KategorilerYabancı Roman Özetleri RomancılarNora Bir Bebek Evi Hakkında İnceleme Özet Henrik İbsen

Nora Bir Bebek Evi Hakkında İnceleme Özet Henrik İbsen

17.02.2019

 

 

 

ESERİN YAZARI BASIMI İÇERİĞİ ANLAYIŞI HAKKINDA NOTLAR

 

Nora: Bir Bebek Evi, özgün adı ile “A Doll's House” Henrik Ibsen'in  (1829-1906)  yazdığı üç perdelik bir tiyatro oyunudur.  Bu oyun ilk defa 1879'da Danimarka Kraliyet Tiyatrosu'nda sahnelenmiş metni ise İbsen tarafından bu yıllarda yazılmıştır.  Bu oyun modernist tiyatronun ilk ürünlerini vermiş olan Ibsen’in  Freud karşıtı bir  anlayış ile yazdığı ilk oyunlarından biridir. [1]

Modern tiyatronun öncüsü ve tiyatro sanatında devrim yarattığı kabul edilen bir yazar olan Ibsen’ın anlayışı “ 19. yüzyılda hüküm sürmüş olan başlıca sanat akımlarının bir bireşimi” olarak da kabul edilir. [2]

Romantik, bireyci ve anarşist bir dünya görüşünde bir yazar olan İbsen,[3]  bu oyununda orta halli bir burjuva ailesinde el bebek gül bebek yetiştirilen yaşadığı dönemlerin riskleri ile karşılaştırılmadan bir süs bebeği halinde büyütülmesi ve kendine gelen kadının bu rolleri reddetmeye başlaması konusu işlenmiştir. Oyun Nora’nın kendi benliğini hatta kendi aklını fark etmesi sürecinde yaşadığı çatışmalar ile en sonunda geleneksel aile ve toplum yapısının kendisine dayattığı rolleri ve evcilik oyunlarına başkaldırısı konusunu işlemektedir. Bir Bebek Evi adlı oyunu Ibsen’in  modernit  anlayış ile yazdığı  ilk oyunlarından biridir.  Oyun yenilikçi, modern hatta avant garde bir eser olarak kabul edilmiş ve sahnelenmiştir.

Yazar, kadın kahraman Nora ile kocası Helmer’in kişiliklerinde yerleşik ahlakı tenkit ederken modern dünyadaki kadın ve koca ilişkilerine getirdiği eleştirisel yorumlar ile çağdaş kadının özgürleşmesi ve birey haline gelmesi sürecini gündeme yerleştirmek istemiştir.

Yaban Ördeği adlı oyunu ile tüm dünyada tanınmış bir yazar olan İbsen ‘in bu oyunu hemen tüm dünya dillerine çevrilmiş, Dünyanın birçok yerinde, birçok kez sahnelenmiştir.  [4]Eserleri Le Monde’nin seçtiği Yüz Yılın Yüz Kitabı arasına da girmiş olan yazar ülkemizde de bir hayli tanınmaktadır.  

Oyun, beyni ile düşünmesine engel olunmuş bir kadının dirilen duyguları, kendi adına da düşünmek isteyen aklının uyarmaları, bastırılmış duygularının ortaya çıkmak istemesi,  üstelik yaşadığı her şeyin bir yalan ve oyundan ibaret olduğunu idrak etmesi üzerine kurgulanmıştır.  Kendi adına düşünemeyen, karar veremeyen kendine ait duyguları bastırılmış bir kadının kendine gelmeye başlaması ve üzerine çullanmış olan geleneksel aile yapısına ve diğer bastırıcı unsurlara karşı isyan etmesi, insanın kendi onuru ve kimliğini bulması üzerine kurulmuştur.

Bu oyun yazıldığı ve oynandığı yıllardan itibaren geleneksel aile bağları ve aile yapılarına balyoz indirmekle suçlanmış eserin içeriği ve kadın kahramanı Dora’nın geleneksel yapılara başkaldırısı kimi çevreler tarafından ağır eleştirilere ve hararetli tartışmalara da yol açmıştır. “Yazıldığı günden itibaren hem feminist hem de sosyalist çevrelerde tartışma yaratmış bir oyun metnidir. Bir oyun karakteri olarak Nora da, kadın özgürleşme hareketinin bir sembolü olmuştur. Bu oyunun evrensel nitelikte olmasının bir sebebi de kuşkusuz erkek egemen sisteminin sorgulanmasının, eleştirilmesinin yanı sıra ‘namus, onur, şeref’ meselesini tartışmasıdır” çevirmenleri Jale Karabekir ve Feride Eralp.

