşa ben mâyil idüm cânâ
Dahi gili Ferhâdun olmamış idi tahmîr
Ben râh-ı meşakkatde pâder-gil idüm cânâ
Âlemde henüz adı yâd olmadın engûrun
Hum-hâne-i vahdetde ben kanzil idüm cânâ
Leylîye dahı Mecnûn olmamış idi meftûn
Ben vâdi-i hayretde lâ’ya’kil idüm cânâ
Aşk eyledi âvâre ben Hayretîyi yoksa
Her hıdmete cân ile müsta’cil idüm cânâ
(Çavuşoğlu-Tanyeri, 1981:133)
Günümüz Türkçesiyle:
1-Ey sevgili! Ben ne ateş, ne su, ne toprak ne de hava iken, sen arzu,istek bahşeden serviye âşık olmuştum.
2-Ey sevgili! Ferhad’ın çamuru/toprağı henüz yoğrulmadan önce sıkıntıyolunda ayağı çamur içinde (mec. Sıkıntı) idim.
3-Ey sevgili! Âlemde henüz üzümün dahi adı anılmadan önce benvahdet/birlik meyhanesinde körkütük sarhoş idim.
4-Ey sevgili! Mecnûn henüz Leylâ’ya âşık olmadan önce, ben hayretvâdisinde kendinden geçmiş bir durumda idim.
5-Ey sevgili! Aşk, ben Hayretî’yi âvâre etti, kendinden geçirdi, neyaptığını bilmez hâle getirdi. Eğer ben bu duruma düşmeseydim, senin heristediğini yerine getirmede canı gönülden çabuk davranırdım.