Bu oyun  kadının aile içindeki ve erkeğin karşısındaki konumunu eleştirmesi bakımından feminist bir eser olarak kabul edilmiş bu oyun Ibsen’in Yaban Ördeği adlı oyunu ile birlikte en çok sevilen eserlerinden birisi olmuştur.

OYUNDA KARAKTERLER

Nora: Kendi kimliğini başkalarının kurduğu, kendi adına düşünmeyi öğrenemeden büyüyen bir kadındır. Önceleri avukat,  sonra ise bir banka müdürünün eşidir. Evli ve çocuklu mutlu neşeli bir ev hanımı görüntüsü altında iken kendi aklı, duyguları ve kendine ait kararlarının olması gerektiğin anlayarak kendine biçilen hem bir anne hem de bir eş olma rolünü bırakıp kendini keşfetmek için evini terk eder.

Helmer:  Nora’nın kocası bir banka müdürü. Disiplinli, otoriter, Nora’nın çocuksuluğunun yanında fazla ciddi bir adamdır.

KONUSU

Orta sınıf ailenin bebeği olarak dünyaya gelen Nora, bu evin bir süs bebeği halinde büyür.  Onun yerine hep başkaları düşünmüş, kendi için hiçbir şey düşünme şansını elde edemeyen bir süs bebeği olarak büyümüştür.

Nora babasının sonra da kocasının kendi yerine ve kedi adına düşündüklerini fark etmeye başlar. Kocasının gerçek yüzünü de gördükten sonra tüm inançları ve değerleri yıkılan Nora, yaşadığı evcilik oyununu da terk ederek kendine gelmeye karar verip kendini daha iyi tanıyabilmek için evini ve çocuklarını da terk eder.

 

KISA ÖZETİ

Nora orta halli bir burjuva ailesinin kızı olarak dünyaya gelen Nora, bu evin bir süs bebeği halinde büyümüştür.   Onun yerine annesi, babası ve hep başkaları düşünmüş, kendi için hiçbir şey düşünme şansını elde edemeyen bir süs bebeği olarak büyümüştür.

Bir avukat olarak hayata başlayan Nora bir banka müdürü olan kocası Helmer ile evlenmiş ve çocukları da olmuştur. Nora, çocukluk yıllarından öğretildiği gibi eve neşe saçan çocukları ve eşinin mutlu olması için kendine öğretilen her şeyi yapabilen bir kadındır.

 Eşi ise çok ciddi, disiplinli, otoriter, işine bağlı bir adamdır. Nora’nın çocuksuluğunun aksine evdeki tüm karaları alan ve uygulayan bir kocadır. Nora, kocasının işlerinde yükselmesine sebep olan bir sırra da sahiptir. Nora kendine geldikçe ve evlendikten sonra önce babasının sonra da kocasının kendi yerine ve kedi adına düşündüklerini fark etmeye başlamış, ayrıca tüm bunlara rağmen kendisi olmasa kocasının bir hiç olduğunu da sezmektedir. Kocası , ise Nora olmazsa kendisinin bir hiç olduğunun farkında değildir.  Nora,  sadece neşe saçmak ve kadınca görevlerini yerine getirmekten ibaret bir kimlik olarak görüldüğünü hatta zaten de böyle olduğunu idrak etmeye de başlamıştır.

Fakat kocası kendisini illegal yollara başvurmaya başlamıştır. Yaşanılan trajik olay sonunda Nora, kocasının kendisini koruyacak şekilde hareket edeceğini de umut etmiş, fakat kocası kendi çıkarların önde tutup Nora’nın umduğu gibi davranmamıştır.  Bu gerçeğin farkına varması, Nora’yı “birey” olmaya zorlar.

Kocasının gerçek yüzünü de gördükten sonra tüm inançları ve değerleri yıkılan Nora, yaşadığı evcilik oyununu da terk ederek kendine gelmeye karar verip kendini daha iyi tanıyabilmek için evini ve çocuklarını da terk eder.

 KAYNAKÇA


[1] Erinç ÖZDEMİR, HENRIK IBSEN’İN MODERNİZMİ, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 49, 1 (2009) 119-143

[2] Erinç ÖZDEMİR, HENRIK IBSEN’İN MODERNİZMİ, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 49, 1 (2009) 119-143

[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/yaban-ordegi-hakkinda-ozeti-henrik-ibsen/84308

[4] Hazel Güney – yesilgazete.org (21 Şubat 2012)

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da